"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1873 E., 2023/640 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/890 E., 2020/124 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının hamile kalmamak için rahminden tedavi olduğunu, bu tedavinin rahim bölgesinde başka olumsuzluklara neden olduğunu, kadının bu nedenle agresif ve saldırgan hale geldiğini, erkeğe ve ailesine küfür ve hakaret ettiğini, toplum içinde küfür ederek erkeği küçük düşürdüğünü, ev işleri ile ilgilenmediğini, temizlik ve yemek yapmadığını, beddua ettiğini, son 3 yıldır aile konutuna erkeği almadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının rahim rahatsızlığı geçirmesi nedeniyle erkeğin kadını istemediğini ve beğenmediğini, kadının kiloları ile dalga geçtiğini, küçük gördüğünü, erkeğin aile hayatından çıkıp bireysel bir hayat yaşamaya başladığını, kadının altınlarını zorla aldığını, hastalığında maddî ve manevî destek olmadığını, ortak çocuk ...'in şizofreni hastası olduğunu, bu çocuğun bakımında kadını yalnız bıraktığını, bu süreç içinde erkeğin ikinci bir evlilik yapmayı düşündüğünü, istemeye dahi gittiğini, kadının maddî olarak geçinememesi nedeniyle çöpten yemek toplamak zorunda kaldığını, erkek tarafından asıl boşanma davası açıldıktan sonra erkeğin ortak konutu mal kaçırmak amacıyla 19.11.2018 tarihinde kardeşine devrettiğini, kadını ve çocukları sokağa atmakla tehdit ettiğini, evlilik süresince erkeğin kadına küfürler ettiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, asıl davaya sunduğu cevap dilekçesi ile de yararına 2.000,00TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ev işlerine gereken önemi vermediği, evi pis bıraktığı, yemek yapmadığı, eşine Kürtçe küfür ettiği, eşinin babasına hakaret ettiği; erkeğin ise evlilik birliğine gereken önemi göstermediği, hastalığı esnasında eşine iyi bakmadığı, hastalıkları ile ilgilenmediği, sen şişkosun, seni beğenmiyorum, kokuyorsun gibi sözler söyleyerek aşağıladığı, şizofren hastası kızları ile ilgilenmeyip bakımında yardımcı olmadığı, çocukları annelerine karşı doldurduğu, resmi nikah ile evli iken Aysel isimli bir kadın ile evlenmek istediği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar reşit olduğundan velâyet ve nafaka hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 600,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reşit ve hasta olan çocuk yararına nafaka hükmedilmemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarları, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında erkeğin müşterek konutu devrettiği, bu nedenle açılmış derdest dava bulunduğu ve ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğe birden fazla küfür, hakaret ve beddua içeren sözler söylediğine ilişkin kusurların kanıtlanmış olmasına rağmen bu vakıaların kusur belirlemesinde nazara alınmamasının hatalı olduğu, yine erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının düşük olduğu, tazminatlar yönünden boşanma hükmünün kesinleşme tarihi yerine, karar tarihinden yasal faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarına; erkeğin ise kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiğini, dinlenen tanıklar ile husumetinin bulunduğunu bu nedenle beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu, asıl davanın kabulü nedeniyle hükmedilen vekâlet ücretinin haksız olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddî-manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.