Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8492 E. 2024/7299 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen maddi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alındığında, hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gözetilerek, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve 6098 sayılı TBK’nın 50 ve 51. maddeleri uyarınca daha uygun miktarda tazminat ve nafakaya hükmedilmesi gerektiğinden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1584 E., 2023/1099 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/111 E., 2021/552 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına maddî anlamda baskı yapmaya başladığını, işlerinin yolunda gitmemesi sebebiyle kadına ait ziynetleri alarak bozdurduğunu, 15.02.2013 tarihinde kadının rahatsızlandığını, erkeğin, kadının annesini arayarak kadının kalp krizi geçirdiğini söyleyerek eve gelmesini istediğini, annesi eve geldiğinde kadına kalp masajı yapıldığını, erkeğin ise kadının kolundaki bilezikleri çıkarmaya çalıştığını, kadının rahatsızlığında ilgilenmediğini, erkeğin ailesinin ise "bırak, gel, düzelmez, eski hale gelmez" diyerek erkeği Bingöl'e çağırdıklarını, yoğun bakım sonrasında eve gönderilen kadının bakımının ailesi tarafından yapıldığını, erkeğin ise çocuğu alarak ailesinin yanına gidip çocuğu göstermediğini, kadının durumunun düzelmemesi nedeniyle annesinin ısrarlı çabalarıyla İstanbul'da hastaneye getirildiğini, bu aşamada da erkeğin ilgilenmediğini, sonrasında masrafların karşılanması konusunda yardımcı olmadığını, arayıp sormadığını ve hiç bir ihtiyacı karşılamadığını, erkeğin ortak konutu eşinden habersiz taşıdığını, ortak çocuğu göstermediğini, mal kaçırmaya çalıştığını şu anda %98 engelli olan olan kadının devamlı bakıma muhtaç olarak yaşamak durumunda kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata, dava dilekçesinde yazılı ziynet ve ev eşyalarının bedeli olan 46.081,00 TL'nin erkekten tahsiline karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının kalp krizi geçirmesinden sonra kendisini ifade edememesi nedeniyle olayların tamamının eşinin ailesi arasında cereyan ettiğini, kadının annesinin erkeğe ve erkeğin annesine karşı olumsuz tutum ve tavırlar sergilediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, hasta ve bakıma muhtaç eşinin bakım ve gözetimine yardımcı olmadığı, birlikte yaşama yükümlülüklerini ihlal ettiği, eşinin yanında olmadığı, eşini ailesinin yanına bıraktığı, ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüyle 46.081,00 TL'nin erkekten tahsiline, ev eşyası alacağına ilişkin talebinin ispatlanamadığından reddine, erkeğin iştirak nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları, erkeğin cevap dilekçesinde ikrar ve kabul ettiği ziynetler dikkate alınmadan kısmen kabul edilen ziynet eşyası alacağı, ziynet eşyası alacağı yönünden yasal faize hükmedilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminatların esası, yanlı beyanların hükme esas alınması yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; olayların gelişimine göre yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle engelli ve bakıma muhtaç hale gelen kadının annesinden kaynaklandığı anlaşılan olaylar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceğine dair karar gerekçesinin isabetli olduğu, neticeten evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ancak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, ihlal edilen maddî menfaatlerinin kapsamı, engelli ve bakıma muhtaç halde olması, ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları, fiili evlilik süresi, paranın alım gücü gibi kriterler nazara alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı yönünden ise mahkemece eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı, ziynet alacağı davasına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadın yararına 90.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ziynet alacağı davası yönünden ise kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkeğin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçelerinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda hiç kusuru bulunmayan kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, kadının bakıma muhtaç olduğunu ileri sürerek kararın maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki geçimsizliğe kadının annesinin sebebiyet verdiğini, erkeğin tam kusurlu kabul edilmesinin somut delile dayandırılmadığını, kadının fizik tedavi desteğini İstanbul'da almak istediğini, ortak konutun olduğu şehire gelmekte büyük direnç gösterdiğini, kadının ailesi ile muhatap olmadan eşi ile ortak hayatı devam ettirmenin hiçbir yolu olmadığını, kadının annesinin tarafları İstanbul'da yaşamaya zorladığını, bu planı gerçekleşmeyince de kadın üzerinde baskı kurarak boşanma davası açtırdığını, kadının tanıklarının tamamının ilk celseye gitmeyip erkeğin tanık beyanları alındıktan sonra, buna göre beyanda bulunmak amacıyla ihzar sonrası duruşmaya giderek ifade verdiklerini, bu durumun kurgu olduğunu, maddî ve manevî her anlamda kadının yanında olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bunların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, tarafların kusurlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı kadın yararına maddî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.