Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8018 E. 2024/4912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, çocuk nafakası, kadın lehine tazminat miktarları ve erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/950 E., 2023/918 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/12 E., 2023/15 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; kadının, sol gözünde görme bozukluğu olan müvekkilini sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, kötü davrandığını, iftira attığını, kadının ailesi tarafından tartaklandığını, fiziksel şiddet uygulandığını, kadının biriktirdikleri paraları ve altınları alarak ortak evi terk ettiğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 70.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, aşırı kıskanç, sinirli, agresif biri olduğunu, müvekkiline "oruspu, fahişe, insanlarla yatıyorsun" şeklinde hakaret ettiğini, aşağıladığını, iftira attığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, aleni şekilde öldürmekle tehdit ettiğini, müvekkilinin öldürülme korkuyla kendisi ve çocuklarının can güvenliği açısından evini terk ederek Çanakkale'ye yerleştiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, her bir çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî taminata, nafakaların her yıl Ocak ayı açıklanan yıllık Tüfe/Üfe oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2018 tarih ve 2015/80 Esas, 2018/231 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, kadına iftira atması, küfür ve hakaret etmesi, kötü muamelede bulunması nedeniyle ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin gözünün görmemesi nedeniyle aşağılaması ve eşini istememesi nedeniyle az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 200,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... ergin olduğundan hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu 19.08.2016 tarihinde sona erdiğinin tespitine, çocuk için velâyet düzenlemesi ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası takdirine yer olmadığına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebi ile ilgili davası tefrik edildiğinden bu dosyada bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı-davalı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden, davalı-davacı kadın vekili ise, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararı istinaf etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin vesayet dosyası ile birlikte eldeki dava dosyası, alınan tüm sağlık kurul raporları ve önceki tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan görüş alınmak suretiyle giderilmesi ve hukuki ehliyetinin olmaması halinde gerektiğinde vasi tayini de düşünülerek davaya devam edilmesi gerekirken Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı dikkate alınarak esasa yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş, istinaf taleplerinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, kadına ve ailesine küfür ve hakaret ettiği, kadına karşı "orospu, başkalarıyla yatıyor" şeklinde sözler ile ithamlarda bulunduğu, yine kadını ortak haneden kovduğu, kadının eşin ise erkeğin gözünün görmemesi nedeniyle "gözün görmüyor ki zaten bir işi beceremezsin" şeklinde sözler ile aşağıladığı, kadının ailesinin erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, kadının, erkeği istemediğini söyleyerek duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu ve birliğin devamında taraflar ve toplum için bir fayda kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 400,00 TL artırılmasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... ergin olduğundan velâyet düzenlemesi ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin süresinde olmayan yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî tazminat talebi ile ilgili davası tefrik edildiğinden bu dosyada bir karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası takdirine yer olmadığına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, müvekkili lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;İlk Derece Mahkemesinin kadına yüklediği kusurun kesinleştiği, kadına yüklenecek başkaca kusurun bulunmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların sabit olduğu, kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, velâyeti anneye verilen küçüğün yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında küçük için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi ve belirlenen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde, tazminat miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu eş lehine manevî tazminata karar verilemeyeceği, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, erkeğin, maddî tazminat talebinin dosyadan tefrik edildiği, bu nedenle bu dosyada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı, erkek vekilinin dilekçeler teatisi aşamasından sonra UYAP üzerinden 09.02.2023 tarihinde gönderdiği beyan dilekçesinde "müvekkilinin bakım ve yardıma muhtaç olması nedeniyle, karar tarihinden itibaren lehine aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakasına çevrilmesine, nafaka miktarının her yıl Üfe oranında arttırılmasına" karar verilmesini talep ettiği, kadının bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işleminin de mevcut olmadığı, yoksulluk nafakası hakkında “süresinde olmayan yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, müvekkili lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi ile erkek lehine maddî tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi,182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.