Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8469 E. 2024/5298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusuru, kadına yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat takdiri hususlarında yerel mahkeme kararının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, erkeğin evlilik birliğini temelinden sarsacak davranışlarda bulunarak boşanmaya sebebiyet vermesi, kadının yoksulluğa düşecek olması ve boşanmada kusurlu olmaması hususlarını gözeterek kadın yararına yoksulluk nafakasına ve maddi manevi tazminata hükmetmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1426 E., 2023/1509 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/999 E., 2023/140 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın başlangıçta ayrı ve bağımsız bir hane tefriş etmiş ise de sonrasında sebatsız tutumu sebebi ile tarafların davalının annesi evine yerleşmek durumunda kaldıklarını, zaman içinde müvekkilinin kayınvalidesi ...'in evinde çamaşırdan bulaşığa temizlikten kayınvalidesinin sigarasına değin tüm işleri koşmak zorunda kaldığını, davalının umursamaz tutumu tartışmalar ile huzursuzlukları doğurduğunu, davalının yaşanan tartışmalarda müvekkiline sinkaflı sözler yanında hakaret içeren (gerizekalı, aptal) kelimelerle hitap etmesi müvekkilini derinden üzdüğünü, yaraladığını, müvekkilinin fabrikada çalışan eşinin durumunu düzelteceği ve mutlu günlere dönüleceğini inancını taşımasına karşın beklenenin olmadığını, davalının uyuşturucu madde sattığının kolluk kuvvetlerince tespiti sonrası 2019 yılı Nisan ayında ev düzenlenen baskın neticesinde davalı gözaltına alındığını, müvekkilinin sabıka kaydının kabarık olan kayınvalidesi ile de yaşanan tartışmalarda sürekli darp edildiğini, davalının uyuşturucu suçundan cezaevinde oluşum ve müvekkili yönünden ortak hayatın çekilmez hale gelişi yanında müvekkilinin kayınvalidesince sürekli darp edilmesi boşanma yoluna başvurmasını zorunlu hale getirdiğini, müvekkilinin gördüğü darp ve yaşadığı şiddetlerden olumsuz etkilenen çocukların tedavisi için Erciyes Üniversitesi ve Kayseri Şehir Hastanesinde gerekli işlemleri yaptıran müvekkilinin davalının yaşattığı badireler nedeni ile kağıt üzerinde kalan evliliği bitirmek üzere mahkemeye başvurma kararı aldığını, taraflar arasında davalının asli ve ağır kusurları nedeniyle fiilen biten evlilik birliğine temelinden sarsılma nedeniyle boşanma kararı itttihaz edilerek son verilmesi hususunda hüküm tesisini, ortak çocuklar Hülya ve Mehmet'in anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu yanında ruh ve bedensel gelişimlerinin olumlu tesisi için velâyetlerinin müvekkilemize verilmesini, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuklardan Hülya ve Mehmet için ise ayrı ayrı olmak üzere aylık 500,00 TL'den 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi, boşanma kararı ile birlikte tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesi, davacı lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî olmak üzere 100.000,00 TL tazminata hükmedilmesine, talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı ile anlaşmalı olarak boşanmak istediğini ancak çekişmeli boşanmak istemediğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 2021/357 esas, 2022/457 karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına, 07.12.2021 tarihindeki celsede verilen davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, ortak çocuklar ... için 250,00 TL ... için 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra davacı kadın için verilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuklar ... için 400,00 TL ... için 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, tarafların gayri reşit ortak çocuğu ... ve ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine ve ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadının talep etmiş olduğu maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2022 tarih ve 2022/2007 Esas, 2022/2117 Karar sayılı kararı ile; gerekçeli kararda "...tanıklar beyanlarında davacının hane içerisinde kaynanasından dayak yediğini, davalının üç yıla yakındır ceza evinde olduğunu, erkeğin eşine sahip çıkmadığını, aralarında geçimsizlik olduğunu, birlikte kaynana ile yaşadıklarını, damadın kadına hakaret ettiğini beyan etmişlerdir..." şeklinde bir tespitte bulunduğu, tanıklar tarafından beyan edilen vakıaların davalı kocaya kusurlu vakıa olarak yüklenip yüklenmediğinin açıklanmadığı, Mahkemece taraflara yüklenen kusurlu vakıaların ve kusur derecelerinin açıkça belirtilmesi gerektiği, gerekçeli kararda her ne kadar kadın kusursuz, erkek tam kusurlu kabul edilmiş ise de, davalı erkeğe hangi kusurlu vakıaların yüklendiği açıklanmadığından ortada denetime ve infaza elverişli bir karar bulunmadığı gerekçesi ile sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız hane temin etmediği, kadını kaynanasının hizmetine verdiği, eşine ağır hakaret ettiği, uyuşturucu yakalatıp cezaevine düştüğü, annesinin eşini dövmesine seyirci kaldığı ve boşanmaya neden olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 07.12.2021 tarihindeki celsede verilen davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, ortak çocuklar ... için 250,00 TL ... için 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra davacı kadın için verilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuklar ... için 400,00 TL ... için 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, tarafların gayri reşit ortak çocuğu ... ve ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine ve ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadının talep etmiş olduğu maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vasisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vasisi istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin bir eş olarak görevlerinin yerine getirdiğini, eşinin ailesinin dolduruşu ile bu davayı açtığını, kendisinin ceza evine girmesi ile eşinin boşanma davası açtığını, mahkemece kusur araştırması yapılmadığını, yerel mahkemece ilk kararda direnildiğini, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının tazminat ve davacıya bağlanan yoksulluk nafakası yönünden bozularak davacının bu taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; bu itibarla, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesinde, kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı karşı davacı kadın yararına, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vasisi temyiz dilekçesinde özetle; davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vasisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.