Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8069 E. 2024/6149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu, davacı ve davalı vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri iddiaların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, davalı kadının boşanma, kusur ve maddi tazminat ile nafaka miktarına ilişkin temyiz talebinin reddine, davacı erkeğin ve davalı kadının manevi tazminata ilişkin temyiz taleplerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1123 E., 2023/1127 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/135 E., 2023/54 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı kadın tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı kadın istinaf yoluna başvurmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına boşanma davasının kabulü ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı kadının bu konuda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı kadının "boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ve nafakaların miktarına yönelik" temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı kadının diğer yönlerden, davacı erkeğin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Niğde Aile Mahkemesinin 2015/693 Esas sayılı dosya ile davalıya boşanma davası açtığını,davanın reddine karar verildiğini, müvekkili tarafından temyiz kanun yoluna başvurduğunu ve kararın , Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/173 esas 2019/1541 karar sayılı ilamı ile onanarak 21.02.2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 15 yılı aşkın süredir ayrı yaşadıklarını, davalı kadının Körfez Aile Mahkemesinin 2014/579 Esas sayılı dosyası ile nafaka davası açtığını, tarafların boşanma davası reddedildikten sonra ortak hayat kuramadıklarını iddia ederek tarafların fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın, davaya karşı cevap dilekçesinde özetle: davacı erkeğin ailesine sahip çıkmadığını, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, çocuklarının düğününe dahi davet edilmesine rağmen katılmadığını, boşanmak istemediğini, davacıyı birden fazla kez eve gelmesini ve hayatlarına devam etmek için çağırdığını beyan ederek öncelikle davacının davasının reddine karar verilmesini aksi takdirde 150.000,00 TL maddî 150.000,00TL manevî tazminat ve müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, taraflar arasında daha önceden görülen ve red ile sonuçlanan Niğde Aile Mahkemesinin 2015/693 Esas 2016/856 Karar sayılı ilamının 21.02.2019 tarihinde dinlenen tanık beyanlarından ve tarafların karşılıklı beyanlarından red kararının kesinleşme tarihinden itibaren 3 yılı aşkın süredir tarafların evlilik birliğini sürdürmek amacı ile bir araya gelmediklerinin sabit olduğu, Körfez Aile Mahkemesi'nin 2014/579 Esas 2015/266 Karar Sayılı dosyası üzerinden açılan ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayalı tedbir nafakasında "....Tanık beyanı ile de sabit olmak üzere davalının Yıllardır İstanbul'da çalıştığı Körfez'e ailesinin yanına gelmediği bunun kendi tercihi olduğu davacı tarafından kovulmak suretiyle değil rızasıyla İstanbul'da çalıştığı kanaatine varılmıştır.Kaldı ki tam tersi olsa davacının davalıyı istemediği için eve gelmediği bir an için kabul edilse bile kanun hükmünden de anlaşılacağı ve davacının ,davalının ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. tanık beyanı ile ;davalının ailesinin geçimine katkıda bulunmayan çalışıp kazandığı halde ailesine para göndermeyip sorumluluklarını ihlal eden aile yükümlülüklerini karşılamayan bir mizaca sahip olduğu eve gelse de yine aynı kişilik ve hayat tarzıyla yaşamını sürdürmek arzusu içine girebileceği ve davacıyı daha zor bir duruma sokup evde birlikte yaşadığı çocuklarını da huzursuz edebileceği aile huzurunun bozula bileceği düşünülmekle davacının ayrı yaşamaya hakkı olduğu" şeklindeki gerekçe ile kadın lehine nafakaya karar verildiği, Niğde Aile Mahkemesinin 2015/693 Esas 2016/856 Karar sayılı dosyası üzerinden açılan boşanma davasında yine kadına yüklenebilecek kusurlu davranışın ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verildiği, fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir davranışın ispatlanamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sonucu davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, ayrıca yaşanan olayların davalı kadının kişilik haklarına ağır saldırı niteliğinde bulunduğu, kadın hakkında yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu gerekçesi ile ; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına Körfez Aile Mahkemesinin 2014/579 esas sayılı dosyası ile kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların yerinde olmadığını, reddedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece davalının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş ise de, davacı erkeğe yüklenen kusurlardan davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusur olmadığından kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminata yönelik istinaf başvuru talebinin esastan reddi kadın lehine kabul edilen manevî tazminat yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine ve sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili, davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat ve reddedilen kendi tazminat talepleri yönünden, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmıştır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın ve davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

1.Davalı kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ile lehine hükmedilen maddî tazminatın ve nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadının reddedilen manevî tazminat talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.