"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2195 E., 2022/2162 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/170 E., 2022/504 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının baskıcı ve otoriter tavırlar sergilediğini, birlik içinde her yaptığı işi karşılıksız yapmadığını, ben sizin hizmetçiniz değilim şeklinde söylemlerde bulunduğunu, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, çocukların ve eşinin cebinden pek çok kez para aldığını, sosyal ilişkilerinde tatsızlıklar yaşattığını, temizlik yapmadığını, evi plastik malzemelerle doldurduğunu, çocuklara hakaret ettiğini, yemelerine içmelerine karıştığını, erkeğin kök ailesi ile görüşmesini istemediğini, gereği olmadığı halde komşulara borçlandığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, baskı yaptığını, kadını yoksulluğa mahkum ettiğini, saygı göstermediğini, evine, eşine ve çocuklarına zaman ayırmadığını, cimrilik yaptığını, aile yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, eşine hakaret ettiği, eşini eniştesi ile kıyasladığı, ev işleri konusunda üzerine düşen yükümlülükleri ihlal ettiği, atılması gereken eşyaları çöpe atmayarak biriktirdiği, çocukları ev işi yapma konusunda zorladığı, çocukların giydikleri kıyafetlere müdahale ettiği ve onları komşunun verdiklerini giymeye zorladığı, din açısından çocuklara baskı yaptığı , evlilik birliğinin sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğu, tanık beyanlarından, ayrılık sürecinde kadının eşiyle barışmak için ısrarcı olduğu, barışmak için aracılar gönderdiği, hatta yalvardığı, kadının davranışlarının barışma girişimi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, af iradesini içerdiği, affedilen olayların ise erkeğe kusur olarak izafe edilemeyeceği gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, erkek lehine 6.000,00 TL maddî ve 6.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğunu, kadının davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; kadının boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, ev hanımı olarak üzerine düşen görevlerini gereği gibi yapmadığı, eşine hakaret ettiği, ev işleri konusunda çocuklara baskı yaparak zorladığı, komşulardan aldığı kıyafetleri giymesini çocuklardan istediği, erkeğin ise tartışma çıktığında sık sık ortak konuttan ayrıldığı, eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler ettiği, eş ve çocuklarına ilgi göstermediği, kök ailesine daha çok önem verdiği, çocukları arasında ayrımcılık yaptığı, eş ve çocuklarına kızdığında harçlık vermediği, ihtiyaçlarını anlamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadına yüklenen eşini, eniştesi ile kıyasladığı vakıasına erkeğin dilekçesi ile dayanmadığından kadının kusurundan çıkarılmasına, kadının atılması gereken değersiz şeyleri biriktirdiği hususunun göreceli bir davranış olup soyut ve ne gibi şeyler olduğu tanıklarca açıklanmadığı tam tersine ortak çocuğun plastik ve şişeleri satmak için biriktirdiğini beyan etmesi karşısında kadına kusurlu davranış olarak yüklenmesinin hatalı olduğu ve kusur olarak yüklenemeyeceği, dini inançları konusunda baskı yaptığı yönündeki kusur yüklenmesi de çocuklarını tedip terbiye etmeye yönelik annenin davranışı olup babanın da bu yönde çocuklara tedip hakkını kullandığı dosya kapsamından anlaşıldığından iki tarafa da kusur yüklenmesinin hatalı olacağına, ailenin yapısı ve çocukların durumları gözlemlendiğinde bu davranış ve söylemlerin kusur olmasının mümkün bulunmadığına ve kusurlu davranışlardan çıkarılmasına, kadının davranışlarının İlk Derece Mahkemesi tarafından af şeklinde yorumlanmasının bir dayanağı olmadığı, erkeğin annesi ve ergin kızı evliliğin devamı için kadının erkeğe yalvardığını beyan etseler de bu durumun müzakere niteliğinde bir davranış olup erkek tarafından talep reddedildiğine göre af boyutuna ulaşmadığı, kadının bu davranışı başarıya ulaşmamış ve erkek tarafından dava açıldığına göre kadının da karşı dava açmasıyla evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığı gerekçesiyle kadının dava açmakta haklı olduğuna, kabul edilen erkeğin davası istinaf edilmeden kesinleştiğine göre kadının reddedilen boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının az olduğu gerekçesiyle ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı değerlendirme ile erkeğe kusur yüklenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlanmadığını, bir kısmının eski olaylar olduğunu, affa uğradığını, kadının barışma girişimlerinin af kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, kusurlu olan kadın lehine nafaka ve tazminatlara karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının da kabulüne karar verilmesinin ve kadın lehine tazminatlara ve nafakalara hükmedilmesinin, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadının erkeği eniştesi ile kıyaslamak sureti ile rencide ettiği gerçekleşmiş ise de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.