"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/623 E., 2022/2819 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeninden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/724 E., 2021/759 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet uygulamaya başladığını ve aralarında sürekli şiddetli geçimsizlik olduğunu, davalının kendisini başka bir kadınla aldattığını, iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 25.11.2019 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş, davalı erkek süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şiddet uyguladığı, başka kadınla aldattığı , boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk ... yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, çocuk Emirhan yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının, ortak çocuk ... yararına hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 500,00 TL'ye yükseltilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal koşuları oluştuğundan kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, miktarların yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplerin dilekçeler teatisi aşamasında dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi ile serbestçe, iddia ve savunmanın genişlemesi kapsamına takılmadan istenebileceği, davacı vekilinin 08.04.2022 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığı, davacının dilekçeler teatisi aşamasında, yasal süresinde ileri sürmediği yoksulluk nafakası talebinin davanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, bu konuda bir ıslah yapılmadığı gibi davalının da açık muvafakatinin olmadığı, bu haliyle usulüne uygun olarak talep edilmeyen yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilecek yerde, talebin kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, davanın kabulünün doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakaları, kadın lehine takdir olunan tedbir nafakası ile tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, her ne kadar kararın hüküm kısmında maddî ve manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine denilmiş ise de, gerekçe kısmında maddî ve manevî tazminatın kadın yararına takdir olunduğunun sarih olduğu ve yanlışlığın maddî hatadan ibaret olduğu anlaşıldığı gerekçesi ile erkeğin diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadına şiddet uygulamadığını, iddialar doğru olsa idi darp raporunun olması gerektiğini, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi 182 nci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenilen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.