"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/619 E., 2023/1232 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Avukat ... vd.
DAVA TARİHİ : 11.10.2019-27.12.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/682 E., 2022/623 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2018 yılı Ramazan ayında tartışma yaşadıkları ve bir buçuk ay ayrı kaldıklarını, tekrar bir araya gediklerini, ancak erkeğin hakaretlerine devam ettiğini, kadına ilgisiz davrandığını, ayrı yatmaya başladığını, elinden telefonu düşürmediğini, yerli yersiz kadını dövdüğünü, psikolojik şiddet uyguladığını, son olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, kadının bu nedenle şikayette bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, başına buyruk ve tutarsız davrandığını, evin dağınık olduğunu, çocuklar okuldan gelene kadar kadının dışarıda olduğunu, çocuklar geldikten ve yemek yendikten sonra da arkadaşına gideceğini ve çocuklarla ilgilenemeyeceğini söyleyip evden gittiğini, tarafların cinsel hayatını üçüncü kişilere açıkladığını, sürekli makul olmayan maddî taleplerde bulunduğunu, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, yatağını kadının kendisinin ayırdığını, sosyal medya bağımlısı olduğunu, çocuklarla ilgilenmek yerine sürekli telefonla ilgilendiğini, 2017-2018 yıllarında ortak çocuk ...'nın ev içinde hap yuttuğunu, olayın adli vakıa olması nedeniyle polis tarafından arandığını, kadından şikayetçi olup olmadığını sorduğunu, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadının iddia ettiği son olayda kadının erkeğe saldırması nedeniyle erkeğin kendini savunduğunu, kadının erkeğin boynunu sıkması üzerine erkeğin de kadının elini ısırdığını, kadının bunun sonucunda uzaklaştırma kararı aldığını, uzaklaştırma kararından sonra kadının mesajla para istemeye devam ettiğini, erkeği sürekli eve çağırdığını, bu çağırmalarından birinde kadının cinsel birliktelik yaşamak istediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, kadının da sürekli telefonu ile ilgilendiği ve bu nedenle birlik görevlerini ihmal ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, arafların ortak çocuklarının yaşı, düzenlenen sosyal inceleme raporu, annenin velâyet görevini kötüye kullandığına dair ispat bulunmaması hususları dikkate alındığında velâyetlerin anneye verilmesi gerektiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Abdülfettah yararına hükmedilen aylık 200,00 TL ve ... yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 700.00 TL'ye yükseltilmesine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ayrıca tanıklar ... ve ...'in beyanı ile yatak odasına dair mahremiyeti başkaları ile paylaşması, tanık Serdar'ın beyanıyla kıskançlık yapmak suretiyle eşine psikolojik şiddet uygulaması sebebi ile kusurlu bulunduğu, erkeğe verilen kusurun sabit olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusur nedeniyle kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; eşit kusur tespitinin hatalı olduğunu, ayrıca kadına kusur olarak yüklenen yatak odasına dair hususların başkası ile paylaşılması vakıasına erkek tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığını, tazminatların reddi kararının haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; eşit kusur tespitinin de hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının dilekçesinde dayandığı tüm iddiaların af kapsamında sayılması gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, bu nedenle kadının davasının reddine ve karşı davanın ise tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, lehe tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle karşılıklı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın yararına tazminatlara karar verilmiş, hükme karşı davalı-davacı erkek vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, kadına kusur eklenerek tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin kadının kıskançlık yaptığına ilişkin vakıaya dayanmadığı, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kıskançlık yapmak suretiyle erkeğe psikolojik şiddet uygulama kusurunun kadına yüklenemeyeceği anlaşılmış olup taraflara yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Neslihan'a geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.