Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8122 E. 2024/7109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlenmesi, yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, davacı-davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu, davalı-davacı erkeğin ise az kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, yerel mahkeme kararının davacı-davalı kadının temyiz itirazları reddedilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/685 E., 2023/1106 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/131 E., 2021/67 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1993 yılında Bulgaristandan Çorluya göç ettiklerini, davalı- davacının çok fazla alkol kullandığını, müvekkiline hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, davalı- davacının müvekkilinin kazancına el koyduğunu, müvekkiline para vermediğini, davalı- davacının annesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, davalının müvekkiliyle zorla ters ilişki yaşadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı- davalı lehine 1.500,00 TL tedbir nafakasına, hükümle birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı- davalı lehine 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince davalı- davacı tarafından uğrayacağı muhtemel zararların önlenebilmesi için koruma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı- davalının sorumluluk sahibi bir anne olmadığını, sadaktsiz davrandığını, davacı- davalının yaklaşık 2 ay önce bir neden olmaksızın ve kimseye haber vermeden eşyalarını toplayarak müşterek haneyi terk ettiğini, davacının çalıştığı dönemde müvekkilinin davacı- davalının parasına el koymadığını, davacı- davalının sinirli birisi olduğunu, küfürlü sözler söylediğini, davacı- davalının müvekkilinin anne ve babasını dövdüğünü, onlara defalarca kez küfür ettiğini, tarafların 10 yıldır ayrı yataklarda yattığını, müvekkilinin babasının hayatı boyunca alkol almadığını, ortak çocuklara şiddet uygulamadığını, aksine çocukların üzerine titreyip onlara baktığını, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davalı- davacıya 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî olmak üzere, toplam 200.000,00 TL tazminat ödenmesine, tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı- davacının, davacı- davalının çalıştığı dönemde maaşına el koyduğu, davacı- davalının da davalı- davacıya hakaret ettiği; tespit edilen olay ve olgulara göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı- davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı- davalı yararına dava tarihinden itibaren boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine ilişkin 09.11.2020 tarihli ara kararın aynen devamına, boşanma hükmü kesinleştikten sonra nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacı- davalının evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olduğunu, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı- davacıya hakaret ettiğini, davalı- davacının anne ve babasına kötü davrandığını, ortak çocuklara ilgisiz davrandığını, ev işleri ile ilgilenmediğini, yatakları ayırdığını, davalının tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kararı; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, davacı- davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, davalı- davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalı- davacı tarafın alkol kullandığını, davacının ceza mahkemesinde evlilik birliğini devam ettirebilme amacıyla şikayetinden vazgeçtiğini, kararı; kusur tespiti, davcı- davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ile davacı- davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davalı- davacının, davacı- davalının çalıştığı dönemde maaşına el koyduğu, davacı- davalının, davalı- davacıya hakaret ettiği; tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın kabulüne karar verildiği, yapılan incelemede; erkeğin davacı- davalıya küçük düşürücü sözler söylediği, kadının ise, davalı- davacının anne babasına kötü davrandığı, güven sarsıcı davranışları olduğu tanık beyanları ve dosya kapsamından anlaşıldığı, erkeğin şiddet uygulamasından sonra taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği, davacının da ceza mahkemesinde alınan beyanında evliliğinin devam ettiğini belirttiği, bu durumda bu olayı affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış sayıldığı, yine kadının şiddet uyguladığı konusundaki tanık beyanlarında olayın ne zaman gerçekleştiği belirtilmediği gibi soyut açıklamadan ibaret olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu kabul edilmesi gerektiği, tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- davalının ağır kusurlu, davalı- davacının az kusurlu olduğu şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, davacı- davalı boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu kabul edildiğinden yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı- davacının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL maddî tazminat ve 4.000,00 TL manevî tazminatın davacı- davalıdan alınarak davalı- davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının birçok defa şiddet gördüğünü belirterek kusur,yoksulluğun reddi, tazminatların reddi,erkek lehine verilen tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi,174üncü maddesi,175inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.