Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8484 E. 2024/175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında erkek tarafından açılan katkı payı alacağı davasında, davalı kadının üçüncü bir kişiden aldığı iddia edilen paranın katkı payına dahil edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı kadının üçüncü kişiden aldığı iddia edilen 10.000 DEM tutarındaki parayla ilgili iddiasını ispatlayamaması ve tanık dinletmekten vazgeçmiş olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/455 E., 2023/255 K.

DAVA TARİHİ : 11.07.2001

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 104 ada 38 parsel 6 nolu bağımsız bölümü satın almak için daire sahibi ile anlaştığını, bedelini müvekkilinin ödediğini, davalının müvekkilinin hesabından para çekme yetkisi olduğunu, İzzet A. isimli kişinin müvekkiline olan 10.000,00 DEM'lik borcunu da davalının aldığını, müvekkiline ödemediğini belirterek; taşınmazın keşif ile saptanan değerinin veya 50.000,00 DEM alacağın boşanma tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 10.11.2003 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde taşınmazın satış tarihindeki değeri olarak 50.000,00 DEM yazılmış ise de taşınmazın keşif tarihindeki değeri olduğunu açıklamıştır.

3. Davacı erkek vekili 09.02.2004 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu kalemlerin 1991 yılı içinde banka aracılığı ile gönderilen 13.500,00 DEM, davalının müvekkilinin hesabından çektiği 12.000,00 DEM, müvekkilinin İzzet A. isimli kişide olan alacağı olan 10.000,00 DEM olan toplam 35.500,00 DEM olduğunu, talep edilen 50.000,00 DEM'in 10.000,00 DEM'in davalının tahsil edip de müvekkile ödemediği İzzet A. isimli kişinin yaptığı borç ödemesinden kaynaklandığını, geri kalan 40.000,00 DEM'in ise taşınmazın keşif tarihi olarak belirtilen 02.12.2003 tarihindeki değeri olduğunu açıklamıştır.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; gönderilen paraların çocuklarının geçiminin sağlanması için gönderildiğini, bunu istemenin yasal dayanağı olmadığını, İzzet A.’dan 10.000,00 DEM almadığını, taşınmazın müvekkilinin biriktirdiği para ile alındığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.02.2004 tarih ve 2001/214 Esas, 2004/82 Karar sayılı kararı ile, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla, taşınmazın dava tarihi itibarıyla maliyetinin 18.888.800.000,00 eTL tespit edildiği, davalının taşınmazı davacının gönderdiği paralarla almış olduğu, tapunun iptalinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 18.888.800.000,00 eTL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.03.2009 tarih ve 2007/20617 Esas, 2009/5642 Karar sayılı kararı ile, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 12.11.2009 tarih ve 2009/165 Esas, 2009/540 Karar sayılı kararı ile, Aile Mahkemesi sıfatıyla, taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri 18.888,80 TL tespit edildiği, davalının taşınmazı davacının gönderdiği paralar ile aldığı, vekâlet hükümlerine göre söz konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin davacı tarafından talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 18.888,80 TL'nin dava tarihi olan 11.07.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair taleplerin reddine yönelik verilen karara karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.03.2022 tarih ve 2021/8894 Esas, 2022/2078 Karar sayılı kararı ile, davacı erkeğin 10.000,00 DEM talebi yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, davacının dava dilekçesinde, davalı eş tarafından üçüncü kişiden alındığı iddia edilen 10.000,00 DEM yönünden de talebi bulunduğu halde, Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına; davacı erkeğin taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının dava dilekçesinde talep ettiği davalı eş tarafından üçüncü kişiden alındığı iddia edilen 10.000,00 DEM yönünden yapılan incelemede; 27.12.2001 tarihli duruşmada davacının tanıklarından yalnızca Süleyman'ın dinlenmesinin talep edildiği, davacı vekili tarafından diğer tanıkların dinlenmesinden vazgeçildiği, bu miktar alacak yönünden ispat yükü yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek temyiz dilekçesinde; taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, mağdur olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazın değeri noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taşınmaz yönünden hükmün onanarak kesinleşmiş bulunmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.