Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8196 E. 2023/5202 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu üzerinde eşin rızası olmadan konulan ipotek nedeniyle açılan menfi tespit davasının, taşınmazın satışı nedeniyle istirdat davasına dönüşmesi üzerine, istirdat talebinin hangi miktar üzerinden kabul edilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın cebri icra yoluyla satışından elde edilen bedelin haksız olarak ödenmiş kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle istirdat talebinin satış bedeli üzerinden kabul edilmesi gerekirken, kıymet takdir raporundaki değer üzerinden kabulünün hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/313 E., 2022/424 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ... tarafından dava konusu taşınmazın davalı şirketin borçları için davalı Banka lehine ipotek tesis edildiğini ancak diğer müvekkili...'nin muvafakatinin gerektiğinin söylenmesi üzerine, bunu kabul etmediğini daha sonradan sahte belge düzenlenerek muvafakat verildiğini öğrendiklerini, suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek Banka lehine kurulan ipotek nedeniyle bankaya borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğe bağlı işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zamanaşımına uğradığını, davacılardan...'nin onayı olduğunu belirterek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini istemiş aksi halde davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1.... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 14.05.2009 tarihli kararı ile Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

2.Dosyanın yetkisizlikle geldiği Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2009/414 E., 2011/449 K. ve 29.03.2011 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2011/16117 E., 2012/10156 K. ve 14.06.2012 tarihli kararı ile; davaya konu uyuşmazlığın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü uyarınca ipotekli taşınmazın aile konutu olup olmadığı tartışmalarını içerdiği gözetilerek aile konutunun üzerindeki hakların sınırlanmasına ilişkin işlere karşı açılan ipoteğin kaldırılması davasında görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozma sonrası görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Alanya 1. Aile Mahkemesinin 2013/302 E., 2013/1441 K., ve 4.12.2013 tarihli kararıyla "taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı, bankanın iyi niyetli olmadığının da sabit olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine" yönelik karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 2015/4027 E., 2015/20527 K. ve 05.11.2015 tarihli kararı ile; dava konusu taşınmazın davacılardan ... adına kayıtlı olduğu, davalılardan ...Ltd. Şti'nin kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak, davalı Banka lehine 9.4.2007 tarihinde 90.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği, davacılardan... adına düzenlenen 10.4.2007 tarihli ipotek tesisine ilişkin muvafakatnamenin sahte olduğu ve evrakta sahtecilik sebebiyle... Ltd. Şti'nin ortağı olan ......ın ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/87 esas sayılı dosyasında mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, davalılar tarafından, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair bir savunma ileri sürülmediği gibi, taşınmaz maliki olmayan eşin taşınmaz üzerinde ipotek tesisine ilişkin açık rızasının bulunduğunun ispatlanamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.

C.Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemenin 2016/196 E., 2016/793 K., ve 10.06.2016 tarihli kararıyla "yargılama sırasında taşınmaz satıldığı ve ipoteğin kaldırılması davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının taşınmazda ayni bir hakkı bulunmadığından istirdat davasının reddine " yönelik karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 2016/25393 E., 2018/6760 K. ve 28.05.2018 tarihli kararı ile; ipoteğin kaldırılması davası açmakta haklı olan davacılar lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi ve davacılardan ...'ın menfi tespite yönelik istirdat talebi hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, sair temyiz itirazlarının ise reddine karar verilmiştir.

D. Dördüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemenin 2018/427 E., 2019/280 K., ve 28.03.2019 tarihli "bozma kararına konu edilmeyerek kesinleşen yönler hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı ...'ın menfi tespite yönelik istirdat talebinin reddine" yönelik karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 2019/7742 E., 2020/3804 K. ve 16.09.2020 tarihli kararı ile; Dairemizin 05.11.2015 tarihli bozma ilamında davanın kabulünün gerektiğinin belirtildiği ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği nazara alındığında bozmanın gereği yerine getirilerek davacı ...'ın istirdat talebinin kabulüne hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

3.Dairemizin 2021/651 E., 2021/3342 K. ve 21.04.2021 tarihli kararıyla davalı Bankanın karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının 08.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile menfi tespite yönelik istirdat talebini 110.000,00 TL olduğunu bildirdiği, incelenen ... 22. İcra Müdürlüğünün 2008/2217 Esas sayılı dosyası içeriğinde dava konusu taşınmazın kıymet takdir raporunda tespit edilen değerinin 110.000,00 TL olduğu görülmekle davacı vekilinin talep ettiği alacak miktarının yerinde olduğu gerekçesiyle bozma ilamı doğrultusunda davacılardan ...'ın menfi tespite yönelik istirdat talebinin kabulüne, söz konusu alacağa tahsil tarihi olan 03.08.2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili özetle; ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde verilen yetkisizlik kararı sonrası 10 gün içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığını, açılmamış sayılma kararı verilmesi gerektiğini, davacıların bir arada dava açmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, şirketin taraf sıfatının belli olup olmadığını, varlığını sürdürüp sürdürmediğinin incelenmesi gerektiğini, davacının ıslah talebinin dava tarihinden on yıl geçtikten sonra yaptığını, istirdat talebinin hukuka aykırı olduğunu, talebin genel mahkemelere ait bulunduğunu, dava açıldığı tarihte davacıların mernis adreslerinin sorgulanması gerektiğini, bankanın ipoteğinin 90.000,00 TL kadar olduğunu, bankanın satıştan aldığı paranın ise 78.291,28 TL olduğu halde 110.000,00 TL'ye hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Banka lehine tesis edilen ipotekli taşınmazın yargılama sırasında cebri icra ile satılması sonucu davacılardan ...'in açtığı menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda istirdat talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Banka vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacılardan ... adına kayıtlı olan taşınmazda davalılardan ...Ltd. Şti'nin kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak, davalı Banka lehine 9.4.2007 tarihinde 90.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği, davacılar ... ve...'nin bu ipotek sebebiyle davalı Bankaya bir borçlarının bulunmadığına dair menfi tespit davası açtıkları, yargılama sırasında ipotekli taşınmazın cebri icra yolu ile satıldığı ve davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.

3.Kural olarak; menfi tespit davalarında borçlu tarafından 2004 sayılı Kanunun 72 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ihtiyati tedbir kararı alınmadığı durumlarda aynı Kanunun 72 inci maddesinin 6 ıncı fıkrası gereğince borç da ödenmişse davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi üzerine, mahkemece davanın davacı lehine hükme bağlanması halinde, davacının kısmen veya tamamen ödemiş olduğu paranın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Bu durumda, Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle istirdat davasının kabulü doğru ise de dosyadaki belgelerden taşınmazın ihale sonucu 78.291,28 TL'ye satıldığı görülmekle, cebri icra zorunluluğu sebebiyle haksız olarak ödendiği anlaşılan bu miktar üzerinden istirdat talebinin kabulü gerekirken kıymet takdiri raporunda taşınmazın değeri olarak tespit edilen 110.000,00 TL üzerinden davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hüküm bozulmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı banka veklinin yukarıda (1) nolu paragrafta belirtildiği üzere sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.