Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8144 E. 2024/7489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesi'nin, bozma kapsamı dışındaki konularda ve taraf lehine oluşan usuli kazanılmış haklara rağmen eksik hüküm kurup kurmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma kararına uyulmasıyla oluşan usuli kazanılmış haklar ve bozma kapsamı dışındaki talepler de dikkate alınarak tüm talepler hakkında hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince eksik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1634 E., 2023/2037 K.

KARAR : Kısmen ret kısmen karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı, katılma alacağı ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasından davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kısmen karar verilmesine yer olmadığına kısmen davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına bir araba ve bir taşınmaz satın alındığını, 05 ... plakalı aracın bedelinin bir bölümünün her biri asgari 10,01 gr ağırlığındaki 4 altın bilezik bedeli karşılığı müvekkilinin kişisel malları ile ödendiğini, kalan kısmının ise müvekkili ve davalının aylık gelirleri ile ödendiğini, 1415 ada 1 parsel 18 nolu meskenin 1/2'şer paylı olarak taraflar adına satın alındığını, meskenin bedelinin müvekkilinin ...'dan aldığı 2.500,00 TL, çektiği 30.000,00 TL tüketici kredisi ve davalının çektiği 90.000,00 TL konut kredisi ile ödendiğini, bankalardan çekilen kredilerin tarafların aylık gelirleri ile ödendiğini, boşanma dava tarihinden sonra kredi geri ödemelerinin devam ettiğini, müvekkilinin davalıdan evlilik birliği içinde alınan 05 ... plakalı araç yönünden değer artış payı alacağı ve katılma alacağının bulunduğunu, 1415 ada 1 parsel 18 nolu mesken yönünden ise katılma alacağı ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağının bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile mal rejiminin tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL değer artış payı alacağı, 10.000,00 TL katılma alacağı, 25.000,00 TL sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak olmak üzere toplam 45.000,00 TL alacağın tasfiye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 30.09.2019 tarihli ıslah dilekçesinde; velâyeti müvekkilinde bulunan müşterek çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimi için en uygun yaşam koşullarını sağlama yükümlülüğü bulunan konut ihtiyacından kaynaklanan üstün yararı olduğunu belirterek ıslah edilen davanın kabulüyle, evlilikleri boşanma ile sonuçlanan taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine; öncelikle müvekkilinin dava konusu mallara ilişkin olarak bilirkişi tarafından hesaplanan katılma alacakları ve değer artış payı alacaklarını kapsayan denkleştirme, takas ve mahsup işlemlerinden sonra varsa davalının geriye kalan alacakları ile pay bedelinin ödenmesi karşılığında davalının 1/2 payının, söz konusu taşınmazı edinmekte üstün yararı olan müvekkiline verilmesini; 1415 ada 1 parsel 18 nolu meskenin 1/2 mülkiyet payının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tescilini, olmadığı takdirde 05 ... plakalı araç yönünden 3.667,00 TL değer artış payı alacağı, 9.166,50 TL katılma alacağı;1415 ada 1 parsel 18 nolu mesken yönünden ise 23.475,50 TL değer artış payı alacağı, 274,50 TL artık değere katılma alacağı olmak üzere toplam 36.583,50 TL alacağın tasfiye tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin çektiği kredinin davacının çekmiş olduğu kredinin üç katı olduğunu, müvekkili adına kayıtlı 05 ... plakalı aracın alınmasında bileziklerin kullanılmadığını, davacının bileziklerini giderken götürdüğünü, davacının araçla evlilik birliği devam ederken kaza yaptığını, aracın hem değer kaybettiğini hem de yüklüce bir masraf yapıldığını, müvekkilinin Toklucak köyünde arazisi olduğunu, bu arazilerden gelir elde ettiğini ve bu gelirlerin evlilik birliği içinde harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekili ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.01.2020 tarih ve 2015/866 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile; davacının ıslah dilekçesinde talep ettiği tapu iptali ve tescil talebi yönünden davacının dava dilekçesinde böyle bir talebi bulunmadığı, üstün yararın ortaya konulmadığı ve ispat edilemediği; aracın edinilmesinde davacının ziynet eşyalarının kullanıldığını yönelik somut delili bulunmadığı, dinlenen tanığın bu hususta bilgisi olmadığı, davacının araç yönünden sadece katılma alacağı olduğu, taleple bağlı kalınarak 9.166,50 TL katılma alacağının kabulü gerektiği; taşınmaz yönünden ise hükme esas alınan 30.01.2019 tarihli raporda davacının kendi adına çektiği kredinin ödemeleri nedeniyle 23.475,50 TL değer artış payı alacağı olduğunun belirlendiği, bu bedel üzerinden davacının değer artış payı alacağı olduğu, her ne kadar hükme esas alınan raporda davacının 274,50 TL artık değere katılma alacağı bulunduğu tespit edilmiş ise de davacının dava dilekçesinde artık değere katılma alacağı talebi olmadığı, ıslah dilekçesiyle de dava dilekçesinde hiç talep edilmeyen bir alacak kalemi yönünden talepte bulunulamayacağı; davacının sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine yönelik ispat edecek somut delili bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 1415 ada 1 parsel 18 nolu meskenin davalı ... adına kayıtlı 1/2 payının, bedeli ödenmek suretiyle davacı ... adına devrine ilişkin talebin reddine; değer artış payı talebi bakımından dava konusu 1415 ada 1 parsel 18 nolu mesken yönünden talebin kabulüyle 23.475,50 TL'nin karar tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 05 ... plakalı araç yönünden talebin reddine; katılma alacağı talebi bakımından 05 ... plakalı araç yönünden talebin kısmen kabulüyle 9.166,50 TL katılma alacağının karar tarafından itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini; sebepsiz zenginleşme alacağı ve artık değere katılma alacağı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2021 tarih ve 2021/3309 Esas, 2021/3593 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin mesken yönünden hükmedilen değer artış payı alacağı dışındaki istinaf başvuruları yönünden; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu; davacının dava dilekçesi ile davalı adına kayıtlı araç yönünde değer artış payı ve katılma alacağı, taraflar adına 1/2 şer hisseli kayıtlı mesken yönünden de katılma alacağı ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebinde bulunduğu, meskenin evlilik birliği içinde 22.08.2011 tarihinde davalı adına satın alındığı, daha sonra evlilik birliği devam ederken 09.12.2011 tarihinde 1/2 hissesinin davacıya tapuda tescil edildiği, halen aynı oranda adlarına kayıtlı olduğu, tarafların evlilik birliği devam ederken serbest iradeleriyle gerçekleştirdikleri bu paylaşımla, her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiği kabul edilmesi gerektiğine, davacı tarafça, paylı şekilde tescil edildikten sonra katkıda bulunulduğu da iddia edilip kanıtlanmadığına göre, taşınmaza ilişkin davacı yararına değer artış payına hükmedilmesi doğru olmadığı belirtilerek istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen ve istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen konularla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise mesken yönünden hükmedilen değer artış payı alacağı dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün (2.a) nolu bendinin kaldırılmasına yerine '...2.a-Dava konusu Amasya ili, merkez ilçesi, 1415 ada 1 parsel B blok 3. Kat 18 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz yönünden talebin reddine, ...' hükmünün oluşturulmasına, yerine yeni bent oluşturulmasına karar verilmeyen hüküm fıkralarının aynen muhafazasına karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ek kararı ile; davalı vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi uyarınca davalı lehine vekâlet ücretinin tamamlanmasını talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün (9) nolu bendinin kaldırılmasına yerine "...9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen 29.775,00 + 23.475,50 = 53.250,50 TL'lik kısmı üzerinden (23.475,50 TL değer artış payı, 3.667,00 TL değer artış payı, 274,50 artık değere katılma alacağı, 833,50 TL katılma alacağının reddedilen kısmı, 25.000,00 TL sebepsiz zenginleşme) ...Ü.T gereğince hesaplanan 7.722,57 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,..." hükmünün oluşturulmasına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 30.03.2023 tarih ve 2022/2196 Esas, 2023/1516 Karar sayılı ilamı ile; bir davada hem usulden hem de esastan ret sebeplerine dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin mümkün olmadığı, Mahkemece, davacının ıslah dilekçesinde talep ettiği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı tapu iptali ve tescil talebi yönünden ıslah ile dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün olmadığından usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hem usulden hem de esastan ret kararı verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tapu iptali ve tescil talebi yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre davacı kadın vekilinin tapu iptali ve tescil talebine yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışından kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma ilamı doğrultusunda kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davacının tapu iptali ve tescil talebine yönelik talebinin usulden reddine karar verildiği gerekçesiyle; kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın vekilinin tapu iptali ve tescil talebine yönelik başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının (1) nolu bendinin kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak karar verildiğinden müvekkili lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; dava ve ıslah dilekçesi gözetilerek tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hükmün kuruluş şekli, hukuki nitelendirme, ıslah, talep, vekâlet ücreti, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı, katılma alacağı ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 177 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 359 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 373 üncü maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğuna, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığına göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, aynı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca da, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

3. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.

4. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).

5. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; 30.03.2023 tarihli bozma ilamında sadece tapu iptali ve tescil talebi yönünden bozma yapıldığı, bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki talepler yönünden açıkça onama kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır.

6. Ayrıca bozma ilamı ile hükmün tapu iptali ve tescil talebi yönünde bozulmasına karar verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyulması ile birlikte Derece Mahkemelerince daha önceden verilen hükümler tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak iş, bozma ilamı doğrultusunda, yeniden hüküm tesis etmekten ibaret olup Bölge Adliye Mahkemesinin bozma sonrası kararı istinaf incelemesi niteliğinde de değildir.

7. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi kapsamında bozma ilamına uyulduğuna göre, infazda tereddüt oluşmaması ve bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının tüm talepleri yönünden ayrı ayrı yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece bozma kapsamındaki yönlerden ve bozma ilamı ile ortadan kalkan önceki kararlara atıf yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek infazda tereddüt oluşturmaması için düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan “... 1-Kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, /2-Davacının tapu iptali ve tescil talebine yönelik istinaf isteminin KABULÜYLE, Amasya 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli 2015/866 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararının 1 numaralı bendinin KALDIRILMASINA, yerine aşağıdaki şekilde yeni bent OLUŞTURULMASINA, /"1-Amasya ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, 1415 ada 1 parsel, B blok, 3. kat, 18 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı 1/2 payının, bedeli ödenmek suretiyle davacı ... adına devrine ilişkin talebin USULDEN REDDİNE," ... ” ibarelerinin çıkarılarak yerine “... 1- DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,/ 1-A- Davacının 1415 ada 1 parsel 18 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline yönelik talebin usulden reddine, 1-B- Davacının 1415 ada 1 parsel 18 nolu bağımsız bölüm ve 05 ... plakalı araç yönünden değer artış payı alacağı talebinin reddine,/ 1-C- Davacının 05 ... plakalı araç yönünden katılma alacağı talebin kısmen kabulü ile 9.166,50 TL katılma alacağının 23.01.2020 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, / 1-D- Davacının sebepsiz zenginleşme ve artık değere katılma alacağı talebi yönünden davanın reddine,/ 2- A- Peşin yatırılan harç ve ıslah harcı alınması gereken 2.229,78 TL'den fazla olduğundan, fazla olan 417,23 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, /2-B-Davacı tarafça yapılan toplam 4.965,41 TL yargılama giderinin (peşin harç 768,48 TL, ıslah harcı 1.878,52 TL, keşif harcı 206,30 TL, tebligat gideri 178,50 TL, posta masrafı 233,61 TL, bilirkişi ücretleri toplamı 1.700,00 TL) davanın kabul/ret oranına göre hesaplanan 1.105,72 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, /2-B-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.896,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,/ 2-C- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen 29.775,00 TL'lik kısmı üzerinden (3.667,00 TL değer artış payı, 274,50 artık değere katılma alacağı, 833,50 TL katılma alacağının reddedilen kısmı, 25.000,00 TL sebepsiz zenginleşme) ...Ü.T gereğince hesaplanan 4.466,25 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,/ 2-D-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.