"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/524 E., 2023/392 K.
KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle hüküm kurma
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
Mahkeme kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına şiddet uyguladığını, bu nedenle kadının ortak konutu terk ederek ailesine sığınmak zorunda kaldığını, kadına ve ailesine hakaret içerikli sözler söylediğini, ayrıca küçümsediğini, şeker hastası olan ve sürekli bakıma ihtiyaç duyan ortak çocuk ...'i de darp ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.07.2021 tarihli ve 2019/386 E., 2021/560 K. sayılı kararı ile; erkeğin kadına "Sen ne işe yararsın, kıçını büyütüyorsun, siktir git babanın evine" diyerek hakaretlerde bulunduğu, ortak çocuk ...'e şiddet uyguladığı, ortak konutun giderleri ile ilgilenmediği, kadının ise erkeğe hitaben "Getirin bana bir sigara, bu şerefsizin önünde içeceğim" diyerek hakarette bulunduğu, ayrıca erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak nitelikte başka bir bayanla samimi olduğuna dair fotoğrafların dosyaya sunulduğu, erkek vekilinin bu fotoğraflara ilişkin 05.07.2021 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkilinin boşanma davası ile ayrı yaşamaya hak kazandığını belirterek fotoğrafların lise arkadaşı ile çekilmiş fotoğraflar olduğunu, dava açıldıktan 1.5 yıl sonra müvekkili yönünden evliliğin korunacak bir yönü kalmadığını beyan ettiği ancak erkeğin boşanma davasının açılmasından sonra ayrı yaşama hakkı kazanması nedeniyle başka biriyle evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil edecek şekilde ilişki yaşayabileceği şeklinde yorumlanamayacağı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... dava devam ederken ergin olduğundan velâyeti ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve ... için hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarih itibarıyla kaldırılmasına, ortak çocuk Kaan'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, Kaan için hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili nafakaların ve tazminatların miktarı, tazminatlara faiz uygulanmaması, nafakalara TÜFE oranında artış uygulanmaması, ergin çocuk için nafaka takdir edilmemesi yönünden; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.02.2022 tarihli kararı ile; erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı boyutta kaldığına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
3.Bozma ilamına karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi, Dairemizin 04.07.2022 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar Yargıtay bozma ilamından sonra kadın tarafından dava dilekçesinde talep edilen yoksulluk nafakası ile maddî tazminat talebi yönünden dava ıslah edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinin 2 nci fıkrasında, "Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya İlk Derece Mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz." hükmünün yer aldığı, buna göre Yargıtay bozma ilamından sonra ıslah yapılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlemin yapılması gerektiği, Mahkemece Yargıtay bozma ilamından sonra tahkikata ilişkin hiçbir işlem yapılmadığı, bu nedenle kadının ıslah talebinin hükme esas alınmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine 17.10.2019 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile hükmedilen aylık 1.000,00 TL olarak tedbir nafakasının Mahkemenin bozma ilamından önceki karar tarihi olan 09.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine 150.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ıslah talebinin kabul edilmemesi, yoksulluk nafakası ve maddî tazminatın miktarı, tazminata faiz işletilmemesi, yoksulluk nafakasına gelecek yıllarda TÜFE oranında artış uygulanması yönünde hüküm kurulmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısa karar ile gerekçeli karar arasında yargı yolu yönünden çelişki oluşturulması, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, ıslah dilekçesinin dikkate alınıp alınamayacağı, yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Her iki taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.