Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8096 E. 2023/5958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, boşanma davası kapsamında katkı payı ve katılma alacağı talepleri hususunda önceki Yargıtay bozma kararına rağmen yerel mahkemenin eksik hüküm kurması nedeniyle açılan karar düzeltme talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire'nin önceki bozma kararında belirtilen hususlara ve usuli kazanılmış hakka aykırı hüküm kurulması nedeniyle bozma kararı verilmiş olmasına rağmen karar düzeltme talebinin 1086 sayılı HMK'nın 440. maddesindeki karar düzeltme sebeplerinden hiçbirine dayanmaması gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/686 E., 2022/395 K.

...

...

...

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ikamet ettiği ... ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümde müvekkilinin katkı payı alacağının mevcut olduğunu, ilk önce 1994 yılında kooperatiften bir ev alındığını, o dönemde müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını bütün maaşını kooperatif ödemeleri için kullandığını, evlenmeden önce aldığı 4 adet bilezik ve düğünde takılan tüm altınlarını (12 adet bilezik ve 16 adet çeyrek altın) bu ev alınırken davalıya verdiğini, bu ev satılarak tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığını; davalının müvekkiline nafaka ödememek için ... ada 7 parsel 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümleri devrettiğini, bu taşınmazların eklenecek değer olduğunu, bu taşınmazların edinilmesinde müvekkiline ablalarının hediye ettiği 9 adet Adana burgusu bileziğini vererek katkısının olduğunu; müvekkiline çocuğun doğumunda 3.500,00 Mark hediye edildiğini, müvekkilinin bu parayı araç alımı esnasında davalıya verdiğini, bu araçtan da alacağı bulunduğunu; davalının şirket ortağı olmasına rağmen yine mal kaçırmak amacıyla şirket ortaklığını ortak çocuk adına yaptığını, şirket hissesinin ve kar payının da edinilmiş mal olarak tasfiyede dikkate alınması gerektiğini; müvekkilinin bilgisi dışında davalının diğer malvarlıklarının tespiti için tapu müdürlükleri, trafik müdürülüğü, banka, ticaret odası ve vergi dairesi ile ilgili kurumlardan davalıya ait kayıtların temin edilerek, tüm malvarlığının tasfiyeye dahil edilmesini, davalının katılma alacağını azaltmak amacıyla banka hesaplarındaki mevcut birikimleri devretmiş olabileceğinden eklenecek değer olarak dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla alacağına karşılık olarak 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, aksi halde şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 28.02.2013 tarihli dilekçesinde, talep miktarını 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 1.000,00 TL, 8399 ada 7 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 2.500,00 TL, ... ada 7 parsel 2 nolu bağımsız bölüm yönünden 2.500,00 TL, 8399 ada 7 parsel 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 1.000,00 TL olarak açıklamıştır.

3. Davacı kadın vekili 03.03.2015 tarihli 9 nolu celsede; taleplerinin sadece taşınmazlar yönünden olduğunu, araba ve bankadaki mevduatlardan vazgeçtiklerini beyan etmiştir.

4. Davacı kadın vekili 28.04.2022 tarihli dilekçesinde; 23.03.2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını toplam 544.918,34 TL'ye yükseltmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 544.918,34 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların evlendikten sonra eşyaların borçlarını beraber ödediklerini, ortak kararları ile düğünlerinde takılan takılar ile kooperatife girdiklerini, 4-5 yıl ödeme yaptıktan sonra bu eve taşındıklarını; 1996 yılında müvekkilinin borca girerek Hıfzısıha'daki evi satın aldığını, müvekkilinin ablalarından 5.000,00'er Mark borç aldığını, müvekkilinin gece gündüz çalışarak bu evin borcunu ödediğini; daha sonra 2000 yılında Hıfsızsıha'daki evi satarak ...'daki evi satın aldığını, bu evin kalan borcu için müvekkilinin çalıştığı işyerinden kredi çektiğini, davacının ablasından 7,000,00 Mark borç aldığını bu borcu emekli olunca ödeyebildiğini; şirketin zarar eden bir firma olduğunu; davacının 1988 yılından sonra çalışmadığını ve gelirinin olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.11.2015 tarih ve 2012/504 Esas ve 2015/802 Karar sayılı kararı ile, davalının 2009 yılında iflas ettiği, 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün 2002 yılından önce edinildiği, davacının çalışmadığı, davacının evlenmeden önceki birikimleri ve ziynetlerinin kullanıldığını ispatlayamadığı, 451 ada 85 parsel 16 nolu bağımsız bölümün boşanma dava tarihinden 6 yıl önce satıldığı, azaltma kastı ile devrin yapıldığına dair davacının delil sunmadığı, 8399 ada 7 parsel 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin boşanma davasından kısa süre önce devredilmiş ise de davalının bir çok borcunun olduğu sabit olduğundan davalının muvazaa kastının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.05.2018 tarih ve 2016/3069 Esas, 2018/13403 Karar sayılı kararı ile, 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüme yönelik istemin katkı payı alacağı niteliğinde olduğu, dava ve cevap dilekçesinin içeriği ile tarafların örtüşen beyanları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün alımında yine evlilik birliği içerisinde edinilmiş iki adet taşınmazın sırasıyla alınıp satılması sonucu elde edilen satım bedelinin kullanıldığı, ilk edinilen taşınmazın alımında davacı kadının ziynet eşyalarının kullanıldığının sabit olduğu, Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden katkı payı alacağının hesaplanması, hesaplama yapılırken dava konusu bu taşınmazın yargılama sırasında satıldığı göz önüne alınarak satım nedeninin bu taşınmazdan kaynaklanan bir borç mu yoksa başka borçlar nedeniyle mi olup olmadığının değerlendirilmesi, başka borçlar nedeniyle mal rejimi sona erdikten sonra satılmışsa bu durumdan davacının şahsi alacak hakkının etkilenmeyeceğinin göz önünde bulundurulması gerektiği; 8399 ada 7 parsel 1-2 ve 3 nolu bağımsız bölümler yönünden istemin artık değere katılma alacağı niteliğinde olduğu, bağımsız bölümlerin boşanma dava tarihinden dört gün önce satıldığı, bağımsız bölümlerin eklenecek değer olarak katılma alacağı hesabında dikkate alınması gerektiği, davalının borçlu olduğu söylenen tüm kayıtlar ve icra dosyaları getirtilerek dava konusu taşınmazların değerleri de dikkate alınarak dava konusu taşınmazlarla borçlar arasında illiyet bağı kurulup kurulamayacağı göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün bozulmasına, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde daha önce alınıp satılan taşınmazların satışından elde edilen paranın kullanıldığı, işbu taşınmazdan kaynaklanan borç bulunmadığı, davacının taşınmaza % 27,83 katkı payı oranında katkısının olduğu; ... ada 7 parsel 1, 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin eklenecek değer olduğu, icra dosyalarındaki borçların taşınmazlardan kaynaklı olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 53.711,90 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 8399 ada 7 parsel 1, 2 ve 3 nolu bölümler yönünden 501.206,44 TL katılma alacağının karar tarihi olan 24.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen ek kararı ile, davalı erkek vekilinin süresinde eksik harç ve avansı yatırmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmemiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 18.05.2023 tarih ve 2021/11247 Esas, 2023/2553 Karar sayılı kararı ile, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.05.2018 tarihli kararında hükmün 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm ve 8399 ada 7 parsel 1-2 ve 3 nolu bağımsız bölümler yönünden bozulmasına, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının da reddine karar verildiği, tasfiyeye konu 451 ada 85 parsel 16 nolu bağımsız bölüm yönünden temyiz itirazlarının ret kapsamında kaldığı, bozma kapsamı dışındaki tasfiye konusu mal varlığı yönünden açıkça onama kararı bulunmadığı, Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, infazda tereddüt oluşmaması ve bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tasfiye konusu her bir mal varlığı yönünden ayrı ayrı yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece bozma kapsamındaki mal varlığı yönünden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin 451 ada 85 parsel 16 nolu bağımsız bölüme ve usuli kazanılmış hakka yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, davacı kadın vekilinin 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm ile 8399 ada 7 parsel 1-2 ve 3 nolu bağımsız bölümler yönünden ve bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde; 3837 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm, 8399 ada 7 parsel 1-2 ve 3 nolu bağımsız bölümler yönünden katılma alacağın düşük belirlendiğini, karara en yakın tarihteki değere göre alacağın hesaplanması gerektiğini, dava dilekçesinde mal varlıklarının tespitinin istendiğini, Mahkemece delillerin hepsi toplanmadan karar verildiğini, tüm talepler hakkında karar verilmediğini, davalının ... Emeklilik'te ve ... Sigorta/Emeklilik sistemlerindeki birikimleri ve davalının adına kayıtlı olup evlilik birliği içerisinde alınan diğer taşınmazlar yönünden alacağın hesaplanması gerektiğini, temyiz dilekçesinde ileri sürülen, kısmen reddedilen yönlerden de kararın bozulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, talep konusunun sınırlandırılması, delillerin toplanması ve değerlendirilme, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 170 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.1959 tarih ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere ve özellikle ön inceleme duruşmasının uyuşmazlığın sınırlandırılmış olmasına ve usuli kazanılmış hakka uygun karar verilmiş olmasına göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyenden tahsiline,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...