Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8496 E. 2024/6709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı kadının boşanma nedenlerini ispatlayıp ispatlayamadığı ve davanın reddinin isabetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin tanık listesini sunmadığı ve tanıklarını hazır etmediği gerekçesiyle davacının iddiasını ispatlayamadığı, usul ve yasaya uygunluk değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1070 E., 2023/1200 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/580 E., 2021/85 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının önceleri yurt dışında çalıştığını, ilgisiz olduğunu, ekonomik destek sunmadığını, kadına ve çocuklara psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ev eşyalarına zarar verdiğini, eziyet ettiğini, şiddet nedeniyle alınan uzaklaştırma kararına rağmen evden davalının ayrılmaması nedeniyle kendisinin çocukları ile evden ayrıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, kadın yararına 10.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00'er TL tedbir-iştirak, kadın yararına ise aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının uzun süre yurt dışında çalıştığı ancak eşinin ve çocuklarının geçinmesine yetecek kadar para göndermediği, uzun süreler izne gelmediği, velâyete muhtaç ortaç çocuğun babasını ilk defa sekiz yaşında gördüğünü beyan ettiği, 2008 yılında Türkiye'ye kesin dönüş yaptığı, eve döndükten sonra iş bulamadığı sürekli evde kaldığı, eşine ve çocuklarına fazla baskıcı davrandığı gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 300,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin kadının çalışıyor olması nedeniyle reddine, kadın yararına yasal şartları gerçekleştiği gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının ortak çocukları dolduruşa getirip bu davayı açtığını, kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacı vekili tarafından dava dilekçesinde tanık deliline dayanıldığı ve ön inceleme duruşmasında davacı vekiline tanık listesi sunması için kesin süre verilmesine rağmen davacı vekilinin tanık listesini sunmadığı ve tanıklarını bir sonraki celse hazır etmediğinin anlaşıldığı, bu durumda, Mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacının davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocukların Mahkeme huzurunda ve sosyal inceleme raporunda bulundukları beyanlar ile kadının iddiaları doğrultusunda erkeğin kusurlu olduğunu ispatlandığını, erkeğin tehditkar yapısı nedeniyle tanık dinletemediklerini, evliliğin devamının kadının güvenliği açısından risk oluşturduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı hususunun kadın tarafından ispatlanıp ispatlanamadığı, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekililnce temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Yüksel'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.