"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1104 E., 2023/1170 K.
KARAR : Kısmen kabul yeniden hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/1096 E., 2020/918 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyize konu reddedilen ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2011 yılında evlenen tarafların çocuklarının bulunmadığını, erkeğin kendisine nişanlılık sürecinden beri fiziksel şiddet uyguladığını, asabi bir kişiliği olduğu, kadının ailesiyle görüşmesini engellediği, alkol ve benzeri kötü alışkanlıkları olduğu bunun aile düzeni ve aile ekonomisini sarstığı, bir süre davalı-karşı davacının annesi ile yaşamaları ve annesinin kadının yaşamına müdahale etmesinden kaynaklı sorunlar yaşandığını, davalı-karşı davacı-karşı davalının kendisine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kendisini öğrencilerinin yanında bağırarak rencide ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasıyla tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 50.000'er TL maddî -manevî tazminata, 3.000,00 TL ziynetlerinin yasal faiziyle erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini ıslah ile 4.482.52 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde sunulmayan cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının iddialarının doğru olmadığını, ziynetlerin davalı-karşı davacı ve ailesinde bulunmadığını, davacı-karşı davalının özgür yaşamak istediğini söylerek davalıyı terslediği, en sonunda evi terk ederek davalı-karşı davacıyı maddî ve manevî çöküntüye uğratmak suretiyle kusurlu davranışlarda bulunduğunu beyanla asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000 TL maddî, 30.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına, tarafların iddia ve beyanları, dosyaya sunulan ve toplanan deliller, tanık anlatımlarına göre, erkeğe, kadının ailesi ile görüşmesinde sıkıntılar çıkarmasının kusur olarak yüklenildiği, kadının diğer iddialarının ispatlanamadığı, erkeğin kadın için ileri sürdüğü iddialarını ise ispatlayamadığı, tarafların beyanlarından anlaşıldığı üzere evliliğin devamında yarar kalmadığı gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır kusurlu kabul edilerek asıl ve karşı davanın kısmen kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddi, 7.000,00 TL manevî tazminata, kadının ispat edilmeyen ziynet alacağı ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kararın gerekçesiz olduğunu, adil yargılanma haklarının kısıtlandığınu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, duyuma dayalı tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, evi terk eden kadının tam kusurlu olduğunu, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, kadının çalışmasına rağmen lehine tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedildiğini belirterek, kadın yararına hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminatlar, karşı davanın reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuş, boşanma hükmü ile reddedilen ziynet alacağı hükümlerinin onanmasını talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; erkeğin karşı davasında boşanma talebi hariç diğer talepleri reddedildiği halde lehlerine tek vekâlet ücretine hükmedilmediğini, müvekkili lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarının düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kadının evlilik birliği içinde psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü, bu nedenle terapi gördüğünü, ziynet eşyası alacağının ispat edilmesine rağmen reddinin hatalı olduğunu belirterek ziynet, nafaka, tazminat ve vekâlet ücreti taleplerinin kabulüne, erkeğin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kusura ve boşanmaya ilişkin karar gerekçesinde "erkeğin kadın için öne sürdüğü iddialarını ispat edemediğinin" belirtilmesine göre erkeğin boşanma talebine ilişkin karşı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ise de, açıkça istinaf edilmeyen bu hükmün kesinleştiği görülmekle, yanılgıya değinilmekle yetinildiği; kusur değerlendirmesinde ve kadın yararına tedbir nafakası ve maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik bulunmadığı; davacı-karşı davalı kadının davanın açıldığı tarihte öğretmen olarak çalışan kadının yargılama sırasında bir süre işten ayrılmış olmasına rağmen incelenen güncel çalışma kayıtlarına göre öğretmen olarak çalışmaya devam ettiği, kendi isteği dışındaki nedenlerle işten ayrılmak zorunda kaldığı hususunun da ispat edilmemiş olması nedeniyle düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, boşanma sonrasında da yoksul duruma düşmeyeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle erkeğin toptan yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan kabulü ile ilgili hükmün kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalı kadının ziynet hükmüne ilişkin istinaf dilekçesinin ise kesinlik nedeniyle reddine, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen ziynete ilişkin hususlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik durum ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı -karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davacı -karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
b.Davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.