"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1814 E., 2023/975 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1260 E., 2022/441 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2004 yılında evlendiklerini, evliliğin ilk zamanlarından itibaren erkeğin ciddi sorunlar çıkardığını, erkeğin son bir yılda ailesinden tamamen koptuğunu, umursamazlığı ve vurdumduymazlığı hat safhaya ulaştığını, evin içinde iki yabancı gibi olduklarını, bunun üzerine kadının eşine boşanmak istediğini belirtmiş ve boşanma lafını duyan erkeğin sinirlendiğini boşanmak istemediğini söyleyip kadına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin fiziksel şiddet uyguladıktan sonraki 1,5 ay içinde de çocukların evde olmadığı zamanları fırsat bilip kadına fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığını, düğünde kadına takılan adeti 20 gr. Olan 10 çift burma altın bilezik, 1 adet güllü set, 3 adet bilezik ve 3 adet yüzük ziynetleri müvekkilin rızası olmaksızın elinden alındığını, erkeğin ortak kızı annesini savunduğu için sindirmeye çalıştığını, erkeğin 15-20 gün önce evi terk ettiğini, kadının boşanmak istediğini, erkeğin ise boşanmak istemediğini, evi terk etmeden önce çocukların yanında tartışma çıkarıp hakaretler ettiğini, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, düğünde müvekkile takılan ziynetlerin aynen iadesine, müvekkil lehine 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini, 1.000,00 TL tedbir nafakasının karşı taraftan alınarak müvekkile verilmesini ortak çocuklar için 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkil son 7 ay içerisinde kadının umursamaz ve vurdum duymaz tavır sergilediğini son bir ay içerisinde bu umursamaz ve vurdum duymaz tavırı müvekkile haberdar etmeden evden çıkma şeklinde olmasıyla tam hissedir hale gelince müvekkilin bu durumun sebebini her sorduğunda kadının "senden sıkılmışım ne yapayım" şeklinde cevaplarla karşıladığını, bir aylık dönem içinde sık sık telefonla konuşması ve mesajlaşması müvekkilin dikkatini çektiğini, müvekkil getir mesajlarına bakayım deyince kadının hemen telefonu kapatıp "Ben filizle konuşuyorum. Arkadaşlarımla konuşuyorum" şeklinde cevapları verdiğini, yine kadının kızın odasında samimi ve kahkaha atarak birisi ile konuştuğunu fark edince kadına" sen kiminle konuşuyorsun" sorusunu sorduğunda müvekkile kadın "... ile konuşuyorum" cevabı verince müvekkilin "ver telefonu bakayım" demesi üzerine kadının telefonu yere atıp odadan hızlı bir şekilde çıkıp müvekkili bulunduğu odaya kitlediğini, kadının ... numaralı telefonunu incelediğinde en son görüştüğü kişinin... numaralı hat sahibinin .... adında bir şahıs olduğunu, "bu kişi kim bir ilişki durumunuz oldu mu" sorusuna cevap olarak "Allah belamı versin, senin, çocukların ve ailemin yüzüne bakamam, bir hata yaptım ... beni affet ne olur" şeklinde cevap verdiğini, ortak kızına sorduğunda "baba lütfen annemi affet bir hata yapmış" şeklinde cevap verdiğini, müvekkil kızına" kızım basit bir şey değil gerçekten annen beni aldattı mı" diye sorduğunda kızının " tamam baba annem bir hata yaptı, bir daha yapmaz ne olur affet onu" şeklinde cevap verdiğini, müvekkilim bu yaşanan olaydan dolayı psikolojik travma yaşadığını, bu travma sebebiyle tedavi gördüğünü, bu nedenlerle işbu karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, ziynetlerin kadının müvekkilinden habersiz bir şekilde kurduğu iş ortaklığından sermaye ederek batırması sebebiyle talebinin reddine, çocukların velâyetlerinin müvekkile verilmesini, müvekkil için 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği, evi, çocuğu ve eşi ile ilgilenmediği ihtiyaçlarını karşılamadığı,davacının ailesi tarafından karşılandığı, davalı erkeğin müşterek çocuklarının yanında davacı eşinin üzerine yürüdüğü, kulağını çektiği tanık anlatımıyla sabit olup,davalı erkeğin bu tür eylemlerinin eşine karşı psikolojik ve fiziksel şiddet göstergesi olarak kabulü gerektiği, davacı karşı davalı kadının da bu süreçte kullanmış olduğu ... numaralı telefon ile ... numaralı ... adına kayıtlı cep telefonları arasında uygunsuz zaman dilimlerinde sürekli görüşme kayıtlarının gelen HTS dökümlerinde sabit olduğu, kadının evlilik birliğinin içerisinde güven ilişkisini zedeleyecek şekilde normalin dışında çok sayıda ve makul olmayan saatlerde görüşme yaptığı, kadının eşine karşı bu tür eylemleri nedeniyle kendisine olan güveninin sarsılmasına neden olduğu, her ne kadar kadın görüştüğü kişinin akrabaları olduğunu herkesin bildiğini iddia etmiş ise de bu beyanına itibar edilmediği, hal böyle olunca tarafların her ikisinin birliğin sarsılmasında eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davaların kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davacı- davalı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, dava tarihi olan 10.12.2020 tarihi itibariyle kadın için 500,00 TL takdir edilen tedbir nafakasının işbu duruşma tarihi olan 01.04.2022 tarihi itibariyle 100,00 TL arttırımı ile aylık 600,00TL olacak şekilde tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı- davacıdan alınıp davacı- davalı kadına verilmesine, Mahkemenin 15.06.2021 tarihli celsesinde dava tarihi olan 10.12.2020 tarihi itibariyle ortak çocuklar için aylık 350,00 'şer TL takdir edilen tedbir nafakasının 01.04.2022 tarihi itibariyle 150,00'şer TL arttırımı ile ayrı ayrı olmak üzere aylık 500,00 'er TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra bu nafakanın iştirak nafakası olarak olarak devamına, davalı- davacıdan tahsili ile ortak çocuklara harcanmak üzere davacı- davalı kadına verilmesine, davacı- davalı kadının maddî- manevî tazminat talebinin reddine, davalı- davacı erkeğin maddî-manevî tazminat talebinin reddine, davacı- davalı tarafın ziynet alacağı hususundaki talebinin işbu dosyadan tefrik edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, velâyet düzenlenmesi, lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi, davacı-karşı davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, delillerin usul ve yasaya uygun olarak tartışıldığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış olup, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının başkası ile telefon görüşmesinin mevcut olduğu, Av....'ın depremde öldüğü, kararın bu avukata tebliğ edildiği, usulsüz tebliği edildiği, davacının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri ve aleyhe hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ile erkek aleyhine hükmedilen vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 174üncü maddesi, 175inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.