Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8296 E. 2024/7528 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/704 E., 2023/1044 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kdz.Ereğli Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/601 E., 2021/897 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadını aşağıladığını, çalışmasını desteklemediğini, kadının şişman olduğunu, kendisine bakmadığını söyleyerek rencide ettiğini, telefonuna şifre koyduğunu, sürekli sakladığını, gece geç saatlere kadar yazışmalar yaptığını, bazı günler eve geç saatte geldiğini, bazen hiç gelmediğini, hakaret ve sinkaflı sözler ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, gazeteci D. ve ... isimli kadınlarla ilişkisinin bulunduğunu, son olayda silahla tehdit ettiğini, darp ettiğini ve hakarette bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı vekili ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki 10.000,00 TL tazminat talebini ıslahen 90.000,00 TL artırarak 100.000,00 TL'ye yükselttiklerini, nihai hüküm kurulurken bu hususun dikkate alınarak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının defalarca hakarette bulunduğunu, darp ettiğini, asılsız ithamlarda bulunduğunu, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, eşi ile ilgilenmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 200,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; müşterek hayata son verilen olayda erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı , kadına silah doğrulttuğu, ortak çocuk ...'nin Kdz. Ereğli 1. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında tanık olarak dinlendiği bahse konu dosyada ortak çocuğun erkeğin kadına silah doğrulttuğunu, kadını dövdüğünü, kadına orospu diyerek küfür ettiğini beyan ettiği, ortak çocuğun son olay ve Asliye Ceza Mahkemesince beyanının aldığında tarihlerde idrak çağında olduğu bu sebeple beyanlarının işbu dosyada hükme esas alındığı, erkeğin kadına fiziksel şiddet ve küfür eylemleri ile kadın üzerinde psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin D. ve Y. isimli kadınlarla arasında gönül ilişkisi olduğunun ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kadın tarafından ispatlanamadığı, erkeğin kadının kız kardeşine Mart 2019 'da mesaj atarak ''alın kardeşinizi, temizlik hastası bu'' diyerek hakaret ettiği ve aile içinde yaşanandan kaynaklı kadının ailesine söylemde bulunduğu ve kadını ailesine şikayet ettiği, erkeğin polis memuru olarak terör şubede çalıştığı, mesleği gereği eve geç saatlerde gittiği, erkeğin kadını İstanbul iline ailesinin yanına çok sık gönderdiği, bu dönemlerde davacı kadına maddî destek olmadığı, şişman diyerek aşağıladığı ancak erkeğin bu eylemlerinden sonra tarafların bir arada yaşayarak ortak hayata devam ettikleri kadının, erekğin bu davranışlarını affettiği en azından hoşgörü ile karşıldığı, kadının erkeğe mesaj atarak ''köpek senden güzel bakıyor, gerizekalı'' dediği ve hakaret ettiği, mesajların kadın tarafından erkeğe atıldığı nitekim aynı mesajlarda erkeğin kendini de hatalı bulduğu hususlarının yazdığı, mesajlar erkek tarafından delil elde etmek için kendi kendine atılmış olsaydı kendine kusur olabilecek söylemlerin mesajda olmayacağı, aksinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine erkek tanıklarının da kadının erkeğe hakaret ettiğine şahit oldukları, erkeğin fiziksel şiddet uygulamak, kadının kafasına silah dayamak, hakaret etmek, küfür etmek, aile içinde yaşananlarla ilgili kadının ailesini arayarak kadını ailesine şikayet etmek, psikolojik şiddet uygulamak kusurlarının ispatlandığı, kadının diğer iddialarını ispatlayamadığı, erkeğin kadına yönelik; hakaret etmek iddiasını ispatladığı, diğer iddialarını ispatlayamadığı, geçimsizlikte erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 2. ve 4. Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00’a kadar; sömestr tatilinin ilk haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan bir sonraki hafta Pazar günü saat 17.00'ye kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10.00'dan 31.günü saat 17.00’a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00'a kadar baba yanında kalmak sureti ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 600,00'er TL tedbir ve 650,00'şer TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın için yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin velâyet, tedbir ve iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın kadın olduğunu, yapılan ceza yargılaması sonucunda kadına da mahkumiyet kararı verildiği ve müvekkilinin de darp raporu bulunduğu halde gerekçede bu hususa değinilmediğini, ortak çocuk Kayra'nın ceza mahkemesinde tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatılmadan beyanının alındığını, bu beyanının hükme esas alınamayacağını, hakkında takipsizlik kararı verilen tehdit vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, kaldı ki çocuğun soruşturma aşamasında farklı beyanda bulunduğunu, gerekçede af kapsamında kabul edilmesine rağmen kadını ailesine şikayet etmek kusurunun ispatlandığının kabul edilmesinin çelişki yarattığını, ıslah harcının yatırılmadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarı, yoksulluk nafakası ve miktarı, velâyet, tesis edilen kişisel ilişki günleri, iştirak nafakası ve miktarı, karşı boşanma davasında reddedilen tazminatlar, velâyet, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili 25.07.2023 tarihli maddî hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinde karşı boşanma davasının, gerek boşanma, kusur tespiti ve gerekse boşanmanın fer'ileri bakımından istinaf edildiğini, henüz kesinleşmediğini, istinaf dilekçesi okunmadığından ve bu nedenle erkeğin karşı davası yönünden istinaf incelemesi yapılmadığından ve bu konuda bir karar verilmediğinden, söz konusu maddî hatanın düzeltilerek erkeğin davası yönünden istinaf taleplerinin incelenerek karara bağlanmasını talep etmiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesi'nce 01.08.2023 tarihli ek kararla, hükümde tavzihi, tashihi ya da düzeltilmesi gereken açık maddî hata halinin bulunmadığı, mahkemenin gerekçeli kararının henüz kesinleşmediği, buna göre; hüküm verildikten sonra dosyadan el çekilmiş olup, istinaf yoluyla karar kaldırılmadıkça veya temyiz yoluyla bozulmadıkça ya da iade-i muhakeme hali olmadıkça hüküm değiştirilemeyeceği, kaldı ki, davanın konusu karşılıklı olarak açılan boşanma davaları olup, ilk derece mahkemesince her iki davanında da kabulü ile, tarafların boşanmalarına karar verilmiş, mahkemece verilen karara karşı, ilk derece mahkemesinin kararının, erkek tarafından açılan boşanmaya ilişkin kısmı, davacı- karşı davalı kadın tarafından istinaf kanunu yoluna başvurulmadığı ve davalı -karşı davacı erkek tarafından da, kendi açtığı boşanma davasından da feragat edilmediği için kesinleşmiş olup, Dairece verilen kararda düzeltilmesi gereken bir çelişki bulunmadığı gerekçesi ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- karşı davacı erkek vekili 01.08.2023 temyiz dilekçesi ve 04.08.2023 tarihli ek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kalabalık bir ortamda çocukların yaşamasının çocukların gelişimine büyük olumsuz etkide bulunacağı belirtilerek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarı, yoksulluk nafakası ve miktarı, velâyet, tesis edilen kişisel ilişki günleri, iştirak nafakası ve miktarı, karşı boşanma davasında reddedilen tazminatlar, velâyet, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili 11.08.2023 tarihli ek karar temyiz delikçesinde özetle; karşı boşanma davasında da, gerek boşanma/kusur tespiti ve gerekse boşanmanın fer'ileri bakımından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi her ne kadar karşı boşanma davası hakkında istinaf olmadığı gerekçesiyle kesinleştiğini iddia etse de, karşı boşanma davasının da kesinleşmediğini, bir başka anlatımla Bölge Adliye Mahkemesi'nin, karşı dava yönünden istinaf incelemesi yapmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı açılan boşanma davasında asıl boşanma davasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl ve karşı boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadın yararına maddî-manevî tazminatın, tedbir ve yoksulluk nafakasının, çocuklar yararına iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka miktarları ile tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ,velâyet düzenlemesinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, kurulan kişisel ilişkinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.