"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/512 E., 2023/1141 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/358 E., 2020/780 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karar davacı-davalı erkek vekili tarafından "asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü" yönünden istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı-davalı erkeğin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; anlaşmazlık nedeniyle tarafların 6 aydır ayrı yaşadığını, kadının erkeğin iş yerine gelerek erkeği küçük düşürdüğünü, kadının son iki yıldır evde yemek yapmadığını, erkeğin hep dışarıda yemek yediğini, son iki yıldır erkeğe hakaretler ettiğini, başkalarının önünde de hakaret ettiğini, erkeğin annesine ve ilk evliliğinden olan çocuğuna bakmasına tahammül edemediğini, kadının pahalı bir hayat istediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 5.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin 1 ay önce tartışma çıkartarak evi terk ettiğini, kadını aldattığını söylediğini, erkeğin parası ile övünen, para ile kadınları etkilemeye çalışan ve lüks araba merakı olan biri olduğunu, kadını sürekli ablası ve eski eşi ile kıyasladığını, kadını aldattığını, eski eşi ile halen ilişkisi olduğunu, kadın rahatsızlandığında ilgilenmediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 10.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına toplum içinde küçük düşürücü sözler söylediği, sadakat kurallarına uymayacak nitelikte güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının gelirinin bulunması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, hükmedilen tazminatların miktarı, tazminatlara faizi ile hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının emekli maaşı bulunsa da tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereği kadın yararına tedbir ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakalarının reddi ile tazminatların miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 3.000,00TL tedbir nafakasına, 100.000,00TL toptan yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00TL maddî ve 300.000,00TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin "asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü" yönünden temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.