"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2418 E., 2023/1125 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/568 E., 2022/3 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma kararı verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin çocuğunun elinden zorla alınarak kapıya atıldıklarını, davalının sürekli olarak her tartışmada aileleri araya kattığını, müvekkilinin çoğu kez eşi tarafından sözel ve fiziksel saldırıya uğrayıp darp edildiğini, müvekkilinin sürekli davalı tarafından şiddet gördüğünü bu duruma karşı geldiğinde ise evden kovulup tehdit edildiğini, hatta davalının saldırıları müvekkilinin hamile olduğu dönemlerde de daha da arttığını, davalı eşin müvekkiline karşı hakaretlerine aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözlerine kendi ailesinin yanında sarf ederek müvekkilinin rencide ettiğini, sokağa atıldığını, kayınvalide ve kayınbabasın ile aynı mahallede oturan müvekkilinin sık sık onlardan da evden kovulmakla tehdit edildiğini, müvekkilinin hamile olarak baba evine döndüğünü ve ailesinin evinde doğum yaptığını, doğum yaptığı gün eşi ve eşinin dayısının gelip müvekkilini ve yeni doğan bebeklerini alıp evlerine götürdüklerini, davalının müvekkilinin sabanın altısında evden kovduğunu ortak çocuğunu da aynı mahallede oturan ailesine yanına götürdüğünü, davalı tarafın müvekkiline ait olan altınları alıp bozdurarak bu paralarla antep fıstığı aldıklarını ve bu parayı da müvekkiline verilmediğini davalının ailesinde kaldığını, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; eşinin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davacının 22 Eylül Pazar sabahı sabah saat 06:00'da davacının dayısı, annesi ve babasıyla "kızımızı alacağız, bu iş olmaz" diyerek alıp gittiklerini, müşterek çocuğa asıl gereğini yapmayan davacı taraf olduğunu, davacı tarafın doğum esnasında bile " anne ve babanı doğumda yanımda istemiyorum" diyerek müvekkilinin ailesine düşman olduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir şiddet eyleminin kesinlikle olmadığını, bu konuda müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu, davacının müvekkili ile evlendikten sonra sevmediği için yaklaşık 2,5 ay ilişkiye girmediğini, bu durumu müvekkiline korkuyorum diyerek geçiştirdiğini, davacının telefonda Vakkas Korkmaz isimli bir erkekle konuştuğunu müvekkilinin tespit ettiğini, hatta bu kişinin davacının amcasının damadı olduğunu, bu ismi kimseye söylememe konusunda davacının müvekkilini uyardığını hatta söylersen kendimi intihar ederim dahi dediğini, davacı tarafın babasının müvekkilinin babasına en son "Ben kızımı zorla verdim, suç benimdir." diyerek olayın vehametini ortaya koyduğunu, ayrıca davacının büyü işleriyle uğraşıp hocalara gittiğini, davacı tarafın ev işlerini ihmal edip sürekli cep telefonuyla ilgilenen biri olduğunu ayrıca davacının davalı müvekkiline karşı aşağılayıcı cümleler kullandığını müvekkiline hitaben "Bilsem komşusun oğluyla evlenirdim sen evlilik adamı olamazsın." dediğini, davacı tarafın sürekli olarak müvekkilini tehdit ettiğini beyan ettikleri bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini boşanma kararı verilecek olursa da kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu bu nedenle davalı müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminat hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hamilelik döneminde de yaşadıkları geçimsizlik nedeniyle tarafların bir dönem ayrı yaşadıkları, doğum olacağı zaman tarafların bir araya geldikleri; doğum sonrası davacıya yardımcı olmak için annesinin yanında kaldığı, davalının davacıya kötü davrandığı, aşağılayıcı sözler söylediği, davacının annesinin davacının yanında kalmasına izin verilmediği, ortak çocuk üç dört günlükken çocuğa bakma konusunda tarafların tartışma yaşadığı, davalının davacıyı darp ettiği ve evden kovduğu, davacının ailesini arayarak evden ayrılmak zorunda kaldığı, evden kovulması sebebiyle çocuğunu dahi alamadan ayrıldığı, davacının çocuğunu bilerek bırakarak evden ayrılmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğu kaldı ki 15-20 gün sonra davacının boşanma davası açarak çocuğun velâyetini de istediği, davalı tarafın tanık beyanlarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı ancak tarafların sık sık tartıştıklarını ifade ettikleri, davalı tarafın aile birliğini kurtarma gibi bir çaba içerisine girmediği, kaldı ki davacı kadına karşı küfür ve hakaret içeren söz ve eylemlerde de bulunduğu, son olayda da evden kovduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacının ispat edilen bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davacı kadının boşanma talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası bağlanmasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat ve nafaka yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat ve nafaka yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.