"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2248 E., 2022/2619 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının istinaf sınırlamasının hatalı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle: tarafların öz amca çocukları olduğunu, davalının evlilik öncesi hamile olduğunu, sonrasında evlendiklerini, evlilikten yaklaşık 20 gün geçtikten sonra davalının doğum yaptığını, tarafların ortak çocuklarının doğumundan 5 gün sonra ortada hiç bir sebep yok iken ortak konutu terk ettiğini, önce anlaşmalı boşanma istediğini sonra vazgeçtiğini, davalının evlilik birliğinin sarsılmasında asıl kusurlu taraf olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 5.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevînat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olup, müvekkiline kusur atfetmeye yönelik iddialar olduğunu, hamileliği aileler öğrenince tarafların evlendiklerini, müvekkilinin bu olaydan sonra davacının ailesi ile birlikte yaşadığını ancak davacının psikolojik şiddet uyguladığını, hakaretler ettiğini, kendisini müşterek konutun terasında bulunan odaya kilitlediğini, en ufak tartışmada müvekkilini odaya kilitlediğini, hatta kendisine yemek ve su bile vermediğini, müvekkilinin müşterek konutu terk etmesi için her türlü çabayı sarf ettiğini, müvekkilinin çocuğu doğurduktan sonra en az 2 ay daha müşterek konutta kaldığını, davacı taraf yaptığı baskılarla müvekkilinin evden gönderemediğini anlayınca ise müvekkilinin abisini ve annesini arayarak, gelip kızlarını götürmelerini ve müvekkil ve ailesine çok çirkin iftiralarda bulunduğunu, tehdit ettiğini, kendi isteği ile değil davacının zorlaması ile evi terk ettiğini ve 2 aylık bebeğinden ayrı kaldığını belirterek, 50.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın davalıya verilmesine, 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2019/486 Esas, 2021/62 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin davalı kadına psikolojik olarak şiddet uyguladığı bu sonuca tanık M. K.'nın görgüye dayalı kardeşimin evine gittiğimde kapıyı üzerinden kilitlemişlerdi'' şeklindeki beyanından ulaşıldığı, ayrıca tanık F.Ö. ve A.K. beyanlarından davalının konutu terke zorlandığının anlaşıldığı, davacı erkeğin boşanma nedeni olarak ileri sürdüğü vakıalarda ise davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir durum bulunmadığı ve davacının, davalı kadının kusurunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine, tarafların 18 yaşından küçük ortak çocuğu Yusuf Kuzey'in geçici velâyetinin davacı babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, davalı kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2021/1014 Esas, 2022/595 Karar sayılı kararıyla; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davacının istinaf başvuru dilekçesinde davalı yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik bir istinaf başvurusunda bulunmadığı görülmekle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tüm yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 05.07.2022 tarihli kararı ile Mahkemece; davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine, davalı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verildiği, verilen kararın davacı erkek tarafından tüm yönlerden istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf itirazları esastan reddedildiği, her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince; "erkeğin istinaf başvuru dilekçesinde davalı yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik bir istinaf başvurusunun bulunmadığı"ndan bahisle itirazların esastan reddine karar verilmiş ise de, erkeğin davanın reddine yönelik olan istinaf dilekçesindeki beyanları, içeriği itibariyle nafakaları da kapsadığı, buna göre Bölge Adliye Mahkemesince tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin itirazın incelenmesi gerekirken "istinaf başvurusunun bulunmadığı"ndan bahisle itirazların esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, diğer taraftan Yargıtay tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp kanunun açık hükmüne aykırılık gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği, yoksulluk nafakası kanunun emredici düzenlemesi ile boşanmanın fer'îsi olarak belirlendiği, boşanma talebi reddedilen davacı aleyhine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesine göre davalı lehine hükmedilen tedbir nafakasının ve miktarının makul olduğu anlaşılmakla, davacının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin reddine, boşanma davası reddedildiğine göre davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığından, davacının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilgili bendin kaldırılmasına, davalı kadın için dava tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, karar tarihinden itibaren kararın kesinleşme tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; davalı tarafın tam kusurlu olduğu, davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'î istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.