Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8318 E. 2023/5568 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkek yararına hükmedilen manevi tazminatın miktarının ve hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin bozmaya uygun karar verdiği, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararının kapsamı dışında kalan ve kesinleşen hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf lehine oluşan hakların da yeniden incelenemeyeceği gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/553 E., 2023/594 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının erkek yararına hükmedilmeyen manevî tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkek yararına manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını, kadının ailesini istemediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkekten habersiz kredi çektiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin izni ve onayı olmadan kredi çekerek araç aldığı ve ortak konuttan ayrıldığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki ortak hayatın çekilmez hale geldiği, geçimsizliğin mevcut olduğu, tarafların bir araya gelip evliliği devam etme ihtimallerinin olmadığı, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen de mümkün olmadığı gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, aylık 350,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması sebebiyle kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, kadının kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebi süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispat edildiği ve bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı yapıldığı belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükmü etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tanık Perihan'ın kadının erkeğe yönelik "it oğlu it, çulsuz" şeklindeki hakaret vakasına dair beyanının soyut olması, yer ve zaman belirtilmemesi nedeniyle kusur değerlendirmesinde dikkate alınmamasının, kadına yüklenen kusurlu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması sebebiyle erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin usul ve kanunu uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve velâyet yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 23.01.2023 tarihli kararı ile kadının, erkeğe hakaret ettiğinin ispatlandığı ve bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre yine de kadının tam kusurlu olduğu, toplanan delillerden evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda, eşine hakaret eden kadının bu kusurlu davranışı aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, öyleyse, davalı-karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü koşulları oluştuğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak davalı-karşı davacı erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin ve manevî tazminatın miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı-karşı davacı erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.