"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1701 E., 2023/1219 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/404 E., 2022/190 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının evliliğin 4. ayında kanser olduğunu öğrendiğini, bu durumu evlenme öncesinde bilmesine rağmen müvekkilinden sakladığını, müvekkilinin bilgisi olmadan teyzesinin kızından borç para aldığını, davalı-davacının lüks harcamalar yapmaktan çekinmediğini, kadının müvekkilinin ailesine karşı saygı duymadığını, erkeği evden kovduğunu, geri döndüğünde eve almak istemediğini, asılsız sebeplerle daha önce bir boşanma davası açarak sonra da davasından feragat ettiğini, kıskançlık yaptığını, feragat tarihinden sonra davalı- davacı kadının sürekli müvekkilinden para isteyerek onu küçük düşürdüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından daha önce Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2019/480 Esas nolu dosyasında boşanma davasının açıldığını, davacı- karşı davalı erkeğin barışmak istediğini söyleyerek o sırada kanser tedavisi gören müvekkilinin içinde bulunduğu halden yararlanarak müvekkilinin 09.07.2020 tarihinde davadan feragat etmesini sağladığını, feragat tarihinden 2 gün sonra tatile giderek müvekkiline mesaj atıp, evliliği sürdüremeyeceğini belirterek müvekkilini kandırdığını, davacı-davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde maddî ve manevî olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, son 2 aylık kirayı, elektrik ve su faturalarını ödemediğini, son 10 günlük süreç içerisinde müvekkilinin davacı- davalı erkeğin gerek evlilik sürecinde, gerekse önceki boşanma davası açıldıktan sonra değişik kadınlarla aldattığını ve bu ilişkilerinin hala devam ettiğini öğrendiğini, buna ilişkin sosyal medya paylaşımlarını dosyaya sunduklarını, bunlardan ayrı davacı- karşı davalı erkeğin müvekkilinin bayan kuaförü olan ablasının ... A. isimli müşterisine babasının cenazesine giden müvekkilinin yokluğunda mesaj atarak masaj yapması, evde vakit geçirmesi için eve davet ettiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Karşıyaka 4. Aile Mahkemesinin 2019/480 Esas 2020/554 Karar no lu dosyasında ... tarafından ... aleyhine 28.06.2019 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılan davada davacının 09.07.2020 tarihinde feragat dilekçesi verdiği barışmanın olduğunu, vekilce de kabul edildiği feragat nedeni ile 10.09.2020 tarihinde davanın reddine karar verildiği, tarafların barışma üzerine ortak evde birkaç gün kaldıkları daha sonra davacı- davalı erkeğin evden ayrıldığı, afla sonuçlanan olayların yeni boşanma davasında konu edilemeyeceği evlilik birliliğini temelinden sarsacak yeni olayların da kanıtlanamadığı anlaşıldığından dava ve karşı davanın reddine,davalı karşı davacı lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının müvekkiline karşı güven vermeyen baskıcı tutumu, psikolojik ve ekonomik şiddet boyutuna varan davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanma koşullarının oluştuğunu belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davacı - davalı erkeğin müvekkili tarafından daha önce açılan boşanma davasından feragat etmesini sağladıktan sonra müvekkili ile olmasının mümkün olmadığını belirterek onu terk ederek eldeki boşanma davasını açtığını, kendilerince de önceki davadan sonra gelişen ve müvekkili tarafından yeni öğrenilen aldatma olaylarına dayanılarak karşı dava açıldığını, karşı davanın ispat edildiğini, bu nedenle karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığı gibi tedbir nafakası miktarının da düşük olduğunu belirterek hükmün ortadan kaldırılarak karşı dava ve tedbir nafakası taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile önceki davadan tarafların barışarak feragat edilmesinden sonra; davacı-davalı erkeğin 2 gün kadar evde kaldıktan sonra haklı bir sebep olmadan evden ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçınmak suretiyle kanser tedavisi gören eşini de yalnız bırakarak birlik görevlerini yerine getirmediği ve davacı karşı davalı erkeğin açıklanan bu sebeple boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, 4721 sayılı 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği, kadının boşanma davası açmakta haklı olduğu, erkeğin istinaf başvurusunun reddine, davalı- karşı davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının karşı dava yönünden tüm fer'îleri ile birlikte kaldırılarak, karşı dava hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın hükmün boşanma yönünden kesinleştiği tarihten itibaren davacı- karşı davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına verilmesine, aylık 750,00TL tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarında isabetsizlik bulunmadığından, tarafların tedbir nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun reddine, kadın lehine 25.000,00 TL bir defaya mahsus toptan yoksulluk nafakası takdirine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı - davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının müvekkiline karşı güven vermeyen baskıcı tutumu, psikolojik ve ekonomik şiddet boyutuna varan davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanma koşullarının oluştuğunu belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar,nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 174üncü maddesi,175inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.