"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2315 E., 2022/2300 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/163 E., 2022/444 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan geçici velâyet ve boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince geçici velâyet davasının kısmen kabulüne, boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili velâyetin geçici düzenlenmesi dava dilekçesinde özetle: erkeğin bir başka kadın ile 2 ay fiili birliktelik yaşadığı kişi ile köydeki aile konutuna gerek evlilik birliğinin mutluluğunu yok ettiğini, karşı çıktığı zaman "Sen benim hanımın ile beraber aynı evde şaşamaya mecbur sun" diyerek baskıda bulunduğunu, her şeyi sineye çektiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince ortak çocukların geçici velâyetinin anneye verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleşen boşanma dava dilekçesinde özetle; davalının ... ile duygusal ilişki yaşadığını ve aynı konutu paylaştıklarını öğrenmesi üzerine bir daha konuşmayacağına dair söz verdiğini ancak daha sonraki süreçte davalı ile A. T 'nin müşterek çocuklarının olduğunu, bu süreçte müşterek çocuklarının eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarının karşılanması hususunda ilgilenmediğini iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her biri çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu,davacı ile ikinci eşin birlikte aynı konutta dört sene boyunca yaşadıklarını, davacının bu durumdan rahatsız olmadığını, davacının bu durumdan haberdar olmadığının gerçek dışı olduğunu, zina sebebine dayalı dava açılabilmesi öğrenmesinden itibaren altı ay içerisinde olabileceğini, bu sürede davayı açması gerekirken dört sene sonra davayı açtığını, çocuklarının babalarının yanında mutlu olduklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekilinin birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacı ile resmi olarak evli olduklarını, usulen velâyetin boşanma davasından önce talep edilemeyeceğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, esasen ise davcının dava dilekçesinde belirttiği hususların gerçek dışı olduğunu, çocukların babalarından memnun olduklarını, çocukların annelerinin yanına gittiklerinden tekrar babalarının yanına dönmek için gün saydıklarını, müşterek çocukların babalarına düşkün olduklarını, çocuklarının velâyetinin anneye verilmesi çocukların mutsuzluğuna sebep olacaklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Nazife’nin velâyetinin anneye verilmesine, ... olmayan diğer çocukların velâyetinin babaya, ... olan çocuk yönünden velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, anne yanında kalan çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuk Kerem'in velâyetinin babaya verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müşterek çocuk Serhat'ın her ne kadar babası ile yaşamak istediğini söylese de velâyetin annesine verilmesi gerektiğini, çocuk Nazife için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının düşük olduğunu, kadın lehine belirlenen tedbir ve yoksulluk nafakasının düşük olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların düşük olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, tarafların dava dışı A. T'yi eve birlikte getirdikleri ve uzun süre birlikte yaşadıklarını, kusurun hatalı belirlendiğini, müşterek çocuk Nazife'nin velâyetinin babasına verilmesi gerektiğini, kadının nafaka ve maddî - manevî tazminata hak kazanmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu; kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve nafakanın miktarının uygun olduğu; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına maddî tazminata karar verilmesinin, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminat miktarlarında herhangi bir isabetsizlik olmadığı; velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu , idrak çağındaki müşterek çocuklar Serhat ve Kerem'in babalarının yanında kalmak istedikleri yönünde görüşleri, müşterek çocuk Nazife'nin yaşı gereği anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyacak yaşta olduğu ve bu nedenle velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların bu yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları, velâyeti anneye bırakılan çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurulduğunda velâyeti anneye bırakılın ortak çocuk Nazife yararın hükmedilen tedbir ve iştirak nafaka miktarının az olduğu; davalı erkeğin asgari ücret düzeyinde gelirinin olduğu, adına kayıtlı malvarlığı bulunmadığı, davacı kadının ise dosya içerisinde yer alan hizmet dökümlerine göre 2021/1 ile 2022/5 arasında düzenli sayılabilecek nitelikte sigortalı çalışmasının bulunduğu ve yargılama sırasında 22.05.2022 tarihinde çalıştığı iş yerinden istifa ederek ayrıldığı, asgari ücret karşılığı çalışıyor iken kendi isteği ile çalıştığı iş yerinden istifa eden davacı kadın yararına somut olayda 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi koşulları gerçekleşmediği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk Nazife yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; velâyetin babaya verilmesinin hatalı olduğunu, duruşmada küçük Kerem 'in annem ve Ayşe 3 yıl birlikte yaşadılar, 3 sene olunca annem evimizden gitti, annemin evi terkettiğinin üzerinden 3 sene oldu şeklindeki beyanı çocuğun yönlendirildiğinin göstergesi olduğunu, okul çağında bulunmayan bir çocucuğun gün, hafta, ay, yıl hesabı yapması mümkün olmadığını, üstelik kadının evden ayrılması üzerinden henüz bir yıl geçtiği tarihte bu şekilde beyanda bulunduğunu, Küçük Kerem yine aynı tarihli beyanlarında ihtiyaçlarını abisinin ve babasının karşıladığını belirttiğini, bunun ise dava dışı A.T'nin Kerem ile ilgilenmediğini gösterdiğini, velâyetin kamu düzeninden olması sebebiyle talebe bakılmaksızın mahkemece uygun görülecek tarafa velâyetin bırakılması gerektiğini, bu sebeple velâyetin anneye verilmemesinin hatalı olduğunu, kadının işten ailevi sebeplerle tekrar Edikli Kasaba'sına dönmesi gerektiğinden ayrıldığını, evrak üzerinde istifa yazması keyfiyetini belirtmediğini, fabrika çalışma hayatının da önce ve sonrasının bulunmadığı, daha önce yalnız mevsimlik tarla işlerinde çalıştığı bu sebeple istifa ile ayrıldığı işinin kültürel sermayesine uygun düşmeyen bir iş deneyimi olduğu da göz önünde bulundurulmadığını, yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirlenen kusurlara göre kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının dava dışı kişi olarak belirttiği kişiyi birlikte eve getirdiklerini, uzun yıllar birlikte yaşamaya devam ettiklerini, bu kadar uzun süreden sonra bu şekilde açılan davanın kötü niyetli olduğunu, her kültürde neyin normal kabul edildiğinin farklılık gösterdiğini, her ailenin de farklı bir yapıda olduğunu, Mahkemenin deliller çerçevesinde ailenin kültür ve birtakım kabullerini göz önünde bulundurması gerektiğini, tarafların kötüniyetle ileri sürdüğü talepleri fark ederek adil bir karar vermesi gerektiğini, bu nedenle davanın kabulünün hatalı olduğunu, velâyeti anneye verilen çocuğun artık anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu yaşı geçtiğini, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması gerektiğini, çocukların baba yanında mutlu olduğunu ileri sürülerek çocuk Nazife’nin velâyetinin de babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, velâyetin doğru belirlenip belirlenmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ile nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.