Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8480 E. 2024/3285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması taleplerinin hukuki geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin, ipotek tesisinden haberdar olmadığı ve rıza göstermediği bilirkişi incelemesiyle tespit edildiğinden ve davacının aile konutu şerhi talebinde bulunması için tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu olmadığından, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/633 E., 2023/1917 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/471 E., 2021/787 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı banka vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davacı kadının açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine davalı eş tarafından davalı banka yararına ipotek tesis edildiğini, davalı eş hakkında icra takibi başlatıldığını ve davacı kadının başlatılan icra takibi sebebiyle taşınmaz üzerine konulan ipotekten bilgi sahibi olduğunu, ipotek işleminin geçersiz olduğunu, davalı banka tarafından sunulan muvafakname altındaki imzanın davacı kadının eli ürünü olmadığı ve bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotekten bilgi sahibi olduğunu ve açık rızasının bulunduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'ya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipoteğin kaldırılması talebi yönünden yapılan incelemede; davacı ve davalı eşin 21.09.2011 tarihinden bu yana dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri ve taşınmazın aile konutu olduğu, her ne kadar davalı banka vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde; taşınmaz üzerine konulan ipoteğe dair davacı kadının açık rızasının alındığı iddia edilmişse de yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, imzanın davacı kadının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davalı banka vekiline yemin deliline dayanmış olduklarının hatırlatıldığı ve davalı banka vekili yargılama sırasında alınan beyanında, yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan ettiği, aile konutu niteliğinde olduğu hususunda duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının bilgi ve onayı dışında, ipotek tesis edildiğinin kabulü gerektiği, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden yapılan incelemede ise işbu davanın 08.05.2019 tarihinde açıldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının 06.02.2014 tarihinde değiştirildiği, yapılan değişiklik ile aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, Bu değişikliğin, 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı gün yürürlüğe girdiğini, anılan yasal değişiklikten sonra tapu müdürlüğünün, talebi hukuken ve fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yolu ile istemesinde hukuki yararı olmadığı, çünkü; aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapabileceği başvuru ile elde etmesinin imkanı dahilinde olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğu, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, davacının tapu müdürlüğüne başvuruda bulunduğuna dair herhangi bir iddiasının olmadığı, bu sebeplerle davacının dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebi açısından talebin hukuki yarar yokluğu ile usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ve bu talep yönünden davacı kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; aile konutu şerhi konulması talebinin reddi ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemine karşı davacı kadının açık rızasının alındığı, konulan ipotek işleminden bilgi sahibi olduğu, her ne kadar yapılan imza incelemesi neticesinde imzanın eli ürünü olmadığı belirtilmişse de imzanın banka görevlisi huzurunda atıldığı ve banka görevlisinin bir anlık dalgınlığı ile imzanın davalı eş tarafından atılmış olabileceği, davalı eşin sahte imza attığı, bu konu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğu ve ilgili savcılık dosyasının işbu dava dosyası açısından bekletici mesele yapılması gerektiği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı vekili ve davalı banka vekilinin usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile ipoteğin kaldırılması talebinin kabulü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava; ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davacı kadının ipotek işlemine karşı açık rızasının alınıp alınmadığı, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/8720 soruşturma sayılı dosyasının işbu dava dosyası açısından bekletici mesele yapılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı, ipoteğin kaldırılması davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 165 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.