"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/440 E., 2023/642 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/142 E., 2020/596 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli olup ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalı-davacının son zamanlarda davacı-davalıya karşı tutum ve davranışlarını değiştirdiğini, internette gruplara katıldığını, davacı-davalı bundan rahatsız olduğunu ve bu gruplara katılmaması gerektiğini davalı-davacıya söylemesine rağmen davalı-davacının bu sayfaya girmeye devam ettiğini, eşinin ihtar ve uyarılarına kulak vermediğini, davalı-davacının ortak çocukları yanına alıp Giresun'a gittiğini, burada ilgisizliği nedeniyle ortak çocuğun kafasına taş düştüğünü, yoğun bakıma alındığını, ortak çocuk hastanede yattığı sırada davalı-davacının çocukları terk ederek Kırıkkale'de yaşayan ve kendisinin de internet üzerinden tanıştığı ... isimli bir şahsın yanına gidip onunla birlikte yaşamaya başladığını, bu nedenle davacı-davalının ortak çocukları alıp İstanbul'a yanına getirdiğini, davalı-davacının ailesinin de davalı-davacıyı reddettiğini, evliliğin devamına imkan kalmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, davacı-davalı lehine 100.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, ortak çocukların velâyetlerinin davacı-davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili mahkememize sunduğu cevap-karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin kadına karşı ağır ve sistematik şiddetinden sebeple çocuklarını da alarak evden kaçtığını, Giresun'daki baba evine yerleştiğini, ancak burada da kendi öz kardeşlerinin baskılarına maruz kaldığını, çeşitli sebeplerle davalı-davacıyı ve çocuklarını istemediklerini, burada davalı-davacının bir yaşam mücadelesi içine girdiğini, ikametgahını Giresun'a aldırdığını, çocukların okul kaydını yaptırdığını, bu süreçte davacı-davalının, davalı-davacıya maddî destekte bulunmadığını, para göndermediğini, bu sırada ortak çocuk ...'ın arkadaşlarıyla sokakta oynarken taş atılması sonucu yaralandığını, ameliyat olduğunu, bu sırada davacı-davalının Giresun'a geldiğini, erkeğin gidip çocukları zorla aldığını, davalı-davacının velâyet talebinin bulunmadığını, kendisine yeni bir hayat kurma aşamasında olduğunu, çalışmadığını, davacı-davalı tarafından tahkikat aşamasında yeni delil niteliğinde fotoğraflar sunulmasına muvafakat etmediklerini, fotoğraftaki erkek şahıs hakkında herhangi bilgilerinin bulunmadığını, davalı-davacının boşanmayı gerektirir kusurunun bulunmadığını, başka bir erkekle yaşadığı iddiasının doğru olmadığını, bir arkadaşı ile birlikte yaşadığını, bu kişinin de tanık olarak dinlendiğini, davacı-davalının, davalı-davacıya şiddet uyguladığını, bu şiddet nedeniyle davalı-davacının şikayetçi olduğunu, davalı-davacı çalışmadığı için velâyet taleplerinin bulunmadığını, ancak anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasını istediklerini belirterek asıl davanın ve davacı-davalının taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, nafaka ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 01.07.2004 tarihinde evlendikleri, 24.02.2005 doğumlu ... ve 23.04.2009 doğumlu ... isimli ortak iki çocuklarının bulunduğu, tüm dosya kapsamına, tanık beyanlarına göre, davalı-davacının internet ortamında gruplara katıldığı, bilahare ortak çocuk hastanede yoğun bakımda iken daha önce internette tanıştığı ... isimli kişinin yanına gittiği, halen bu kişiyle birlikte yaşadığı, davalı-davacı tarafından davacı-davalının, davalı-davacıya fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmiş ise de, davalı-davacı tarafından delil olarak dayanılan ve dosyaya celp olunan raporlarda davalı-davacıda fiziksel şiddet izi tespit edilmediği, Giresun C.Başsavcılığının 04.01.2019 tarih ve 2018/10594-2019/105 sayılı KYOK'nın incelenmesinde de şüpheli ...'nin, şikayetçi ...'ye karşı 20.12.2018 tarihinde işlediği iddia olunan mala zarar verme, tedbir kararına aykırılık ve kasten yaralama suçları nedeniyle yapılan soruşturma sonunda kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, takipsizlik kararı içeriğinde de davalı-davacıda herhangi bir darp ve cebir izi bulunmadığının belirtildiği, davalı-davacı tanıklarından ....'nin tanıklıktan çekindiği, ....'nin tanıklığından vazgeçildiği, davalı-davacının tek tanığı ....'nin beyanlarının ise duyuma dayalı olduğu, bu tanığın görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı, davalı-davacı tarafça davacı-davalının boşanmayı gerektirir kusurunun kanıtlanamadığı, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin tamamen davalı-davacının kusurlu hareketleriyle ve devamı artık davacı-davalıdan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulü ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın ise reddine, ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren ve nihai olarak babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesis edilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL'den aylık toplam 300,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine; 10.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadınının yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, reddedilen kendi davası ve tazminat talepleri ile kabul edilen erkeğin davası ve tazminatlar yönünden istinafa başvurmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda sadakat yükümlülüğüne uymayan ve ... isimli erkek ile birlikte yaşayan kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe kusur olarak yüklenilmek istenen 22.11.2018 tarihli raporda bir başka şahıs tarafından darp, vurulma, tepilme, bükülme ve ısırma olarak tanının belirlendiği ancak kimin tarafından gerçekleştirildiğinin belirtilmediği, Giresun Cumhuriyet Başsavcılığının 04.01.2019 tarih ve 2018/10594-2019/105 sayılı KYOK kararında ...'nin, ...'ye karşı 20.12.2018 tarihinde işlediği iddia olunan mala zarar verme, tedbir kararına aykırılık ve kasten yaralama suçları nedeniyle yapılan soruşturma sonunda kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, içeriğinde bulunan raporda da kadında herhangi bir darp ve cebir izi bulunmadığı belirtilmekle erkeğin kusurunun ispat edilmediği anlaşılmakla kadının davasının reddi ve erkeğin davasının kabulü ve erkek yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; her iki dava ve fer'îleri yönünden hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ve fer'î taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.