Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8470 E. 2024/4378 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak fer'i taleplerin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve taraf beyanları değerlendirilerek, erkeğin eşinin hamileliği döneminde ilgisiz kalmasının ve ailesinin yönlendirmesiyle hareket etmesinin boşanmaya sebebiyet veren asli kusurlu davranış olduğu, kadının ise kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1385 E., 2023/1453 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/708 E., 2023/475 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalının anne otoritesi altında yetiştiğini, annesinin sözünden çıkmadığını, annesinin ise müvekkilini hiçbir zaman sevmediğini ve gelin olarak istemediğini, müvekkilinin davalının ailesi ile birlikte kaldığını, evde sözü geçen kişinin davalının annesi olduğunu, müvekkilinin ailesini ziyarete gitmek istediği için kayınvalidenin kötü davranmasına erkeğin sessiz kaldığını, devamlı annesinin görüşlerini desteklediğini, davalının annesinin müvekkilinin hamile kalmasına razı olmadığını, müvekkiline doğumu evde yapacağını söylediğini, müvekkilinin alınmayan ilaçları ve yaptırılmayan kontrolleri nedeniyle gebeliğin sonlandırılmasına erkeğin yine tepkisiz kaldığını,, tarafların 2 ay kadar fiili birliktelik yaşadıklarını, kardeşinin nişanı için babasının evine giden müvekkilini almaya gitmeyen davalının gelmesini istemeyerek gebeliği sonlandırmak için sadece imza atmaya geldiğini, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı eşin saygı ve sevgi göremediğini, asıl davacı kadının ailesinin evlilik birlikteliğine müdahalede bulunduğunu, davacı ile müvekkilinin fiili olarak 4 ay kadar evli kaldıklarını davacının ailesinin evine gittiğini ve orada kalıp müşterek haneye dönmediğini, davacının evde olan bütün olayları ailesine haber verdiğini ve ailesini evlilik birliğine sürekli dahil ettiğini, son olayda ise müvekkili evde yokken davacının ailesinin gelerek davacıyı götürdüklerini, müvekkilinin davacıyı hastaneye götürdüğünü ve tüm ilaçlarını aldığını ancak davacı kadının ilaçları kullanmak istemediğini, evliliğin ilk günlerinden itibaren ailesine sık sık gidip uzun süre kaldığını evdeyken odasından dışarı çıkmadığını, sürekli telefon ile konuşup evliliği sonlandırma yönünde ailesinin telkinlerinin olduğunu, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsıldığını, davalının asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,erkeğin ailesinin yönlendirmesiyle hareket ettiği, eşinin hamileliği döneminde ve hamileliğin sonlandırıldığı dönemde eşi ile ilgilenmediği gerekçesi ile tam kusurlu olduğu, kadının ise erkek tarafından kusurlu davranışını ispat edilemediği, ailesini ziyaret etmesi de kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesi ile kadının açtığı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre boşanmalarına, kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, 36.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı boşanma davasının tam kusurlu olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; Mahkemece verilen kararı kusur belirlemesi, kadının asıl davasının kabulü, belirlenen yoksulluk nafaka miktarı, kendisinin reddedilen boşanma davası, maddî ve manevî tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ortak yaşam nedeniyle kadının ailesini ziyaret etmesinin İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği gibi aşırı boyutta olmadığı ve olağan kabul edilmesi gerektiği, annesinin sözü ile hareket eden ve ilgisiz kalan eş nedeniyle kadının yaşanan sıkıntılar ile ilgili telefonla odaya geçip ailesiyle konuşmasının da kusur kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı; erkeğin annesinin bu yönde bir şikayetinin bulunmadığı; evdeki işleri yemeği kendisinin yaptığını bildirmiş ve davacı-karşı davalı kadının baba evine ziyaret için gittiğini, bir sorun yaşanmadığını beyan etmesi karşısında İlk Derece Mahkemesince kadına kusur yüklenmemesinin doğru olduğu; bu nedenle kusurlu vakıa ve kusur derecesi tespitinde bir hata bulunmadığı gerekçesiyle, erkeğin reddedilen boşanma davasına, hükmedilmeyen tazminat talebine, kadının kabul edilen davasına, hükmedilen toplu yoksulluk nafakası ve miktarı ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek her iki dava ve fer'îleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminatlara hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü ve 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.