Logo

2. Hukuk Dairesi2023/804 E. 2023/3193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/123 E., 2022/1856 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/830 E., 2019/816 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin düzenli bir işte çalışmadığını, bekar gibi yaşamaya devam ettiğini, çalışma hayatından fırsat buldukça alkol aldığını ve karşı cinsle ilişki yaşadığını, alkol aldıktan sonra gece sabaha doğru eve geldiğini, ağır hakaret ve tehdit ettiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, davacıyı beğenmediğini, çirkin olduğunu söylediğini, alkollü iken fiziksel şiddet uyguladığını, en son 05.10.2018 tarihinde bir alışveriş merkezinde davalıyı bir kadınla gördüklerini ve kadının davalının sevgilisi olduğunu söylediğini, bu olaydan sonra davalının uyguladığı fiziksel şiddetin arttığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin İETT'ye bağlı özel halk otobüsü şoförü olduğunu, sabah sefere çıkmadan önce tüm şoförlerin alkol muayenesinden geçtiklerini, maaşından ufak bir harçlık ayırdıktan sonra kadına verdiğini, çocukları ile ilgili bir baba olduğunu, kadının anlattığı olayda yanındaki kişinin iş arkadaşının ablası olduğunu ve tesadüfen karşılaştıklarını, yan yana konuşarak yürüdüklerini, bu olay sebebiyle taraflar arasında tartışma çıktığını, ancak eve döndüklerinde ailelerin aracılığı ile tarafların barıştıklarını, aradan iki gün geçtikten sonra kadının, müvekkilinin çantasını kapı dışarı koyduğunu, küfürler ettiğini, küfürlere dayanamayan erkeğin kadının saçından tutarak ittiğini, evlilik birliğinde kadının üzerine düşen yükümlülükleri aksattığını, yemek yapmadığını, ütü yapmadığını, kadının ailesinin aynı apartmanda yaşıyor olmalarından da kaynaklı tarafların evliliklerine, aile yaşantılarına her daim müdahil olduklarını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların kadının anne ve babası ile aynı apartmanda altlı üstlü oturdukları, erkeğin alkol alıp eve geç geldiği, sürekli bu nedenle tanıklarında duyacağı şekilde tartıştıkları, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına ve ailesine hakaret ve küfür ettiği, başka bir kadınla evlilik birliği içinde uygun olmayacak tarzda ilişkide bulunduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, açılan davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların beyanları ve menfaatleri dikkate alındığında velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk 28.10.2002 doğumlu ... yargılama aşamasında 28.10.2020 tarihinde ... olmakla erkeğin ... yönünden velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, ortak çocuk 28.10.2002 doğumlu ... için velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası yönünden hükümlerinin kaldırılmasına, ... için tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihinden ... olduğu 28.10.2020 tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk ... ... olduğundan velâyet ve şahsi ilişki kurulması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakası talebinin reddine, erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinde usulüne uygun olarak maddî ve manevî tazminat talep ettiği ancak karar verilirken tazminat talebi konusunda olumlu olumsuz karar verilmediği gerekçesiyle erkeğin maddî ve manevî tazminat talebine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek tam kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat verilmesi koşulları erkek yararına gerçekleşmediğinden erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, sair istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararı isabetli olduğundan erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, kadının kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinin, velâyetin anneye verilmesinin, iştirak nafakasına ve kadın lehine tazminatları hükmedilmesinin ve müvekkilinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile velâyetin anneye verilmesinin, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına vehakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 ücü, 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası;182 nci, 330 uncu maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.