"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2655 E., 2023/1332 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1008 E., 2022/345 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 30 yıldır evli olduklarını, ancak davalının 11 senedir ortak konutu terk ederek gittiğini, davacı ve çocuklarını arayıp sormadığını, davalının başka bir kadına ev tuttuğunu ve onunla yaşadığını ve bu kadından da 2 çocuklarının olduğunu, davalının davacıya ve ortak çocuklarına hiçbir maddî ve manevî desteğinin olmadığını, davalının evi terk ettiğinden bu yana ortak çocuklarını görmeye gelmediğini, davalının 11 senedir ortak haneyi terk ederek gittiğini, davalının, davacıyı başka bir kadınla aldattığını, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedenyile boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davacı kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, bu nafakalara her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırım uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçelerinde, davacının kendisinden 15 yaş büyük olduğunu, ancak davacının kimliğinin daha sonra çıkartıldığı için doğum tarihinin 1980 olarak düzeltildiğini, davacı kadın ile çocuk yaşta evlendiğinde davacının davalı eşine kendisini hiçbir zaman sevmeyeceğini ve çocuk vermek dışında kendisinden eşlik görevi beklememesini söylediğini, 2010 yılında boşanma davası açtığını ancak aile büyüklerinin araya girmesiyle davasından feragat ettiğini, davalı müvekkilinin davacı kadına aynı evde yaşayalım dediğinde davacı kadının bu talebini ret ettiğini, yaşanan hadiseler nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davacı kadının davalı müvekkiline “artık 6 tane çocuğum var, benim sana kadınlık yapmamı, hizmet etmemi bekleme, al başını git, seni boşamam ama koca diye de yanımda oturtmam, git kendine kadınlık yapacak birini bul” dediğini, davalı müvekkilinin babalık görevlerini asla ihmal etmediğini, davalı müvekkilinin 2015 yılına kadar ortak çocukları ile ilişkilerini kopartmadığını ve davacının kirasından evin ihtiyaçlarına, ortak çocuklar için ödemeleri yaptığını, davacı kadının kışkırtmaları nedeniyle ortak çocuklarının telefonlarına cevap vermediğini, davacı kadının ortak çocuklarının düğünlerinde kendisine haber vermediğinden katılamadığını beyanla davacı tarafça açılan davanın reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin 11 yıl önce evi terk ederek gittiği, davalı gittiğinden bu yana evle çocuklarıyla eşiyle ilgilenmediği, hiçbir ihtiyacını karşılamadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sadakat yükümlülüğü ihlal ederek başka bir kadınla gayri resmi olarak evlendiği, bu kadınla ayrı bir ev tutup yaşamaya başladığı, bu evliliğinden 2 çocuğunun olduğu, bu hususun davalının duruşmadaki beyanları, nüfus aile kayıt tablosundan ve dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir/iştirak, davacı-karşı davalı kadın için aylık 600,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, nafakalara TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında arttırım yapılmasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili; tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle, istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen menfaat, nafakaların niteliği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, dikkate alındığında, davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat, yine davacı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılarak kadın ve ortak çocuk yararına aylık 1.500,00’er TL iştirak-yoksulluk nafakası ile kadın yararına 50.000.00 TL maddî-50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; davalı-karşı davacının istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik durum ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davacı karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.