Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8047 E. 2024/3130 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden eşinin miras bıraktığı taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi konulması talebinin reddi üzerine açılan temyiz davasıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve murisin, dava konusu taşınmazı evlilik süresince aile konutu olarak kullandıklarının somut delillerle kanıtlanamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1223 E., 2022/1783 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/402 E., 2022/21 K.

Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 21.11.2008 tarihinde vefatıyla mirasçı olarak müvekkili ve eşinin eski evliliğinden olma çocukları olan davalıların kaldığını, müvekkilinin vefat eden eşinin maliki olduğu davaya konu İstanbul İli ... İlçesi, ... Mah. 15110 ada, 49 parselde mevcut 4. Kat 36 nolu taşınmazdaki aile konutunda evlilikleri süresince ortak hayatı paylaştıklarını, eşinin ölümüyle aile konutunun da diğer malvarlığıyla terekeye dahil olduğunu, mirasın paylaşılmasıyla aile konutunun da satılması ve müvekkilinin yıllarca eşiyle yaşadığı ortak anılarını paylaştığı evden çıkartılarak mağdur olmasının söz konusu olduğunu iddia ederek miras hakkına mahsuben aile konutunun intifa hakkının tanınmasını talep etmesi için öncelikle dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve bu yönde tapuya şerh verilmesin karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının evlendikleri günden beri murisin Avşa adasındaki evini sattırmaya, Bostancı'daki evin tapusunun üzerine geçirilmesine uğraştığını, bu konuda yaşanan tartışma sırasında kızı, damadı ve oğlu ile birlikte murisi darp ettiklerini, bu konuda mahkumiyet kararı verildiğini, murisin darp edilmesi nedeniyle bir süre komşularında kaldığını, İstanbul'a kızının yanına gelirken kalp krizi geçirdiğini ve iki üç hafta yoğun bakımda kaldığını, önce kızının evinde, sonra huzurevinde kalmak zorunda bırakıldığını ve yaklaşık bir yıl sonra vefat ettiğini, tarafların başlangıçta Avşa'daki evde yaşadıklarını, boşanma davası sırasında kadının murisi korkutarak rızası olmaksızın Bostancı'daki evde oturmaya başladığını ve bir daha çıkmadığını, 10 yıla yakın süredir ecrimisil vermeden evde oturduğunu, davacının ortaklığın giderilmesi ve hakkındaki icra takiplerinden kurtulmak için bu davayı açtığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile murisin evlendikten hemen sonra muris adına kayıtlı Avşa adasındaki yazlıkta yaşamaya başladıkları, murisin davacı ve çocukları tarafından darp edildikten sonra kalp krizi geçirdiği, hastanede kaldığı, hastaneden çıkınca kızının evinde kaldığı, tanıkların dava konusu edilen taşınmazda davacı ve murisin hiçbir zaman birlikte oturmadığını beyan ettikleri, davalı tarafından sunulan belgelerden de murisin ölmeden önce huzurevinde kaldığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmazı davacı ve murisin aile konutu olarak kullanıldığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan deliller, boşanma davası ve ceza dava dosyası içerikleri, Huzurevinden gelen yazı cevapları doğrultusunda dava konusu taşınmazı davacı ve ölen eşin evlilik süresince aile konutu olarak kullandıkları hususunun somut maddi deliller ile şüpheden uzak şekilde kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu şerhi konulması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı ve 194 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.