Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8132 E. 2024/7098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu ve velayet, nafaka, tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/868 E., 2023/1021 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/9 E., 2022/111 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı - davacı kadının, kendisini aldattığı kişiye mektup yazdığını, ancak kendisinin kadını affettiğini ve evliliği devam ettirme gayretinde olduğunu, buna rağmen 03.01.2020 tarihinde kadın çöp atma bahanesiyle dışarı çıkıp geciktiğinde kendisinin kadını bir takside başka bir erkekle konuşurken gördüğünü, bu olayın ertesi günü kadının iki çocuğu da alıp müşterek haneyi terk ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını kadını tehdit ettiğini, kadının çalışmasını istemediği için kadının işini bırakmak zorunda kaldığını, kadını sürekli evden kovduğunu belirterek 4721 Kanun'un sayılı 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'un velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının herhangi bir bahaneyle evden ayrılıp eve geç gelerek şüphe uyandıran davranışlar sergilediği, eşinin bilgisi dışında başka erkekler ile konuşarak güven sarsıcı davranışlar sergilediği, davalı-davacının dosyada tanık olarak bulunan ... isimli kişiye bir mektup yazarak bu eylemiyle de güven sarsıcı davranışlar sergilediği, tanık beyanı ve ceza dosyasından anlaşıldığı, erkeğin ise; eşiyle yeterince ilgilenmediği, evde kavga çıkardığı, eşinin çalışması konusunda engelleyici tutumlar sergilediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, her iki tarafın da olayların bu noktaya gelmesinde eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ile ...'ın velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar ... ile ... yararına aylık 200,00'er TL tedbir ve aylık 300,00'er TL iştirak nafakasına ortak çocuk Umutcan ergin olduğundan velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi ile tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı- davacı kadının tamamen kusurlu olduğunu, yargılama devam ederken dahi kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının birleşen davasının reddi ile erkeğin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, ortak çocuklar ... ve ...'un velâyetlerinin babaya verilmesini talep ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin aldatma ve terk nedeniyle boşanma davası açtığını, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının şartlarının oluşmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı- davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, erkeğin davasının reddi ile kadının tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkeğe yüklenen kusurlar yönünden yapılan değerlendirmede; kadının tanıklarının beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan, soyut, bir kısım beyanların ise kadından aktarılan beyanlar olduğu, taraflardan aktarılan beyanların da hükme esas alınamayacağı, erkeğe yüklenen tüm kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği, davalı-davacı kadına yüklenen kusurlar yönünden yapılan değerlendirmede ise; erkeğin dava dilekçesi içeriğinde açıkça kadının, kendisini aldattığı kişiye mektup yazdığını ancak, kendisinin kadını affettiğini ve evliliği devam ettirme gayretinde olduğunu belirtmesi karşısında İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen "... isimli kişiye bir mektup yazarak bu eylemiyle de güven sarsıcı davranışlar sergilediği" vakıasını erkeğin affettiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen diğer kusurlara ilişkin tanık beyanlarının sebep ve saiki açıklanmayan, soyut, bir kısım beyanların ise erkekten aktarılan beyanlar olduğu, taraflardan aktarılan beyanların da hükme esas alınamayacağı, kadına yüklenen tüm kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği her ne kadar davacı - davalı erkek istinaf başvurusunda kadının yargılama sırasında sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde istinaf itirazında bulunmuş ise de karşılıklı davalar açıldıktan sonra davacı - davalı tarafça, sonradan gerçekleşen bu vakıa yönünden bir dava ikame edilmediği anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf itirazının reddi gerektiği, yine davalı - davacı kadın tarafından erkeğin terk hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı belirtilerek bu davanın şartlarının oluşmadığı yönünde istinaf itirazında bulunulmuş ise de davacı - davalının terk hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin bulunmadığı ve İlk Derece Mahkemesince de erkeğin davası evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olarak nitelendirildiğinden bu yönde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların birbirlerinin evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan kusurlu bir davranışlarını kanıtlayamadıkları gerekçesi ile istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün tamamının kaldırılmasına, her iki boşanma davasının ayrı ayrı reddine, ortak çocuklar yararına dava tarihinden, kararın kesinleşme tarihine kadar hükmedilen ayrı ayrı aylık 200,00'er TL tedbir nafakasının davalı- davacı babadan alınarak, davacı- davalı anneye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşılıklı boşanma davaları reddedildiğinden kadın yararına tedbir nafakası ile tarafların boşanmanın fer'îsi niteliğindeki talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının sadaktsiz davrandığını, evi terkettiğini belirterek davasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin aldatma ve terk nedeniyle boşanma davası açtığını, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının şartlarının oluşmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu belirterek davasının reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Fatma'ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Bülent'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.