Logo

2. Hukuk Dairesi2023/809 E. 2023/3199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespit edilmesi, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ve tarafların ekonomik durumları gözetilerek belirlenmesi ve kadına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1005 E., 2022/1703 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/262 E., 2021/529 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin küçük düşürücü sözler söylediğini, eve geç geldiğini, ailesine ilgi göstermediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, çocuğun hastalığında kadını yalnız bıraktığını, sadakatsiz davrandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının agresif olduğunu, ailesine kötü davrandığını, sorumsuz davranışları olduğunu, en ufak tartışmada sürekli olarak yüksek sesle bağırmayı, aşağılamayı ve erkekliğine karşı söylemlerde bulunmayı alışkanlık haline getirdiğini, erkeğin yastığını ve yorganını çamaşır odasına attığını, evde sadece kendisine yemek yaptığını veya dışarıdan sadece kendisi için yemek sipariş ettiğini, çamaşırlarını kirli sepetinden ayırıp sadece kendi çamaşırlarını yıkadığını, erkeği yok sayarak son derece planlı ve sistematik olarak psikolojik şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, velâyetin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, erkek yararına faiziyle birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadını kısıtlayıcı davrandığı, bazı zamanlar arkadaşlarıyla gezmesine karşı çıktığı, onlarla alay ettiği, "Pavyona gitmişsiniz" diyerek kadına karşı küçültücü beyanda bulunduğu, eve bazen geç geldiği, bir tartışma esnasında kadına boşanma protokolü yolladığı, kadına ve ortak çocuğa karşı yeteri kadar ilgi göstermediği; kadının ise lükse düşkün olduğu, kısmen agresif davranışlar sergileyerek erkeğin kök ailesine kırıcı davrandığı, belirlenen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocuk yararına aylık 1.300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuğun ciddi sağlık sorunlarının olduğu, özel eğitim alması gerektiği, maddî tazminat talebinin olmadığı, karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin hükmün de kaldırılmasına, manevî tazminatın miktarının az olduğu, faiz talebi hakkında hüküm kurulmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuğun masraflarının sigorta tarafından karşılandığı, kadının çalıştığı, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarları, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadına yüklenen lükse düşkün olma vakıasına davalı-karşı davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında açıkça dayanılmadığı; kadına yüklenen kısmen agresif davranışlar sergileyerek erkeğin ailesine karşı kırıcı davranması vakıasına yönelik tanık beyanında da net bir tarihin bulunmadığı, bu haliyle kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı; İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere erkeğin, kadına ve ortak çocuğa yeteri kadar ilgi göstermediği, erkeğin ayrıca kadını aşağıladığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen sair vakıalara ilişkin tanık beyanları duyuma dayalı olduğu gibi bazı vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden kadının bu vakıalar yönünden erkeği affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, hoşgörü ile karşılanan olayların hükme esas alınamayacağı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi gereğince boşanmaya karar verilebilmesi için karşı tarafın az da olsa kusurunun ispatlanması gerektiği, ancak kadının davasının kabulünün istinaf başvurusu dışında bırakılarak kesinleşmesi nedeniyle erkeğin davasının konusuz kaldığı, haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği; İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere erkeğin kadına ve ortak çocuğa yeteri kadar ilgi göstermediği, erkeğin ayrıca kadını aşağıladığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen sair vakıalara ilişkin tanık beyanları duyuma dayalı olduğu gibi bazı vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden kadının bu vakıalar yönünden erkeği affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, hoşgörü ile karşılanan olayların hükme esas alınamayacağı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, sağlık ve bakım giderleri de nazara alındığında ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu; İlk Derece Mahkemesince, tarafların maddî tazminat talepleri bulunmadığı halde bu taleplerin esasına ilişkin hüküm tesisinin doğru bulunmadığı; erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, evlilik süresi, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında manevî tazminat miktarının az olduğu ile kadının manevî tazminata faiz istemi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu; tarafların maddî tazminat talebinin bulunmamasına rağmen kadın yararına maddî tazminata karar verilmesi ile erkeğin maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmasına, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların maddî tazminat talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının evliliğin başından beri eş ve çocuğa karşı ilgisiz olduğu, hakaret ettiği, iftira attığı, bunların psikolojik şiddet düzeyine ulaştığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesi ve erkeğin tazminat talebinin reddinin doğru olmadığı, çocuğun bütün masraflarının ispatlı şekilde erkek tarafından yerine getirmesine karşın belirlenen iştirak nafaka miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, iştirak nafaka miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.