Logo

2. Hukuk Dairesi2023/806 E. 2023/3194 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, erkeğin kusur oranı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler gözetilerek, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/568 E., 2022/2376 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Anamur 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/244 E., 2020/294 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönler hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğunu, alkole düşkün olduğunu, evliliğin başlarından itibaren her akşam alkol almaya başladığını, evlendikten sonra müvekkilinin önceki evliliğinden çocuklarını istemediğini, evlenirken müvekkilini çocuklarıyla birlikte kabul ettiği ve müvekkilinin de erkeğin bu sözlerine güven duyup bu evliliği yaptığını, erkek ile kadının birlikte kazanıp birlikte birikim yapmalarına rağmen erkeğin "Benim paramı çocuklarına mı yedireceksin" diye sitem edip sürekli bu sebepten kavga çıkardığını, ortak çocuklarının eğitim görmesini istemediğini, çocukların dahi en zaruri ihtiyaç ve aynı zamanda hak olan eğitim öğrenim görme haklarını engellemeye çalıştığını, bu yolda maddî destek sağlamayarak onları bezdirmeye çalıştığını, müvekkilinin evliliğin başından itibaren evliliğin hem maddî hem manevî yükünü üstlendiğini, müvekkilini psikolojik ve cinsel şiddete maruz bıraktığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin evden ayrılma sebebinin tamamen kadının ağır kusurlu davranışları olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine ve müvekkili yararına yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin ortak konutun, davacı eşin ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadın üzerinde psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığı, tarafların yaklaşık 1 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, erkeğin eski eşi ile birlikte yaşayarak güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davalı erkeğin bu tavırları karşısında evlilik birliğinin davacı kadın yönünden çekilmez hale geldiği, kadına atfedilecek hiçbir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve kusuru olmayan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği sabit olan kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın davacıya yönelik ekonomik şiddetine ilişkin dosyaya sundukları delillerin dikkate alınmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının oldukça düşük olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların doğru olmadığını, davacının iddialarını ispatlayamadığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gibi miktarların da fahiş olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına evlilik birliği içerisinde çeşitli bahanelerle kredi çektirip borçlarını ödettiği, kadının ve çocuklarının ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, son dönemlerde eve cinsel içerikli video getirerek izlediği, kadına zorla izletmeye çalıştığı, uygunsuz cinsel taleplerde bulunduğu, bu nedenle taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, erkeğin evden ayrıldığı, tarafların halen fiilen ayrı yaşadıkları, boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin tam kusurlu olduğu yönündeki tespit doğruysa da davalı erkeğin eski eşiyle birlikte yaşadığında ilişkin görgüye dayalı tanık beyanının bulunmadığı, bu nedenle erkeğe güven sarsıcı davranıştan dolayı kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, yine davalı erkeğin, davacı kadına kredi çektirerek borçlarını ödetmesi nedeniyle ekonomik şiddet uyguladığı sabit olmasına rağmen bu vakıadan dolayı erkeğe kusur yüklenmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle tarafların kusur tespitine yönelik istinaf başvurularının vakıa yönünden ayrı ayrı kabulü ile davalı erkeğe yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasının gerekçeden çıkartılmasına, eşine ekonomik şiddet uygulama vakıasının ise erkeğe kusur olarak yüklenmesine, boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, toplanan delillere göre her iki tarafın da emekli olduğu, eşit seviyede gelirlerinin bulunduğu, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı halde davacı kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin kadın yararına yoksulluk nafakası takdirine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sair istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve kanuna uygun olduğundan tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ispatlandığı alde güven sarsıcı davranış vakıasının erkeğin kusurlarından çıkartılmasının hatalı olduğunu, maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz olduğunu, erkeğin orman kesim işi üzerine kendi işini yaptığını ve ekonomik durumunun müvekkilinden yüksek olduğunu, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafakası miktarının da yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında davacı kadının tam kusurlu olduğunu, davanın kabulünün hatalı olduğunu, müvekkiline kusur yüklenmesinin ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı, tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.