"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1920 E., 2023/1600 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/413 E., 2021/86 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalı erkek aleyhine tespit edilen ve hükmedilen alacak miktarı toplam 77.409,79 olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların dönem dönem evliliklerinde sorunlar yaşadıklarını, bu sorunlardan birisi yaşandığı zaman müvekkilinin ailesinin yanına gittiğini, geri dönmesi için ortak ikametleri olan Sultantepe'de bulunan taşınmaz üzerinde müvekkili adına intifa hakkı oluşturulduğunu, davalının bu süreçlerde kendi adına kurmuş olduğu şirketi aile şirketi şekline çevirdiğini, davalının kendi üzerine herhangi bir mal almaz iken ve de hesaplarında pek para hareketi görülmezken bu işlemlerin ailenin diğer bireyleri üzerinden devam ettiğini, dönem dönem ciddi miktarlarda nakil paranın davalı tarafından eve getirildiğini, zaten boşanma davasında da gündeme gelen müvekkilinin evde bulunan nakit paradan 75.000,00 TL aldığını, evde bulunan total paranın asgari 500.000,00 TL olduğunu, davalı ile birlikte şirket ortağı olan babası, annesi, kardeşlerinin şirket hariç başkaca bir kazanç durumları olmadığı için müvekkilinin evlilik birliği süresince edindikleri malların ve de para hareketlerinin araştırılması gerektiğini, ayrıca bu şahısların başkaca şirketleri olup olmadığının ve de kuruluş tarihinin araştırılmasını talep ettiklerini, bu şahısların taşınır taşınmaz mal dökümleri ile banka hesap hareketlerinin dosyaya celp edilmesi gerektiğini, şirket üzerinden bu şahıslara aktarılan para hareketlerine bakılması gerektiğini, ayrıca davalı ile bahse konu kişiler arasındaki para hareketlerinin de incelenmesi gerektiğini belirterek mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiye sonucunda hesaplanacak ileride talep arttırım dilekçesi ile artırılmak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 04.01.2021 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda 34 ... plakalı araçtan kaynaklı 34.627,31 TL ve ... Halı Saraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin kişisel mal gelirinden kaynaklı 42.782,49 TL olmak üzere toplam 77.409,80 TL alacağın hesaplandığını belirterek talep miktarını yükselterek toplam 77.409,80 TL alacağın ayrılık tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; şirketin kurumadan önce babasının şahıs şirketi üzerinden faaliyet gösterdiğini, şirketin evlenmeden önce kurulduğunu, müvekkilinin babasının göstermelik olarak şirkette hissedar gösterdiğini, tasfiyeye dahil mal bulunmadığını, müvekkili adına edinilen mallara davacının katkısının olmadığını, taşınmazların müvekkilinin babası tarafından alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 23 ada 5 parsel 5 nolu bağımsız bölümün 18.03.1997 tarihinde tarafların mal ayrılığı rejimi döneminde davalı adına edinildiği, davacının evlilik süresince çalışarak gelir elde etmediği, davacının işbu taşınmazın edinilmesine katkısının bulunmadığı; 531 ada 11 parsel 2 nolu bağımsız bölüm ve 2771 ada 12 parsel sayılı taşınmazın evlenme tarihinden önce davalı adına edinildiği, işbu iki taşınmazın davalının kişisel malı olduğu; 34 ... plakalı aracın 16.09.2008 tarihinde davalı adına edinildiği, işbu araç yönünden davacının katılma alacağının 34.627,31 TL olduğu; ... Halı ve Saraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin dağıltılmayan kârı payları yönünden de davacının 42.782,49 TL katılma alacağı olduğu; dava dilekçesi içeriğinde geçen ve davacının evden ayrılırken evde bulunduğunu iddia edilen 500.000,00 TL nakit paranın dava konusu edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 34 ... plakalı araç yönünden 34.627,31 TL, ... Halı ve Saraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin dağılmamış kârı yönünden 42.782,49 TL olmak üzere toplam 77.409,80 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 23 ada 5 parsel 5 nolu bağımsız bölüm, 2771 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ve 531 ada 11 parsel 21 nolu bölüm yönünden davanın reddine, dava dilekçesi içeriğinde geçen ve davacı evden ayrılırken evde bulunduğu iddia edilen 500.000,00 TL nakit para dava konusu edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ayrıntılı delil listesinin 8-9-10-15-16 maddelerinde yer alan taleplerinin dikkate alınmadığını, ... Halı ünvanlı şirket kayıtları geldiği zaman karşılarına net bir tablo çıktığını, Kapalıçarşı'da 5 adet dükkan işleten (ikisi mülk) şirketin, 2012 yılı dahil çok güzel kâr elde ettiğini, ancak ne hikmetse boşanma davası Kasım 2012 tarihinde açıldıktan sonra her sene zarar ettiğini, davalı adına para hareketleri görülmediğini, çünkü bu tarihten sonra diğer aile bireyleri üzerinden para hareketlerinin devam ettiğini, bu nedenle 2012 tarihinden sonraki dönem için diğer aile bireylerinin mal varlığı ve de hesap hareketlerinin araştırılmasını talep ettiklerini, maalesef yapılmadığını, bu taleplerinin reddedildiğini, davalının şirkette sorumlu müdür olduğunu ve de iki adet mülk şirket tarafından kullandığını, ayrıca dosya içerisinde bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin olduğunu, bu itirazlarının da dikkate alınmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin babası sayesinde iş imkanı bulduğunu ve şirket kurulumunu tam olarak sağlamak adına göstermelik %18 oranında hisseye sahip olduğunu, bu hisselerin veya müvekkilinin müdür olmasının müvekkiline maddî olarak ek bir imkan tanımadığını, davacının evden ayrılırken kendi ikrarlarıyla da sabit olmak üzere almış olduğu 75.000,00 TL'nin hesaplama dikkate alınmadığını; bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmaması ve kararda işbu raporun dikkate alınması hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun 34 ... plakalı araç yönünden yapmış olduğu değerlendirmenin hatalı olduğunu, söz konusu araca ayrılık döneminde davacı tarafça müvekkilin rızası dışında el konulduğunu; bilirkişi raporundaki ... Halı ve Sarraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden yapmış olduğu değerlendirmenin de hatalı olduğunu, müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin değerinin boşanma dava tarihi olan 2012 yılına göre hesap edildiğini, ancak söz konusu dönemde şirketin geçici olarak piyasadan kaynaklı kârlılığı bulunduğunu, 2012 yılında var olan şirket öz kaynaklarının işbu dava tarihi olan 2017 yılında mevcut olmadığını, geçmiş yılların verilerine dayalı olarak hazırlanmış bilirkişi raporunun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, kararın kısmen kabul kısmen ret olmasına rağmen yargılama giderlerinin kabul ve ret oranında taraflara dağıtılmadan aleyhlerine hüküm kurmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacının evden giderken aldığını iddia ettiği 75.000,00 TL ile ilgili bir davasının olmadığı (bu konuda İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2020/144 Esas sayılı dava açıldığı), 34 ... plaka sayılı aracın edinilmiş mal olduğu, bilirkişi tarafından ... Halı ve Sarraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile ilgili evlilik birliği içinde edinilen kâr payı üzerinden davacının katılma alacağının belirlendiği, Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilirken davalı lehine vekâlet ücretine hükmedildiği, ancak reddedilen kısım ile ilgili özel gider yapılmadığından davalının yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulduğu, bu sebeple davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı; açılan davanın niteliği gereği işbu davada diğer aile bireylerinin mal varlığı ve hesap hareketlerinin araştırılmasına gerek olmadığı, edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde davacının katılma alacağının hesaplandığı, davacının bedel arttırım talebi doğrultusunda karar verildiği, bu sebeple davacının istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ayrıntılı delil listesinin 8-9-10-15-16 maddelerinde yer alan taleplerinin dikkate alınmadığını, ... Halı ünvanlı şirket kayıtları geldiği zaman karşılarına net bir tablo çıktığını, Kapalıçarşı'da 5 adet dükkan işleten (ikisi mülk) şirketin, 2012 yılı dahil çok güzel kâr elde ettiğini, ancak ne hikmetse boşanma davası Kasım 2012 tarihinde açıldıktan sonra her sene zarar ettiğini, davalı adına para hareketleri görülmediğini, çünkü bu tarihten sonra diğer aile bireyleri üzerinden para hareketlerinin devam ettiğini, bu nedenle 2012 tarihinden sonraki dönem için diğer aile bireylerinin mal varlığı ve de hesap hareketlerinin araştırılmasını talep ettiklerini, maalesef yapılmadığını, bu taleplerinin reddedildiğini, davalının şirkette sorumlu müdür olduğunu ve de iki adet mülk şirket tarafından kullandığını, ayrıca dosya içerisinde bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin olduğunu, bu itirazlarının da dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin babası sayesinde iş imkanı bulduğunu ve şirket kurulumunu tam olarak sağlamak adına göstermelik %18 oranında hisseye sahip olduğunu, bu hisselerin veya müvekkilinin müdür olmasının müvekkiline maddî olarak ek bir imkan tanımadığını, davacının evden ayrılırken kendi ikrarlarıyla da sabit olmak üzere almış olduğu 75.000,00 TL'nin hesaplama dikkate alınmadığını; bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmaması ve kararda işbu raporun dikkate alınması hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun 34 ... plakalı araç yönünden yapmış olduğu değerlendirmenin hatalı olduğunu, söz konusu araca ayrılık döneminde davacı tarafça müvekkilin rızası dışında el konulduğunu; bilirkişi raporundaki ... Halı ve Sarraciye İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden yapmış olduğu değerlendirmenin de hatalı olduğunu, müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin değerinin boşanma dava tarihi olan 2012 yılına göre hesap edildiğini, ancak söz konusu dönemde şirketin geçici olarak piyasadan kaynaklı kârlılığı bulunduğunu, 2012 yılında var olan şirket öz kaynaklarının işbu dava tarihi olan 2017 yılında mevcut olmadığını, geçmiş yılların verilerine dayalı olarak hazırlanmış bilirkişi raporunun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, kararın kısmen kabul kısmen ret olmasına rağmen yargılama giderlerinin kabul ve ret oranında taraflara dağıtılmadan aleyhlerine hüküm kurmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eklenecek değer tasfiyeye dahil edilecek mallar, ispat yükü noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır.
3. 4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.
4. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.
5. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
6. Davacı kadın vekilinin şirket hissesine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, şirketin kuruluş tarihi itibariyle şirket hissesinin kişisel mal olduğuna yönelik kabulü yerinde ise de, şirket hissesi yönünden yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, ticaret sicili kayıtlarına göre, şirketin tarafların evlenme tarihinden (21.06.1995) önce 19.12.1994 tarihinde 500.000.000,00 eTL ana sermayeli olarak kurulduğu, davalı ...'in kuruluşta 90.000.000,00 TL sermaye paylı % 18 hissesinin olduğu, 20.11.2019 tarihinde ise şirket ana sermayesinin 150.000,00 TL olduğu, şirket sermayesindeki artışın ne zaman yapıldığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. 01.01.2002 tarihinde sonra şirket sermayesinde sermaye artışı yapılmış ise, karine gereği sermaye artışı yapılan kısım da edinilmiş mal olup diğer eş sermaye artışı yönünden katılma alacağı talebinde bulunabilir. O halde, Mahkemece, şirketin 01.01.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde sermaye artışının yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre, 01.01.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde sermaye artışı yapıldığının tespit edilmesi halinde karine gereği sermaye artışı yapılan kısmın da edinilmiş mal olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şirket sermaye artışının yapıldığı tarih belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
4. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye
Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.