"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2645 E., 2022/2255 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dazkırı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/117 E., 2021/41 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferileri ile ziynet alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; sık sık sergilediği küsme huyu olduğunu, küstüğü zaman 1 ay 1,5 ay hiç konuşmadığını hakaret ettiğini, en son şerefsiz diye hakaret ettiğini, davacının yüzüne tükürdüğünü bunun üzerine davacının evdeki kendine ait eşyaları toplayarak evden ayrıldığını, ortak 3 inek aldığını, onun sütünü satarak davacının sigorta primlerini yatırmayı planladıkları halde davalı ve babasının buna karşı çıktığını, davacıya mehir sözleşmesi ile verilmiş bir tane sözleşme dışında verilmiş 2 tane olmak üzere toplamda 3 tane (her biri 20'şer gram gelen) altın bileziği geri verilmek koşulu ile ev yapılırken satıldığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, sonra bu nafakasının yükseltilerek yoksulluk nafakası olarak devamına, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davalı adına büyükbaş hayvanı olmadığını, hayvanların davalının babasına ait olduğunu, sürekli evin tapusunu istediğini, yapılmaz ise evliliği yürütemeyeceğini söylediğini, evin tapusu yüzünden erkeği ve anne - babasının baskı altına almaya çalıştığını, davacının ben bu evliliği yürütmek istemiyorum, ben bedavaya geldim dediğini, bu şekilde kendisinden soğuttuğunu, evi sebepsiz yere terk ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin uzun süreli küsme huyunun olduğu, kadına hakaret ettiği, kadının ise davalı ve ailesinden kendisine az takı taktıkları yönünde serzenişte bulunduğu, hayatını garanti altına almak için üzerine ev, araç yapılmasını istediği bu nedenle davacı kadının huzursuzluk çıkardığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; fotoğraflar ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde bileziklerin geri verilmek üzere satılmış olduğunun ispatlandığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir ve 250,00 TL yoksulluk nafakasına, ziynet alacağının kabulü ile üç adet 20 gr 22 ayar bileziğin (15.000,00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaz ise 15.000,00 TL'nin 16.07.2018 tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evliliklerinin kısa sürdüğünü, kadının sebepsiz evi terk ettiğini, kendisine ve ailesine maddî konularda baskı yaptığını, ziynetlerin kendisinde olduğunu, ziynet alacağının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, kadına yüklenilecek başkaca bir kusur bulunmadığı; tanık beyanı ile erkeğin kadına hakaret ettiği belirtilmiş ise de tanığın zamanı belli olmayan bir olayı anlattığı, erkeğin sürekli küstüğü yönüyle verilen kusuruna yönelik tanık beyanının ise soyut ve kadından duyuma dayalı olduğu, soyut ve duyumdan aktarım beyanların kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu kusur durumuna göre kadının tam kusurlu olduğu, mahkemenin kusur dağılımı hatalı olduğu: ziynet alacağına karar verilirken ıslah edilen miktar ve tarihin dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün kaldırılmasına, boşanma davasının reddine, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına, 3 adet 20 gram 22 ayar bileziğin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 15.000 TL'nin 10.000 TL'sinin dava tarihi olan 16.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, kalan 5.000 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 03.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
2. Davacının görsel materyaller ve tanık beyanları ile ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından ihtiyaçlar için satıldığını ispatladığı, davalı erkeğin ise iade edilmemek koşulu ile ziynetleri bozdurduğu hususunu ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanılmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri alması gerektiği, bu nedenle günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına, kadının yaşına ve ihtiyaçlarına göre tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile erkeğin, ziynet alacağı ile tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesi olmaksızın davanın reddine karar verdiğini, tanık beyanlarının soyut ve belli bir zamana ait olmayan beyanlar ya da duyumdan aktarım beyanlar olmayıp, tamamen tanığın görgüsüne dayalı olduğu, belirlenen kusurların bu nedenle hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve boşanma davasında verilen ret kararı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 190 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Davacı kadın vekili tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası ikame edilmiş, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilerek; davanın kabulü ile boşanmaya ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davalı erkek vekili tarafından her iki boşanma davası ve ferileri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının istinaf başvurusunda bulunmayarak kusurlarını kesinleştirdiği, davalı erkeğe yüklenilen kusurların bir kısmının duyumdan aktarım beyanlar olup, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlardan ibaret olduğu gerekçesi ile erkeğe kusur yüklenilmesinin hatalı olduğu, bu halde kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin küsme huyunun olduğu tanık N.'nin beyanından anlaşıldığı, bu huyunun uzun süreli olduğu kısımının ise tüm tanık beyanları ile desteklendiği bu davranışların süregelen davranışlar olması nedeniyle tanık beyanlarının soyut ve tarih belirtilmeden ifade edildiğinin kabulünün hatalı olduğu, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı kadın dava açmakta haklıdır. O halde, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı kadının davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.