Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8438 E. 2024/6949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/947 E., 2023/1173 K.

KARAR : Gerekçenin düzeltilerek sair esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/643 E., 2022/28 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin düzeltilerek, ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin evin aboneliklerini kapattırdığını, yatağını ayırdığını, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, ailesiyle görüştürmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların TEFE/ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine yasal faiziyle 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalı kadının sürekli tartışma çıkardığını, eve çok geç geldiğini, bu konuda haber vermediğini, yalan beyanda bulunduğunu, çocukla ve evle ilgilenmediğini, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı- karşı davacı erkeğin eşinin ailesiyle görüşmekten kaçındığı, pandemi sebebiyle evden çalışan eşinin çalışmasını engellemek amacıyla internet aboneliğini kapattığı, oda ve yatağını ayırdığı, müşterek konutu eşinden habersiz sattığı, eşinin eve akşam ezanından sonra geldiğinden bahisle eşini eve almadığı ve eşini müşterek evden kovduğu, davacı- davalı kadının ise eşinin ailesi ile görüşmediği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu duruma göre tarafların evlilik birliğinin davacı- karşı davalı kadına oranla davalı- karşı davacı erkeğin daha ağır kusuruyla temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.200,00 TL'ye artırılarak iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 90.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı - karşı davacı erkek vekili tarihli istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ile karar verildiğini, bazı vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğini, affın söz konusu olduğunu, kadının tanık beyanlarının soyut olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, velâyete ilişkin olmak üzere ortak çocuğun beyanının alınmadığını belirtmiştir.

2.Davacı- karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların çok az olduğunu ve yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen ''müşterek konutu eşinden habersiz satma'' vakıasına ilişkin tanık beyanlarında net bir tarihin bulunmadığı, yine erkeğe yüklenen ''eve geç geldiği için eşini eve almama'' vakıasına ilişkin tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, açıklanan nedenlerle bu vakıalar erkeğe yüklenemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, erkeğe yüklenen sair kusurlu davranışların gerçekleştiği, kadına yüklenen vakıaya ilişkin tanık beyanının tanığın kişisel düşüncesine dayalı olduğu, bu vakıa da kadına yüklenemeyeceğinden gerekçeden çıkarılması gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; bu durumda karşı davanın reddinin gerektiği; ancak davacı-karşı davalının katılma yoluyla istinaf başvurusunda bu yönde açık bir başvurusu bulunmadığından bu konuya işaret edilmekle yetinildiği gerekçesiyle kusur gerekçesine ilişkin tarafların istinaf isteminin kısmen kabulü ile açıklanan şekilde kusur gerekçesinin düzeltilmesine; davacı - karşı davalı kadının ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4. bendinin hüküm fıkrasından kaldırılarak, ortak çocuk lehine boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili tarihli temyiz dilekçesi ile; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü talepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesi ile; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü talepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.