"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/370 E., 2023/1149 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/129 E., 2021/44 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik öncesinde borcu olduğunu kadından gizlediğini, sürekli huzursuzluk çıkardığını, bağırıp çağırıp hakaret ettiğini, sürekli telefonla ilgilendiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin Çorlu'da çalıştığı iş yerinden ayrılarak Adana'ya çalışmaya gittiğini, gittikten sonra düzenli para göndermediğini, kadın ve ortak çocukla bağını kopardığını, sonra tekrar Çorlu'ya döndüğünü, bir süre çalışmadığını, kadının temizliğe giderek kazandıkları para ile geçindiklerini, sonra erkeğin Safranbolu'da işe girdiğini, yine irtibatı kestiğini, bu sürede erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunun ortaya çıktığını, kadın bunu erkeğe sorduğunda kabul ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 800,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu belirterek birleşen davanın reddine, aksi halde kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının erkek ile birlikte Safranbolu'ya gelmeyerek Çorlu'da kalmaya devam etmesinin nedeninin boşanarak başka biri ile evlenmek olduğunun anlaşıldığını, kadının 2016 yılı Haziran ayında hiçbir gerekçe sunmadan erkeğin yanına taşınmaktan vazgeçtiğini belirttiğini, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu süreçte erkeğe boşanma davası açtığını, bu dava sürecinde eski nişanlısı olan ... isimli kişi ile görüştüğünün , bu kişi ile çarşıda gezdiğinin tanık beyanlarıyla ortaya çıktığını, 2017 yılında bu kişi ile birlikte Bodrum'a tatile gittiklerini, Ağustos ayında kadının ve ortak çocuğun İstanbul'dan Karabük'e seyahat biletlerini bu kişinin aldığını, 2017 yılı Eylül ayında bu kişinin de Safranbolu'ya geldiğini ve birlikte çarşıda gezdiklerini, ertesi akşam da ...'a ait evde buluştuklarını, evden çıkarken erkeğin kuzeni tarafından görüldüklerini, kadının erkeğin kuzenine hesap vermek zorunda olmadığını belirttiğini, kadın ve ... isimli kişinin ilişkisinin devam ettiğini, kadının evlilik süresince erkeğin ailesinde sadece bir kez kaldığını, erkeğin ailesine hiçbir zaman saygı sevgi göstermediğini, hep hakaret ettiğini, 2016 yılı Ekim ayında erkeği eve almadığını, eşyalarını çöp poşetine koyduğunu belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına para göndermediği, kadının sıkıntı içinde yaşadığı, bu nedenle kadının ev temizlemeye gittiği, erkeğin Adana'da iken kadın ve ortak çocuğa destek olmadığı, kadının geçimine kardeşleri tarafından destek olunduğu, bu nedenle erkeğin davacı kadına ekonomik şiddet uyguladığı; kadının ise erkeğin tanık beyanlarından kadının ve ortak çocuğun dava dışı E. T.'nin evinden çıkarken görüldüğü, kadının E. T. ile el ele görüldüğü, kadın ve ortak çocuğun seyahat masrafının bu şahsın kredi kartından karşılandığının sabit olduğu, bu nedenle kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği; erkeğin ise eve para göndermeyerek birlik görevlerini ihmal ederek kadının ailesinden yardım istemek zorunda bırakması nedeniyle ekonomik şiddet uyguladığı, tarafların kusurların eşit olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki süreleri, reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları, reddedilen tazminatlar, reddedilen ziynet alacağı davasında lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların sabit olduğu ancak eşit kusur tespitinin hatalı olduğu, mevcut kusur durumuna göre kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın ağır kusurlu bulunduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının tefrikine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, birleşen davanın reddi gerektiğini, erkeğin tanıklarının soyut ve çelişkili beyanlarda bulunduklarını ve birleşen davanın ispat edemediğini, talep edildiği şekilde tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki sürelerinin çok olduğunu, sürelerin azaltılması gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, kişisel ilişki süreleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.