Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8261 E. 2023/5274 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dede, babaanne, hala ve amca ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve kurulan kişisel ilişkinin süresi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygun bulunan bölge adliye mahkemesi kararının temyiz nedenlerinin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/687 E., 2023/937 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1141 E., 2023/230 K.

Taraflar arasındaki çocukla, dede, babaanne, hala ve amca arasında kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; çocukların babası olan Niyazi Şahin'in 15.06.2019 tarihinde geçirmiş olduğu bir iş kazasında hayatını kaybettiğini, oğullarını ve ağabeylerini kaybeden müvekkillerinin çocuklarında kendilerinden uzaklaştırılmasıyla yıkıldıklarını, çocukların 10 yaşında ... Muhammed ve 5 yaşında Rabia olduklarını, davalı ... ve müteveffa Niyazi Şahin'in anlaşmalı olarak boşanmak üzere 21.05.2019 tarihinde mahkemeye başvurduklarını, yargılama devam ederken Niyazi Şahin'in hayatını kaybettiğini, davalı kadının babasız büyümekte olan çocukları ölen eşinin ailesinden de uzaklaştırmak istediğini, baba tarafıyla bağlarını koparma çabasıyla müvekkillerinin çocuklarla görüşmesini engellediğini, hatta bu amaçla davacı haksız ithamlarla müvekkillerinin aleyhine koruma tedbiri aldırdığını, müvekkillerinin tek amacının torunlarını/yeğenlerini görmek onlarla vakit geçirmek olduğunu, fakat her seferinde davalının engellemesiyle karışlaştıklarını, davacıların uzunca bir süredir çocuklarla telefonla dahi irtibat kuramadıklarını, sosyal medyadan ulaşamadıklarını ve çocuklar için endişelendiklerini, tesadüfen yolda karşılaştıklarında ise çocukların annelerinden çekindikleri için davacılarla konuşamadıklarını, çocukların fiziksel ve ruhsal gelişiminin etkilenmemesi için babasız kalan çocukların babasının ailesinin sevgisinden ve ilgisinden uzak kalmamaları gerektiğini, davalarının kabulünü, öncelikle tedbiren ve neticede davacılarla çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin eşinin ölümünden önce davalıların aileye olumsuz müdahalelerde bulunduklarını, eşine yaptıkları baskı sonucu müvekkili ve eşini anlaşmalı boşanmaya razı ettiklerini ve boşanma davası sürecinde de çocukların velâyetini almayı düşünmediklerini, müvekkilinin hiçbir mal varlığı istememesini aksi takdirde çocukların velâyetini vermeyeceklerini söylediklerini, davanın ölüm nedeniyle hükümsüz kaldığını, anlaşmalı boşanma protokolünde davalı tarafın velâyetini müvekkiline bıraktıkları çocuklarla kişisel ilişki talebinde dahi bulunmadığını, eşinin ölümünden sonrada davalıların çocuklara ve gelinleri olan müvekkiline asla sahip çıkmadıklarını, müvekkilinin ve çocukların kendileri kişisel ilişki kurması adına hiçbir girişimlerinin olmadığını hatta müvekkilinin bu konudaki çabalarını da sonuçsuz bırakıldığını, davalıların müvekkili ile aynı sokakta oturduklarını, çocukları göstermek istemese ve kaçırma niyetinde olsa müvekkilinin davacılarla aynı sokakta oturmayacağını, davacıların istedikleri zaman gelip çocukları görebileceğini, davacıların asıl niyetinin çocukları kaçırmak ve müvekkili kendilerine maddî menfaat sağlamaya zorlamak olduğunu, müvekkilinin eşinin iş kazası sonucu vefat edince müvekkili ve çocuklarının iş kazasına sebebiyet veren işverenden arabuluculuk görüşmesi sonucu uzlaşıp tazminat kazandıklarını, müvekkilinin bu tazminat ile çocuklarının geleceğini garantiye almak için tapuda kendisi ve çocukları adına ortak olarak kayıtlı görünen taşınmazları satın aldığını, davacıların bu tazminatta hak iddia ettiklerini, araya koydukları kişilerle talep ettikleri ve davacıyı taciz ettikleri bunu elde edemeyince huzurdaki davayı açtıklarını, dava dilekçesinde beyan edilen uzaklaştırma tedbirinin çocukları görmelerini engellemek için değil bu tacizlerin önüne geçmek amacıyla alındığını, müvekkilinin çocuklarına düşkünlüğünü kendisine karşı koz olarak kullanma niyetinde olduklarını,biri 5 yaşında anneye bağımlı olan ve diğeri 10 yaşında olup astım hastası olan çocukların 60 yaşını geçmiş iki kişinin ve 30 yaşını geçmiş ve hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmayan iki kişinin yaşadığı ve çoğunun sigara ve alkol kullandığı bir ortamda yatılı olarak kalması talebinin çocukların psikolojik gelişimine uygun olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocukların annesi ve annesinin ailesi ile olan bağının güçlü olduğunu ancak vefat eden babalarının ailesini tanımasının ve soybağı bulunan kişilerle sağlıklı ilişki kurmasının gelişimleri açısından önemli olduğunu, babanın vefat ettiği dönemde yaşlarının çok küçük olmasından dolayı zihinlerinde baba imgesinin oluşmadığı düşünüldüğünde babanın ailesi ile ilişkilerinin daha da önem kazandığını, uzman raporunda küçüklerin babasının ailesi ile kişisel ilişki kurmaya ihtiyaçları olduğunun belirtildiği, bu durumun öncelikle çocukların menfaatine olup akrabaları açısından da önemli olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacılar ile çocuklar arasında her ayın ikinci haftası Cumartesi günü sabah 17.00 'dan gece yatılı kalmak suretiyle Pazar günü saat 17.00'e kadar, dini bayramların 2. günleri saat 9.00 ila saat 17.00 saatleri arasında, her yıl okulların yarı yıl tatilinin birinci günü saat 9.00’dan yedinci günü saat 17.00’ye kadar ve her yıl Temmuz ayının birinci günü saat 9.00’dan onuncu günü saat 17.00’ye kadar aralıksız kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tüm talepleri kabul edildiği halde kısmen kabul kısmen ret denmesinin karar ve gerekçe arasında çelişki oluşturduğunu, mahkemenin babalarını kaybetmiş küçüklerin anneleri de yokmuş gibi değerlendirme yaptığını, bilirkişi raporunun da bu şekilde düzenlendiğini, yaşları oldukça küçük olan çocuklarla kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde tayininin yasaya ve mevzuata, çocukların üstün yararına aykırı olduğunu, iddialarının değerlendirilmediğini, yatılı kişisel ilişkinin çocukların sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye sokacağını, küçüklerin annesiyle davacılar arasında çocukların kişisel gelişimini zora sokacak ve menfaatlerine halel getirecek ağır vakıaların yaşandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacılar vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçelerinde özetle; talep ettikleri görüş günlerinin çocukların üstün menfaatine daha uygun olacağını, mahkemece taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, mahkeme kararına rağmen davalının çocukları müvekkiller ile görüştürmediğini, davacıların mağduriyetinin günden güne arttığını belirterek kararın kesinleşmesine kadar tedbiren çocuklarla kişisel ilişki tesis edilmesini davalı annenin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların torunları/yeğenleri ile kişisel ilişki talep edebilmesi için gerekli olağanüstü halin mevcut olduğu, davalı anne ile davacılar arasında boşanma davası sürecinde yaşanan olaylar ve annenin koruma kararı alması nedeniyle husumet bulunmasından dolayı davacıların cezalandırılamayacağı, davacılar ile çocuklar arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocukların sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delilin bulunmadığı, çocukların da davacılarla görüşmek istediği yönündeki tercihleri uzman raporundaki tespitler, tanık anlatımları ve toplanan tüm delillere göre çocukların yüksek yararı torun/yeğen sevgisi tatma üzerine konulan sınır dikkate alındığında davacılarla küçükler arasında kişisel ilişki kurulmasında bir isabetsizlik görülmediği ancak çocukların yaşları, kişisel ilişkinin amacı, çocukların kişisel, ahlaki ve bedensel gelişimleri, çocukların karar tarihindeki yaşları ve yüksek yararları gözetilerek daha kısa süreli olacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi ile yetinilmesi gerekirken uzun süreli kişisel ilişki kurulmasının yerinde görülmediği, davacıların tüm talepleri kabul edildiği halde kısmen kabul verildiği ve gerekçeli kararda çelişki oluştuğuna ilişkin iddiaların davacıların dava dilekçesindeki taleplerinin tam olarak karşılanmaması dikkate alındığında yerinde görülmediği gerekçesi ile davalı annenin istinaf talebinin kısmen kısmen kabulü ile kararının tümden kaldırılmasına yeniden hüküm tesisine; davacılar ile küçükler arasında her ayın 4 üncü haftası Cumartesi günü saat 10.00 ile ertesi günü saat 17.00 arasında, dini bayramların 2 nci günü saat 10.00 ile 17.00 arasında, her yılın Temmuz ayının 1 inci günü saat 10.00 ile 7nci günü saat 17.00 arasında tedbiren ve nihai olarak kişisel ilişki kurulmasına, davacıların katılma yoluyla, davalının diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasa ve hakkaniyete aykırı olduğu, karar ve karara gerekçe teşkil eden raporda çocukların anneleri yokmuş gibi düşünüldüğünü, velâyet yetkisinin kişisel ilişki hakkından üstün bir hak olduğunu, kurulan kişisel ilişkinin velâyet yetkisinin kullanımını zora soktuğunu, kişisel ilişki kurulacaksa da bunun yatılı olmaması gerektiğini, yaz dönemi babaanne ve dedenin anneden çok uzakta köyde yaşadığı alkol ve sigara kullanımı iddialarının dikkate alınmadığını, yaşanan olaylarla taraflarla normal bir akrabalık ilişkisinin kalmadığı dikkate alınarak davanın öncelikle tümden reddine olmadığı takdirde yatısız ve uzman eşliğinde kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacılar dede, babaanne, hala ve amca ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 325 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

1-ŞC-ÖH-DŞ-AB