"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/945 E., 2023/1207 K.
DAVACI-DAVALI : ... Kuzu vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 06.11.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/628 E., 2021/230 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, 2016 doğumlu bir çocukları olduğunu, davalı-davacı erkeğin eşine yönelik; psikolojik ve fiziksel şiddeti, hakaret, küfür ve tehditleri, evliliğin gerektirdiği yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirmemesi, evin ekonomik yükünü eşine yüklemesi, eşinin geliriyle rahat bir hayat sürmesi, ailesinin eşine yönelik ağır hakaretlerine sessiz kalması, onlarla birlikte eşine psikolojik baskı uygulaması, eşine başkalarının yanında ağır hakaret ve aşağılayıcı sözler söylemesi, iş yerinde eşine destek olmaması, çalışanları yanında eşini küçük düşürücü sözler söylemesi, eşinin her şeyine karışması, düzenli bir işte çalışmaması, eşinin ailesi tarafından verilen ya da bulunan işlerle ilgilenmeyerek başarısız olması ya da işlerden ayrılması, eşine yönelik tutumu sebebiyle hakkında hakaret, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma gibi suçlardan ceza davası açılmış olması, daha önce 2013 yılında açılan boşanma davasından sonra ailelerin baskısıyla sulh olup, davadan feragat edilerek barışılmasına rağmen sulh anlaşmasındaki vaatlerini yerine getirmemesi, hakaret, küfür ve aşağılayıcı tutum ve davranışlarını sürdürmesi, 2018 yılı ağustos ayında pazar yerinden kiralanan tezgahın kurulumu sırasında kavga çıkarıp eşini çalışanıyla bırakıp gitmesi, günün akşamında kalıcı misafir olarak bulunan ailesiyle birlikte büyük bir kavga yaşanması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına,150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadın ve ailesinin müdahalesi yüzünden erkeğin işlerinde sorunlar yaşanması,kadının öğleye kadar uyuyup iş yeri ile ilgilenmemesi ve sürekli zarar edilmesine sebep olması, 2012 yılı sonlarında Mustafa Sarıbaş isimli bir erkekle mesajlaştığının öğrenilmesi, bunun üzerine kadının gerçek dışı suçlamalarla boşanma davası açması, bu yüzden erkeğin aylık 2.500,00 Euro maaş aldığı işinden ayrılmak zorunda kalması, boşanma davası sonrası barışılmasına rağmen sonrasında Mustafa Sarıbaş isimli kişiden erkeğe gönderilen mesajlardan kadının bu kişiyle 2-3 yıldır ilişki yaşadığının öğrenilmesi, kadının özür ve af dilemesi üzerine kendisine bir şans daha verilmesi, kadının evliliğin başından itibaren yükümlülüklerini yerine getirmemesi, evde düzenli yemek yapmaması, geç saatlere kadar uyuması, telefonda ve sosyal medyada zaman geçirmesi, doğumu sonrası çocukla ilgilenmemesi, 20.10.2018 tarihinde bir kişiyle gizlice konuştuğunun ve mesajlaştığının fark edilmesi, sorulduğunda eşini terslemesi, sonrasında eşinden uzaklaşması, ayrılığı ima eden sözler söylemeye başlaması, eşine hakaret ve küfür etmesi, alkol sorunu bulunması, alkollü iken kontrolünü kaybetmesi, ağza alınmayacak küfürlü sözler söylemesi ve eşine fiziksel şiddet uygulaması, defalarca eşini tırmalaması, başına yumruk atması, bıçakla serçe parmağından yaralaması, 2018 yılı ağustos ayındaki olayda yemek öncesi tartışma çıkarıp kapıyı çarpıp erkeğin annesinin üzerine yürümesi, erkeğin misafir olarak bulunan yakınlarını evden kovması, kayınvalidesinin kolunu çimdiklemesi, boşanmak istediğini söylemesi, öncesinde mayıs ayında ameliyat olan erkek hakkında, erkeğin ailesinin yanında eşine hakaret, küfür ve beddua etmesi gibi kadının kusurlu davranışları sebebiyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin ortak velâyet olarak düzenlenmesine, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının alkol bağımlısı olduğu, dengesiz davranışlar sergilediği, eşine defalarca şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davalı-karşı davacı erkeğin sunduğu mesajlarda ve fotoğraflarla ispatlandığı üzere davacı-karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşinin kolunda boydan boya tırnak izi oluşturduğu, 19.05.2018 tarihinde "senin ağzına sıçarım, eşek oğlu eşek" dediği, erkeğin 21.05.2018 tarihindeki ameliyatı sonrası yaşanan kavgada "keşke masada kalsaydın, ölseydin" dediği, 2018 yılı ağustos ayında salı pazarında bujiteri satan bir tezgah açan kadının, basketbol öğretmenliği görevi için saat 14.00'de maça giden eşine gelmedi diye kızdığı, "siz yemeğinizi yiyin, anneme gidiyorum" "evimden defolun gidin bu sorunu çözün artık" diyerek bağırıp, kapıyı çarparak gittiği, gece geldiğinde davalı karşı davacıyla birlikte konuşurlarken "bu iş bitti" şeklinde konuştukları, o geceden sonra da tarafların bir araya gelmedikleri; erkeğin de evin ihtiyaçlarını yeterli derecede karşılamadığı, eşine "amk çocuğu, orospu" "şıllık, kaltak, ne biçim insansın" gibi sözlerle küfür ve hakaret ettiği, birkaç kez davacı karşı davalının üzerine yürüdüğü, kollarını morarttığı, toplumda eşini rencide ettiği, aşağılayıcı ve baskılayıcı davranışlarda bulunduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, bulunduğu işlerden sıkılıp işten ayrıldığı, kurdukları inşaat şirketinde inşaatlara gitmediği, işi takip etmediği bu nedenle şirketin kapandığı, davalı karşı davacının düzenli çalışmaması nedeniyle tarafların tartıştıkları ve aralarında geçimsizlik oluştuğu; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 650,00 TL iştirak nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, velâyetin ortak velâyet olarak düzenlenmemesi, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının fahiş olması yönlerinden kararın kaldırılmasını, kadının davasının ve taleplerinin reddine, erkeğin davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne, velâyetin ortak velâyet olarak düzenlenmesine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının tazminat taleplerinin reddi, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının az olması yönlerinden istinaf etmiş, erkeğin istinaf itirazlarının reddine, kararın bozulmasına, kadının davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin karşı davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının delil olarak dayandığı Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1613 Esas ve Aydın 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/103 Esas sayılı dosyalarına konu olaylar ile davalı-davacı erkeğe yüklenen "kurdukları inşaat şirketinde inşaatlara gitmediği, işi takip etmediği bu nedenle şirketin kapandığı" şeklindeki vakıaların boşanma davasının reddedilmesinden önce yaşanmış olaylar olduğu, keza davacı-davalı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına ilişkin erkeğin sunduğu mesaj kayıtlarının 28.09.2013 - 06.10.2013 tarihlerine ait olmasına, bıçakla yaralama iddiasının ispatına yönelik sunduğu hastane kaydının ise 22.06.2012 tarihine ait bulunmasına göre söz konusu iddialara esas olayların da boşanma davasından feragat öncesinde yaşandığı, o halde, gerek kadının dayandığı ceza dava dosyalarına esas olaylar, gerek inşaat şirketine ait işleri takip etmeme vakıası sebebiyle erkeğe, gerekse erkeğin dayandığı "sadakat yükümlülüğüne aykırılık" ve "bıçakla yaralama" vakıaları sebebiyle kadına kusur yüklenmesinin olanaklı olmadığı, Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen "kurdukları inşaat şirketinde inşaatlara gitmediği, işi takip etmediği bu nedenle şirketin kapandığı" şeklindeki vakıa ile tazminat hükümleri hakkındaki gerekçesinde kadına yüklediği "güven sarsıcı davranışlarda bulunması" şeklindeki kusurların hükümden çıkarılmasının zorunlu olduğu, iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine, kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak kusura ilişkin gerekçenin düzeltimesine, ortak çocuk yararına harcanmak üzere, takdiren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı babadan alınarak, davacı-davalı anneye verilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, velâyetin ortak velâyet olarak düzenlenmemesi, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının fahiş olması yönlerinden kararın kaldırılmasını, kadının davasının ve taleplerinin kabulü ile erkeğin erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, velâyetin ortak velâyet olarak düzenlenmemesi yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının tazminat taleplerinin reddi, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi, tedbir ve iştirak nafakası miktarları, erkeğin davasının kabulü yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi,175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.