Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8462 E. 2024/7223 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/228 E., 2023/1767 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/343 E., 2021/1708 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadının hastalığında ilgilenmediğini, hastaneye götürmediğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, çalışmaya zorladığını, evden kovduğunu, arabayı habersiz sattığını, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, iddia oynamayı alışkanlık haline getirdiğini, borçlandığını, eve icra emirleri ve hacizlerin geldiğini, ortak konutun faturalarını ödemediğini, kadına harçlık vermediğini, kadının kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, anne ve babasının kadına hakaretlerine sessiz kaldığını, tehdit ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; kadının hakaret ettiğini ve aşağıladığını, erkeğin ailesini konuta kabul etmediğini, erkeğin ailesini aşağıladığını ve hakaret ettiğini, ev işlerini yapmadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, bıçak çektiğini, evlilik içi paylaşımları ailesine anlattığını, misafirliğe giderken yırtık kıyafetler giyindiğini, anti sosyal tavırları olduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin borçları nedeniyle eve haciz geldiği, elektrik faturasını ödemediği, eşinin kişisel ihtiyaçlarını maddî olarak karşılamadığı, eşi üzerinde psikolojik baskı kurarak çalışmasını istediği, eşini tehdit ettiği, aşağıladığı, eşi hasta olduğunda hastaneye götürmediği; kadının ise eşinin ailesi ile pek görüşmediği, eşinin annesine "senin oğlundan bir b...k olmaz, ben oğlunun para kasası mıyım" dediği, eşinin ailesi ortak konuta geldiğinde hoşgeldiniz demediği, eşinin çamaşırlarını yıkamadığı, ev işlerine gereken özeni göstermediği, sürekli annesinin sözü ile hareket ettiği, eşinin ailesine gereken ilgi ve saygıyı göstermediği, tarafların uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, orta çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı tarafın tanık beyanlarına konu olayların 2-3 yıl öncesine ait olduğunu, erkeğin kadını evden kovduğunu, hakaret ettiğini belirterek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, kabul edilen nafaka miktarları, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının sigortasız olarak çalıştığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, iştirak nafakası miktarı, kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı, reddedilen tazminatlar ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kadının annesinin sözü ile hareket ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak tanıklar S. ve H.'nın bu konudaki beyanları soyut olmakla kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, yine kadının ev işlerine gereken özeni göstermediği, eşinin çamaşırlarını yıkamadığı yönüyle kusurlu bulunduğu ancak bu yöndeki tanık H.'nın beyanı dikkate alındığında en son tanığın 2018 yılında ortak haneye gittiği, tanık S.'in beyanının ise kendi içinde çelişkili olduğu gözetilerek kadına verilen kusurdan çıkarılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurun yerinde olduğu, erkeğin kadını aşağıladığı yönüyle kusurlu bulunduğu ancak tanık M.'nin bu konudaki beyanının soyut olduğu gözetilerek kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, erkeğe verilen diğer kusurların yerinde olduğu, taraflara verilecek başkaca bir kusurun bulunmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, kadın ve çocuk yararına hükmolunan tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile tarafların kusur tespitine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadının tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulü ile buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, bu konu hakkında yeniden hüküm tesisine, kadın için takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının Daire karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık aynı miktar (1.000,00 TL) yoksulluk nafakası olarak devamına, çocukk için takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının Daire karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık aynı miktar (1.000,00 TL) iştirak nafakası olarak devamına, kadın için yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, kabul edilen nafakalar ve miktarları, reddedilen tazminatlar ve velâyet yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminatın, yoksulluk nafakasının, çocuk yararına iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına kabul edilen maddî-manevî tazminat miktarı ile kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dinlenen tanık beyanlarından kadının erkeğin ailesini aşağıladığının ispatlandığının, kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, erkeğin ise mesaj kaydı ve dinlenen tanık beyanından kadına eve gelmemesi yönünde mesaj gönderdiğinin ispatlandığının, erkeğe de bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.