"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1328 E., 2022/1687 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/8 E., 2020/610 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; eşi ile 2014 yılında evlendiklerini, üç çocuklarının olduğunu, ekonomik durumlarının ... olmadığını, eşinin çok borcu olduğun için alacaklıların sürekli tehdit ettiğini, eşinin evin ihtiyaçlarını ve çocukların bakımını karşılamadığını, kendi annesinin sürekli para yardımında bulunduğunu, eşinin kendisine karşı hakaret ve küfür ettiğini, evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığını beyanla eşi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine bırakılmasına ve her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; eşinin beyanlarını kabul etmediğini, aralarında ufak tefek sorunlar olduğunu, ekonomik olarak zorlandığının ... olduğunu, ancak eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yaptığını, eşini ve çocuklarını sevdiğini, ailesinin dağılmasını istemediğini, eşinin kendisinden boşanmak istemesine inanmadığını, eşi ile halen görüştüğünü beyanla, davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin kendisine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin çok miktarda borcu olması nedeniyle alacaklıları tarafından rahatsız edilmesi, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaması, davacı kadına hakaret etmesi eylemlerinin tanıklarca ifade edildiği ve davacı kadın tarafından ispatlandığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporu ve görüşmedeki beyanları birlikte değerlendirilerek ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesi ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve günün ekonomik koşulları dikkate alınarak çocuklar yararına iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların karşılıklı maddî, manevî tazminat, kişisel eşya talebi, yoksulluk nafakası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hak ve alacak talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, tanık beyanlarını kabul etmediğini, eşine küfür ve hakaret etmediğini, boşanma sebebi sayılacak davranışta bulunmadığını, eşini sevdiğini ve evliliğinin devam etmesini istediğini, nafaka miktarının yüksek olduğunu ve indirilmesi gerektiğini, boşanma kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin çok miktarda borcu olması nedeniyle alacaklıları tarafından rahatsız edilmesi, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaması, davacı kadına hakaret etmesi nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin uygun olduğu, kusur belirlemesi ve boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocukların yaşları ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında velâyeti anneye verilen ortak çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, kararın haksız olduğunu, eşini sevdiğini ve tekrar bir araya gelebileceklerine inandığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.