Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8371 E. 2024/4461 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma, nafaka ve maddi-manevi tazminat talepleri konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair iddiaların kanıtlanamaması ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma, nafaka ve tazminat taleplerinin reddine dair kararı, usul ve yasaya uygunluğu nedeniyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/800 E., 2023/1344 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/764 E., 2023/54 K.

Taraflar arasındaki asıl boşanma ve karşı maddî-manevî tazminat ve nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince karşı davadaki harca ilişkin usulü işlemlerin tamamlanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği, kabule göre de; daha önce açılan boşanma dosyası ile taraflar arasındaki soruşturma ile ilgili bilgi ve belgelerin getirtilip incelenmeden yargılama yapıldığı anlaşılmakla tarafların istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davadaki tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 31.07.1987 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının babasının 1999 yılında vefat ettiğini annesi ve kardeşleri ile birlikte yaşamaya başladığını, davacının eve dönmesi davetini kabul etmediğini ve ortak ikamete geri dönmediğini, davacı tarafından 8. Aile mahkemesinin 2014/1440 Esas sayılı dava dosyası ile boşanma davacı açıldığını müşterek çocuklarının nişan olayı olduğu için müşterek çocuğunun ısrarı üzerine müvekkilinin davadan feragat ettiğini, müşterek çocuklarının düğün ve nişan törenlerinde birlikte göründüklerini ancak tarafların bir araya gelip birlikte yaşam sürmediklerini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, lehine 20.000,00TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddialarının doğru olmadığını tarafların 2005 yılından 2008 yılına kadar aynı evde ikamet ettiklerini müvekkilinin tayini çıktıktan sonra gidiş gelişti sıkıntı yaşadığı için okuluna yakın bir yere taşınmak zorunda kaldığını hafta sonlara müşterek evi birlikte kullandıkları sonrasında davacının evin kilidini değiştirdiğini ve müvekkili eve almadığını davalının gerçeğe aykırı iddialar ile herkesi huzursuz edip zan altında bıraktığını bir sarışın bayan ile yanak yanağa olan fotoğrafını herkese gönderdiğini, müvekkilinin kızının düğünü nedeni ile borçlandığını kredi çektiğini ve maddî olarak zor durumda olduğunu ileri sürerek kusurlu davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine, karşı davanın kabulü ile lehine aylık 1500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davacıdan tahsiline, boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamına ve lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 23.10.2018 tarih ve 2017/680 E 2018/1705 K sayılı kararı ile; dosyada mevcut tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu, tarafların 31.01.1987 tarihinde evlendikleri, ortak bir çocuklarının olduğu, daha önce davacı tarafından boşanma davası açıldığı ve davacının davadan feragat ettiği, davalının tayini çıktıktan sonra gidiş gelişte sıkıntı yaşadığı için diğer evde kaldığı, davacı tanıklarının taraflar arasındaki anlaşmazlığa ilişkin herhangi bir bilgilerinin olmadığı davalının boşanmak istemediği mevcut delillere göre davacının iddialarının sabit olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine, karşı dava yönünden davalının öğretmen olduğu 2.500,00 TL aylık gelir elde ettiği, davalının da emekli olup 1.900,00 TL aylık gelir elde ettiği anlaşıldığından tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre karşı davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili, asıl davanın ve feri taleplerinin reddi yönünden, davalı -davacı kadın vekili ise, karşı davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2-Bölge Adliye Mahkemesince karşı davadaki harca ilişkin usuli işlemlerin tamamlanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği, kabule göre de; daha önce açılan boşanma dosyası ile taraflar arasındaki soruşturma ile ilgili bilgi ve belgelerin getirtilip incelenmeden yargılama yapıldığı anlaşılmakla tarafların istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 8. Aile Mahkemesinin 2014/1447 esas sayılı dava dosyası 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/724 sayılı dosyaları celb edilmiş olup dosyada mevcut delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu tarafların 31.01.1987 tarihinde evlendikleri ortak bir çocuklarının olduğu taraflar arasında anlaşmazlık nedeni ile daha önce davacı tarafından Ankara 8. Aile Mahkemesinin 2014/1447 esas saylı dava dosyası ile boşanma davacı açıldığı, daha sonra davacı tarafından davadan feragat edildiği, mahkemece davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, dinlenen davacı tanıkları beyanlarınrda; taraflar arasındaki anlaşmazlığa ilişkin herhangi bilgilerinin olmadığını, tarafların Kızılay'da ki evlerine gittiklerinde davalıyı evde görmediklerini beyan ettikleri, davalı tanıklarından, tarafların müşterek çocuğu ...'nın beyanında; Konukkent'te ve Kızılay da olmak üzere iki tane evlerinin olduğunu, dersaneye gittiği dönemde Kızılay'da ki eve hafta sonları hep beraber gelip gittiklerini, hafta arası Konukkent'te ki evde birlikte kaldıklarını, dersane dönemi bittikten sonra da Kızılay'da ki evin açık kalmaya devam ettiğini, her iki evi de kullandıklarını, annesinin tayini çıktıktan sonra Konukkent'te hep beraber kaldıklarını babasının şantiyeye gittiğini, şantiyede zannettikleri dönemde Kızılay'a gitmiş olduğunu öğrendiklerini, düğününden bir gün önce babasının telefonundan kendisine, annesine, kayınbabasına, kayınvalidesine bir bayan ile sarmaş dolaş fotoğrafı ile annesi ile uzun süreden beri ayrı oldukları çocuğu olmadığım yönünde mesajlar geldiğini, babası ile görüştüğünde yanlışlık olduğunu söylediğini beyan ettiği, diğer davalı tanıklarının da taraflar arasında anlaşmazlık olduğunu görmediklerini beyan ettikleri, taraf tanıklarının beyanlarından davacı iddialarının sabit olmadığı, davalının boşanmak istemediği ve davaya itirazında kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından sabit olmayan asıl davanın reddine, davacının emekli olduğu, çalışmadığı 1.900 TL emekli maaşı aldığı, davalının ise öğretmen olduğu ve 2.500 TL maaşının olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumuna göre davalı-karşı davacının tedbir nafakası talebi yerinde görülmediğinden reddine, karşı davada ki yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin yasal şartlar gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiştir.

2.İlk derece mahkemesinin 09.03.2023 tarihli ek kararı ile kararın hüküm fıkrasında 6. ve 9. maddelerinde taraf vekillerine takdir edilen vekalet ücreti miktarının sehven hükme yazılmadığı anlaşılmakla hükmün 6. ve 9. maddelerindeki eksikliklerin 6100 sayılı kanun'un 304 üncü maddesi gereğince düzeltilmesine karar verildiği belirtilerek Mahkemenin 02.02.2023 tarihli, 2021/764 esas 2023/54 karar sayılı kararının; 6. maddesinin "Davalı yargılama aşamasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 9200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde, 9. Maddesinin de "Davacı yargılama aşamasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 9200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve kabulüne karar verilmesini, tarafların boşanmalarına, maddî ve manevî tazminata, ek kararın kaldırılarak lehine reddedilen karşı dava yönünden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; reddedilen karşı davasının reddine ilişkin kararın kaldırılması ve kabulü istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

2.Erkek vekili tarafından; İlk Derece Mahkemesinin ek kararına yönelik istinaf talepleri hakkında bu zamana kadar bir değerlendirme yapılmadığını beyanla Bölge Adliye Mahkemesine hitaben sunduğu karşı davadaki vekalet ücretinin düzeltilmesine ilişkin 07.08.2023 tarihli talep dilekçesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.09.2023 tarihli ek kararı ile; ilk derece mahkemesince her iki davanın reddine karar verildiği, ek kararla davacı-karşı davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiği, Dairece yapılan istinaf incelemesi sonucunda "Esastan ret" kararı verildiği, bu nedenle dosyada tashih veya tavzihi gerektiren bir husus bulunmadığı, tavzih yada tashihle düzeltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı -davalı tarafın talebinin reddine karar verilmiş, bu ek karar davacı -davalı erkek vekiline 25.09.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, Bölge Adliye mahkemesinin bu ek kararı ayrıca ve açıkça temyiz edilmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; reddedilen asıl davası ve karşı davada lehine nispi yerine maktu vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin İlk Derce Mahkemesince verilen ek karar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi reddedilen karşı davası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl boşanma davasının ve fer'i taleplerin reddi kararının doğru olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ile karşı dava yönünden maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının esastan incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.