Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8224 E. 2023/5317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/660 E., 2023/921 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kısımlar hakkından karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakası, 300.000,00 TL maddî tazminat ve 250.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1989 yılında evlendiklerini, iki ergin çocuklarının bulunduğunu, davalı erkeğin müvekkiline uzun yıllardır duygusal, cinsel, psikolojik şiddet uyguladığını, uzun yıllardır ... Y. isimli adlı kadınla evlilik dışı ilişki yaşadığını, bu kadından üç tane çocuk sahibi olduğunu, düzenli alkol aldığını, müvekkiline onur kırıcı sözlerle hakaretler ettiğini, oğlunun hastalığıyla dahi ilgilenmediğini, sadece maddî destek sağladığını, davalı-davacı erkeğin dosyaya sunduğu fotoğraflardaki erkek şahsın akrabası olduğunu sanarak birlikte fotoğraf çektirdiklerini, sonradan bu kişinin akrabası olmadığını öğrendiğini, fotoğraflarda bir absürtlüğün bulunmadığını belirterek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 15.000,00 TL tedbir nafakası, 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 1.000.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, bilakis kadının erkeğe duygusal, cinsel, psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini istemediğini, cinsellik ihtiyacını üçüncü kişilerle giderebileceğini söylediğini, müvekkiline soğuk, itici, ilgisiz davrandığını, hakaret ettiğini, çevrenin ve ailesinin evliliğe olumsuz müdahalelerine izin verdiğini, müvekkilinin 2006 yılında Nisan ayında eşinin de onayı ve isteği ile ikinci evlilik yapma isteğine, eşinin sadece aynı evde oturmak istemediğini söyleyerek rıza gösterdiğini, kadının 2006 yılında açtığı o boşanma davasından feragat ettiğini, aynı iddialarla on yıl sonra dava açamayacağını, ... kadının da evlilik dışı ilişki yaşadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu şahısla çekildiği fotoğrafları sosyal medyada paylaştığını belirterek; davaların birleştirilmesine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak konuttaki aile konutu şerhinin kaldırılmasına, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2021 tarih, 2016/35 Esas, 2021/779 Karar sayılı kararıyla; erkeğin temadi eden şekilde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının affettiği belirtilen eylemlerden sonraki davranışı affa ilişkin somut delil bulunmadığı, eşini aldattığı, eşine karşı hakaretler ettiği, çocuğuyla ilgilenmediği, ilgisinin maddî destekten ibaret olduğu, davalı-davacı erkeğin aldatma dışındaki iddialarını delilleri ve tanıklarıyla ispatlayamadığı, birleşen davada aldatma iddiasına yönelik sunulan fotoğraflar dışında delil bulunmadığı, kadının eyleminin güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, bu durumda boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının da gerçekleştiği belirtilerek birleşen davanın ve erkeğin maddî- manevî tazminat taleplerinin reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.800,00 TL tedbir, aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve 2022/675 Esas, 2022/976 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması karşısında erkeğin birleşen davasının da kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın az, tedbir ve yoksulluk nafakalarının ise fazla bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden ise usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek; erkeğin birleşen davasının reddi ile kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına, kadının ise yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf istemlerinin kabulü ile erkeğin birleşen davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir, kesinleşmeden itibaren ise aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf istemlerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 24.01.2023 tarihli ve 2022/9592 Esas, 2023/405 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı -davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği, yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ... kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönler ile ilgili tekrardan karar verilmesine yer olmadığına, tüm dosya kapsamı ile uyulan bozma ilamı gereğince, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu kabul edilen erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatlerini zedelediği, kişilik haklarını ihlal ettiği belirtilerek; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri hükümleri dikkate alınarak kadın yararına 300.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının dikkate alınmadığı, erkeğin, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarını ödeme gücü bulunmadığı belirtilerek; tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına hakkaniyete ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.