Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8155 E. 2024/6627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının boşanma davası sonrasında işe başlamasına rağmen, halen çalışıp çalışmadığının, düzenli ve sabit bir gelirinin olup olmadığının ve tarafların gelir düzeylerinin araştırılıp değerlendirilmeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin eksik incelemeyle hüküm kurulması sonucunu doğurduğu gözetilerek, Yargıtay kararı yoksulluk nafakası yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1108 E., 2023/1708 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/820 E., 2022/958 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının sair, erkeğin tüm istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evi ile ilgilenmediğini, eve geç geldiğini, kadına harçlık vermediğini, kadının evden çıkmasına izin vermediğini, erkeğin ilk evliliğinden olan oğlu ...'un taraflar ile birlikte yaşadığını, önceki sene ...'un ortak çocuk ...'e cinsel saldırıda bulunması nedeniyle ceza yargılamasının görüldüğünü, erkeğin kadına ve kızına baskı ve tehditleri nedeniyle kadının şikayetinden vazgeçtiğini, bu dönemde kadının yoğun şekilde sözel ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, kadının sıkıntıların artması nedeniyle 01.11.2021 tarihinde kızını alarak Amasya'dan Samsun'daki baba evine gittiğini, erkeğin kadının telefonunu almak için Samsun'a kadar gelip kadını ve kızını sormadan telefonu alıp döndüğünü belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî, 75.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin cevap dilekçesini süresinden sonra sunması nedeniyle tanıklarının sadece velâyet hususunda dinlendiği, erkeğin kadınla azarlar gibi konuştuğu, ters cevap verdiği,kadına küfür ettiği ve şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını gereği karşılamadığı, çocuğu ve eşiyle ilgilenmediği, kadın evden ayrıldıktan sonra erkeğin gelip kadının telefonunu alıp gittiği, erkeğin tam kusurlu olduğu, alınan sosyal inceleme raporu ve çocuğun buradaki beyanı dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesi gerektiği, davalının ilk evliliğinden olan oğlu ile ortak çocuk ...'in konu olduğu ceza yargılaması ve kişisel ilişkinin her zaman yeniden düzenlenebileceği göz önüne alındığında yatısız kişisel ilişki kurulmasına takdir edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü haftasına denk gelen Cumartesi günü saat 10.00’dan aynı gün saat 16.00’a kadar, dini bayramların ikinci günü saat10.00’dan aynı gün saat 16.00’a kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; nafakalar ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının az olduğunu belirterek iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yatılı kurulması gerektiğini, kadının fabrikada çalıştığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi,336 ncı maddesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Dosya içindeki SGK kaydına göre kadının 24.04.2023 tarihinde işe başladığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre Mahkemece, kadının halen çalışıp çalışmadığı, düzenli ve sabit bir gelirinin olup olmadığı, tarafların gelir durumlarının birbirlerine yakın veya denk olup olmadığı araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şeklide karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.