Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8377 E. 2024/4815 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında elde edilen ses kayıtlarının yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, boşanma davası devam ederken eline geçen ses kayıtlarını yargılama sırasında sunmamasının makul bir sebebe dayanmadığı ve davacının elinde olmayan nedenlerle delilleri sunamadığını ispatlayamaması gözetilerek, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3049 E., 2023/1167 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/890 E., 2022/280 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ... tarafından açılan boşanma davasının, Mahkemenin 25.10.2017 tarih, E: 2016/789, K: 2017/958 sayılı ilamı ile kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiğini, kararın 07.03.2019 tarihinde kesinleştiğini, ancak, sonradan davacı erkek tarafından elde edilen ses kayıtlarının davalı kadının evli iken sadakatsizlik yaptığını ortaya çıkarmış olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin (ç) bendinde düzenlenen "Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması" hükmü uyarınca sonradan elde edilen kanıtın yargılamanın yenilenmesi nedeni olduğunu, bu durumda 2016/789 Esas sayılı kararda yer alan kusur oranının yargılamanın yenilenerek değiştirilmesi gerekmekte olup, yeniden yapılacak yargılamanın birinci davanın devamı niteliğinde olduğunu, ekte sundukları flash belleğin bilirkişi (Adli Tıp) marifeti ile çözümü yaptırıldığında ilk kaydın boşanma davası açıldıktan 4 ay sonra, 2017 yılı Ocak ayında olduğunun görüleceğini, esasen erkeğin boşanma davası açılmadan 9 ay önce davalı kadının ikinci bir telefonunu (içinde hat olan) daha bulduğunu, bu telefonu ortak çocuk ...'in de gördüğünü, erkeğin o aşamada sadakatsizliği konduramadığını, ancak şüphe ile de yaşanamayacağı için kızının üniversite sınavından sonra ayrılacağını beyan ettiğini, .... ve birlikte olduğu kişi tarafından bu kayıtların yapılmış olduğunu ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile Mahkeme tarafından verilen ve kesinleşen kusur oranının değiştirilmesine ve manevî tazminatın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; sunulan ses kaydının davalı kadına ait olmadığını, nereden ve nasıl elde edildiğinin belli olmadığını, bu nedenle hukuka aykırı delil olduğunu, ayrıca ilk ses kaydının boşanma davası açıldıktan 4 ay sonra olduğunun ileri sürüldüğünü beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılamanın yenilenmesine talep eden davalı dilekçesinde, bahsi geçen telefon kayıtlarının bulunduğu ve davacıya ait olduğunu iddia ettiği telefonu boşanma davası açılmadan 9 ay önce bulduğunu beyan ettiği, davalının 09.12.2021 tarihli duruşmada da; "2015 yılının 10. Ayında ben evimde bir telefon buldum. Bu telefonu eşime sorduğumda telefonu hemen elimden aldı. Bana hiç bir açıklama yapmadı. Bende bu durumdan şüphelendim ve kendisine kızımın üniversite sınavından sonra boşanacağımı söyledim. Boşanma kararından sonra 2018 yılının 7. Ayında da kızım yurt dışından gelmişti. Eşime daha önceden almış olduğum ancak kullanılmayan yedekli telefonum vardı. Onu da her ihtimale karşı yanıma aldım. Bu telefonun içerisinde ses kayıtları vardı. Ben bu ses kayıtlarını iki ay sonra fark ettim. Çünkü özel bir program ile kayıtlar yapılmıştı." şeklinde beyanda bulunduğu, beyanlar dikkate alındığında söz konusu telefona ve içerisindeki kayıtlara boşanma davası devam ederken davacı erkek tarafından ele geçirildiği, yargılamanın hiçbir aşamasında davalı tarafından bu delile dayanılmadığı, bunun yanında söz konusu kayıtların hangi sebeple boşanma kararının kesinleşmesinden önce elde edemediğinin de belirtilmediği, buna göre davalının elinde olmayan nedenlerle telefon kayıtlarının elde edilememe sebebini ispatlayamadığı gerekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu kayıtların hangi sebeple boşanma kararının kesinleşmesinden önce elde edilemediğinin Mahkemece davacıya sorularak konunun aydınlatılmadığını, beyan hatası olabileceğini, "Hakimin Davayı Aydınlatma Yükümlülüğü"ne aykırı davranıldığını, davacının boşanma kararından sonra kayıtların ele geçirildi ğini zaten 09.12.2021 tarihli duruşmada da ifade ettiğini ancak Mahkeme'ce bu hususun atlandığını, kayıtların çözümüne ulaşılmasının hemen ertesi dava açıldığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın reddi gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının gerekçesiz olduğunu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde , 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci ve 375 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.