"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/388 E., 2023/954 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yen,iden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çorlu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/862 E., 2020/499 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, bu yönlerden yeniden esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre kadının birleşen tedbir nafakası davasında temyize konu edilen yıllık toplam nafaka miktarının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı -davacı kadın vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının oluşturduğu şiddetli geçimsizlikten dolayı erkeğin 18.04.2017 tarihinde ortak konuttan ayrıldığını, o tarihten beri ayrı yaşadıklarını, kadının erkek üzerinde otorite kurduğunu, sürekli erkeğe yön verdiğini, karşı çıkınca hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, savurgan olduğunu iddia iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir .
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin 2 yıl önce iş görüşmesi nedeni ile memleketine gittiğini, 20 gün sonra hiç bir iş görüşmesi yapmadan geri döndüğünü, bu seyahat dönüşünden sonra kadına karşı davranışlarının değiştiğini, 03.10.2017 tarihinde davacının telefonuna başka bir kadından mesaj geldiğini, davacının kızları ve damatlarının yanında hayatında başka bir kadın olduğunu söylediğini, İstanbul da bir ev tuttuğunu söyleyerek evden ayrıldığını, .... isminde eski nişanlısı ile yaşadığını, tüm bu olaylara rağmen kadının eşinden ayrılmak istemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları sonucu tarafların ayrı yaşadıklarını, taraflar daha önce memleketleri olan Tekirdağ'da birlikte yaşarken maddî sıkıntı çekmeleri nedeniyle Gaziantep'e taşınıp beraber iş kurduklarını, davalının önceki nişanlısı ile birlikte yaşaması nedeniyle ayrıldıklarını, davacının gelirinin bulunmadığını ve zor durumda olduğunu iddia ederek 4721 sayılı kanunun 197 nci maddesi uyarınca aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dava dilekçesinde delil olarak banka kayıtlarına, harcama belgelerine, kira sözleşmesine ve tanık beyanlarına dayandığı; verilen kesin süre içerisinde dayandığı belgeleri ibraz etmediği, tanık listesi sunmadığı ve ilk tahkikat duruşmasında tanık hazır etmediği, davalı tanığının ise cevap dilekçesinde yazılı vakıalara ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde davalıya isnad ettiği kusurlu davranışları ispat edemediği, tarafların sosyal ekonomik durumları, davalı erkeğin haklı bir gerekçe göstermeksizin 2017 yılında ortak konuttan haneden ayrıldığı, tarafların o tarihten beri ayrı yaşadıkları birleşen dava tarihi itibariyle tarafların birbirlerine denk gelir seviyesinde oldukları gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın reddine, asıl davada TMK 169 uncu maddesi uyarınca 30.06.2019 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ;birleşen davanın reddi ile asıl davada hükmedilen tedbir nafakası miktarı bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka bir kadınla yaşadığı ve 2017 yılında ortak konuttan ayrıldığı, bu haliyle kadının ayrı yaşamakta haklılık olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilmesine rağmen birleşen dava tarihi itibariyle tarafların gelirlerinin denk olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı ,tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, erkeğin belirlenen geliri, 4721 sayılı kanunun 4 üncü maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesi uyarınca kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün birleşen dava bakımından kaldırılmasına ve esas hakkında hüküm tesisi ile; ilk derece mahkemesinin buna ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm tesisine, davalı-davacı kadının 4721 sayılı kanunun 169 ve 197. maddeleri uyarınca boşanmanın fer'i açısından ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü ile kadın yararına asıl dava tarihinden (27/10/2017) geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, birleşen bağımsız tedbir nafakası davası bakımından taraflar yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir .
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvurusunda özetle; asıl ve birleşen davada hükmedilen tedbir nafakası miktarı bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada kadın lehine 4721 sayılı Kanunun 169 uncu maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasının miktarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunun 4 üncü ve 169 uncu maddesi. 6100 sayılı kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3.Değerlendirmeler
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı -davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı -davacı kadın vekilinin birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı -davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.