"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/646 E., 2023/985 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1159 E., 2023/316 K.
Taraflar arasındaki çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve ortak çocuğun velâyetinin davalıya verildiğini, davacı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, her hafta cuma günü okul çıkışından babanın alması ve pazartesi günü tekrar babanın okula bırakmasına kadar geçen sürede yatılı olarak baba ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin alışılan ortam nedeniyle çocuğun gelişimine olumsuz yönde etkileyeceğini, babanın çocuğu babaannenin gözetimine bıraktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında yukarıda özetlenen boşanma ilamı ile ve tarafların sundukları anlaşma protokolü çerçevesinde kişisel ilişki tesis edildiği, ancak bu kişisel ilişkinin tesis edildiği tarihte çocuğun 3 yaşında olduğu, şu anda ise 8 yaşına girdiği, okul çağına geldiği, karar tarihi itibariyle yaşı nazara alınarak baba ile tesis edilen "her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi günü saat 13.00-17.00 arası, her yıl dini bayramların 2. günü saat 13.00-17.00 e kadar, kişisel ilişki kurulması" şeklindeki kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı, nitekim dosya içine alınan sosyal inceleme raporunda da "mevcut durumda babanın genel sosyokültürel durumu, bireysel özellikleri ebeveyn tutum ve yaklaşımı açısından küçüğün gelişimini engelleyici bir durumu bulunmamaktadır. Küçüğün baba ile ilişkisinin küçüğün gereksinimlerini karşılama düzeyi, küçüğün mevcut yaşantısı, cinsiyeti, yaşı, düzeni ve bakım durumu, ayrıca çocuğun kişilik ve sosyal gelişiminde baba figürünün ve baba çocuk ilişkisinin kalitesinin önemi de dikkate alındığında, baba ile ortak çocuk arasında, yatılı, sık ve uzun süreli olabilecek şekilde, mahkemenin taktir edeceği zaman dilimleri çerçevesinde, kişisel münasebet kurulmasının küçüğün yüksek menfaatine uygun olacağı düşünülmektedir." şeklinde görüş belirtildiği, buna göre uzman raporu da dikkate alınarak; velâyet hakkı bulunmayan davalı baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin genişletilerek ve yatılı olacak eklinde yeniden düzenlenmesi gerektiği
gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile velâyeti annede bulunan ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cuma günü saat 18.00'dan Pazar günü saat 18.00'a kadar, her yıl 1 Ağustos saat 10.00'dan 30 Ağustos 18.00'a kadar, her yıl dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'a kadar, her yıl birer haftalık ara tatillerin son bahar ara tatilinde Cuma günü saat 18.00 dan ertesi hafta Pazar günü saat 18.00'a kadar, iki haftalık sömestr tatillerinin ilk haftası Cuma günü 10.00'dan ertesi hafta Cumartesi 18.00'a kadar, babalar gününde saat 10.00'dan 17.00'a kadar, sonu tek rakamla biten yıllarda çocuğun doğum gününde saat 10.00'dan 17.00'a kadar, küçüğü bulunduğu yerden teslim alarak süre sonrasında aynı yere teslim etmesi ve yanında bulundurduğu sürece ihtiyaçlarının kendisince karşılanması koşuluyla görüşebilmesi için kişisel ilişki kurulmasına şeklinde karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece ön inceleme duruşmasında kişisel ilişki tesisine yönelik talebin tefriki işlemlerinin 2 haftalık kesin sürede yapılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, raporun heyetten alınması gerektiğini, 2 ayrı raporun da kopya olup hükme esas alınamayacağını, kısmen kabul nedeniyle taraflarına vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek tüm yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında koşulların değişmesi halinde her zaman değiştirilebilecek ve talep üzerine ve şartları var ise düzenlenebilecek kişisel ilişkinin belirsiz durum ve koşullara göre kademeli tesisi hatalı ise de, somut dosyada ortak çocuk inceleme tarihi itibarıyla 4 yaşını ikmal ettiği bu nedenle, çocuğun gözetilmesi gereken yüksek yararı, sağlıklı gelişimi, baba ile yatılı ilişki kurulmasına engel somut maddî bir olgunun ortaya konulmaması, anayasal hak olan baba ile çocuğun birbirlerini tanımak, iyi ilişki kurmak ve manevî bağlarının devamı sağlamak ve babalık duygularının tatmini açılarından yatılı kişisel ilişki şekli ve süreleri de çocuğun esas alınması gereken üstün yararlarına uygun bulunduğu, kişisel ilişki hususunun kamu düzeninden olması nedeniyle yargılama devam olunmasında bir isabetsizlik olmadığı, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi kısmen kabul edilerek karar verildiğinden davanın mahiyeti gereğince reddolunan kısım yönünden vekil ile temsil olunan davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin de yerinde olduğu gerekçesi ile davalının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece ön inceleme duruşmasında kişisel ilişki tesisine yönelik talebin tefriki işlemlerinin 2 haftalık kesin sürede yapılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, pedagog ve sosyal çalışmacı uzman görüşüne başvurulmadığı, raporların hükme esas alınamayacağını kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlemesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.