Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8246 E. 2024/6279 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1669 E., 2023/777 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/939 E., 2020/604 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 20 gün evli kaldıkları erkeğin kadına psikolojik, fiziksel, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını kadının ailesi ile görüşmesini yasakladığını, kadını ailesinin önünde azarladığını ve hakaret ettiğini, tüm ailesinin önünde bayıltana kadar hakaret edip kasıklarını tekmelediğini, kendisi işten dönene kadar ailesinin yanında kalmaya ve orada beklemeye zorladığını, davalının ziynetlerine el koyduğunu iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, 40.000,00 TL ziynet eşyası alacağının bedelinin yasal faizi ile tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini bu iddiaların davacının ailesinin yönlendirmeleri ile menfaat kaygısına düşmesi nedeniyle olduğunu, kadının bahaneler uydurarak aile konutunu terk ettiğini, kadının evliliğe alışamadığı ve erkeğin istemediği, kadının evliliğin getirdiği sorumlulukları kaldıramadığı, kök ailesinin etki ve baskısı altında kaldığı, erkeğin kadının annesi, babası gibi yakınlarının hakaret ve tehditlerine yoğun olarak maruz kaldığı, ziynet eşyalarının erkekte kalmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının taleplerinin reddine, erkek yararına 120.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; yapılan yargılama, toplanılan deliller, dinlenen tanık anlatımı ile tüm dosya kapsamına göre; davalının davacıya yönelik hakaretlerde ve kötü sözlerde bulunduğu, üzerine yürüdüğü, yüksek sesle bağırma eylemlerinde bulunduğu, davacıyı kendi ailesinin yanında kalmaya ve işten dönene kadar orada beklemeye zorladığı, davacıya para vermeyerek ekonomik olarak muhtaç duruma düşürdüğü ve bu kapsamda kusurlu bulunduğu, davacıya yönelik kusur isnadlarına ilişkin olarak ise, tanıkların doğrudan bilgiye ve görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı ve başkaca da bir delil sunulmadığı anlaşıldığından kusurunun varlığı ispatlanamamış olup, tarafların evlilik birliğinin davalının kusurlu eylemleri neticesinde temelinden sarsıldığı ve evliliğin devamında taraflar ve toplum adına bir yarar kalmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin iadesine ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne itirazlarının olmadığı, tedbir-yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu, ziynetlerin ödenmesinde güncel değerin alınması gerektiğini, bedelin hüküm tarihindeki faiz tutarıyla ödenmesini talep ettiklerini, hükmün 9 bendinde vekâlet ücreti yönünden yazım hatası yapıldığını belirterek katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne itirazlarının olmadığı, kusur belirlemesi, tedbir-yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları, kadının ziynetleri yanında götürdüğü iddiasıyla kabul edilen ziynet alacağı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen maddi-manevîtazminatların esaslarının yerinde, miktarlarının düşük olduğu sonucuna varıldığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının esasında ve miktarında bir isabetsizlik görülmediği, kadının yaşı, çalışmaya engel hali bulunmaması, ihtiyaçları, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda toplu yoksulluk nafakasına hükmedildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının 9 nolu bendinde, boşanma davasının kabulü yönünden davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken ziynetin reddi açısından davalı lehine vekâlet ürcetine hükmedilmesi çelişkiye neden olduğu görülmekle boşanma davasının kabulü açısından İlk Derece Mahkemesi hüküm tarihi itibariyle davacı yararına vekâlet ücretine hükmedildiği gerekçesi ile tarafların yoksulluk nafakasına, kadının maddiî -manevî tazminat miktarları ile vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin esastan kısmen kabulüne, ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm tesisine, davacı kadın lehine boşanma hükmünün kesinleşmesinden geçerli olmak üzere 20.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı kadın yararına boşanmanın fer'î niteliğinde 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanma davasının kabulü yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi hüküm tarihi itibariyle 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, tarafların yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin reddine ziynet eşyası alacağı açısından kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu bu nedenle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.