Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8116 E. 2024/7100 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine ilişkin istinaf incelemesinde, zina iddiasının ispatı, kusur belirleme, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davalı kadının zina yaptığının ispatlanamadığı, diğer yandan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kadının tam kusurlu olduğuna dair tespitin doğru olduğu, nafakalar ve tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/869 E., 2023/1100 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 02.04.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/277 E., 2020/463 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden iki kız çocuklarının bulunduğunu, karşı tarafın 3-4 yıl kadar önce çalıştığı şirketin sahibi tarafından hem atölye işlerinde kullanmak hem de işçilerden bazılarını işe götürüp getirmesi için Opel Corsa marka bir araba tahsis edilmesiyle birlikte karşı tarafın davranışlarının değişmeye başladığını, harcamalarının gittikçe arttığını, bir erkeğin boyunun uzun olması lazım" gibi aşağılayıcı sözler söylemekten çekinmediğini, müvekkilinin eşinin müvekkili ve çocukları ile sitenin otoparkında arabadan inerken 2 kadının müvekkilinin eşinin yanına gelerek konuşmak istediklerin söylemesi üzerine müvekkilinin iş ile ilgili olduğunu düşünerek çocukları ile birlikte evlerine gitmek için binaya girdiğini, bu sırada dışarıdan "kocamın altına yatan orospu" ve benzeri şekilde büyük bir kavga ve bağırma sesinin duyulduğunu, müvekkilinin hemen otoparta gittiğinde iki kadının sopalarla davalıya vurduğunu gördüğünü, ayırmak için gittiğinde kadınlardan birinin "senin orospu karın kocamla yatıyor" şeklinde müvekkiline çıkıştığını, müvekkilinin büyük bir utançla evine girdiğini, müvekkilinin eşini döven kişinin T. Ç.'nin eşi ve teyzesi olduğunu müvekkilinin sonradan öğrendiğini, olay üzerine müvekkilinin eşinin T. Ç. isimli kişiyi arayarak karısının kendisini dövdüğünü söyleyip hızlıca küçük kızını da alarak evden ayrıldığını öncelikle zina nedeniyle bu hukuki sebebin mahkemece kabul edilmesi gerektiğini, olmadığı takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun geçici velâyetinin müvekkiline verilmesini, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakasına dönüşmek üzere her bir çocuk için aylık 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL tedbir nafakasının ödenmesini, 500.000,00 TL maddî tazminatın ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların akraba olduğu müvekkili istemediği halde anne ve babasının zoru ile eşi ile evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunduğunu, karşı tarafın son 2-3 yıldır düzenli olarak çalışmadığını, kendi üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline fiziki ve psikolojik olarak şiddet uyguladığını, tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını, tarafların anlaşma gereği boşanma davası açacakken karşı tarafın fiilen yapmış oldukları anlaşmaya aykırı olarak doğru olmayan beyan ve iddialarla boşanma davası açtığını, evliliğin taraflar ve toplum için yararının kalmadığını belirterek, davacı karşı davalının davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklar ... ve ...'un velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, her bir çocuk için aylık 500,00'er TL'den toplamda aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili için 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. İlk Derece Mahkemesi KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı tarafça her ne kadar davalının zina eylemini gerçekleştirdiği iddia edilmiş olunsa da dosyada bu yönde yeterli delil olmadığından davacının zina nedeniyle boşanma talebinin reddine karar verilmiş ancak dosyadaki tanık beyanlarından davalının başka bir erkek ile ilişkisi olduğu, bu kişi ile sık sık görüştüğü, çocuklarında bu kişiyi çok sık gördükleri, Karasu da davacı yok iken davalının başka bir erkek ile buluştuğu, dosyada bulunan resimlerden de davalının bu ilişkisini ispatlar nitelikte olduğu, davalı tarafça davacıya atfedilebilir bir kusurun ispat edilemediği gerekçesi ile taraflar arasındaki evliliğin davalı tarafın tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığının kabulü ile erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı- davalının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince açmış olduğu davanın reddine, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetlerinin öncelikle tedbiren ve karar kesinleştikten sonra devam etmek üzere babaya verilmesine, velâyetleri babaya verilen çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına mahkemece daha önce takdir olunan ve davalı davacıya ödenen aylık 250,00'şer TL'den toplam aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına, ortak çocuklar yararına kullanılmak üzere aylık 300,00'er TL'den toplamda aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra da iştirak nafakası olarak devamına, 8.000,00 TL maddî tazminatın ve 10.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine, davalı- davacının boşanma, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, mal rejimi tasfiyesi hususunda dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; zina nedeniyle açılan davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, davalının zina yaptığını, davalının ... isimli şahısla ilişkisi olduğunu dava dilekçesindeki zina iddiasına dayanak olarak delil olarak sundukları whatsapp konuşmaları, fotoğraflar ve tanık anlatımları ile ispat ettiklerini, davalının 25.04.2018 tarihli sosyal hizmet uzmanı ile görüşmesinde de ilişkisini ikrar ettiğini, mesajllarda “geldim” “kadınımmmm kapıyı kilitle” “bi tanemmmm” “herşeyimmmm” “canımmmmm seni çok seviyorum” “bende kadınımmmm” “gece gel” vb. şeklindeki sayısız mesajlaşmanın sunulduğunu, davalı tanığı olan tarafların ortak çocuğunun annesinin ... isimli kişi ile ilişkisine şahit olduğundan bahsettiğini, diğer tanıkların da bu konuda beyanda bulunduklarını, zina iddiasının ispatlandığını, ortak çocuklar için hükmedilen nafaka miktarının ve maddî ve manevî tazminatın çok düşük olduğunu belirterek kararı; zina nedeniyle açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi davalı kadının zina yaptığının ispat edilemediği, bu bakımdan zina nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu,iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarının ise az olduğu gerekçesi ile erkeğin iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak ortak çocuk ... lehine aylık 500,00 TL iştirak nafakası ile davacı- davalı lehine 70.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, ortak çocuk ... bakımından iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; zina nedeniyle açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.