Logo

2. Hukuk Dairesi2023/84 E. 2023/2987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi, nafaka hükümleri ve velayet düzenlemesinin yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanmaya, kusur oranına, tazminat ve nafaka hükümlerine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/407 E., 2022/1240 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/987 E., 2019/1034 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının kendisine kötü davrandığını, hakaret ettiğini, sürekli evden ayrıldığını, ailesini istemediğini, sorumsuz olduğunu, anne ve babasına saldırdığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin evlendikleri günden beri fiziksel ve zihinsel olarak davacı erkekten şiddet gördüğünü, davacı erkeğin; birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini sürekli küçük gördüğünü, tehdit ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, davacı erkeğin babasının da müvekkilini darp ettiğini, davacı erkeğin müvekkilini yıllar boyunca ailesinin evine göndermediğini, ailesinin ortak konuta gelmesini engellediğini, müvekkili ailesini ziyaretten döndüğünde davacı erkek tarafından konuta alınmadığını, çocuklarıyla birlikte sokakta bırakıldığını, akrabalarında kalmak zorunda kaldığını, davacı erkeğin yıllardır çocukları ve eşine zulüm dolu bir hayat yaşattığını, baskı ve olumsuzluklar yaşattığını savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, eşine olumsuz konuştuğu, erkeğin ...'ya tayini çıktığı, kadının ...'yı beğenmeyip geri geldiği, erkeğin polis olduğu, tayinini kendisinin istemediği; kadının, erkeğin annesinin üzerine yürüdüğü, kavga ettikleri, fiziksel şiddet uyguladığı; erkeğin; kadını ailesi ile görüştürmediği, 3 çocuğu ile kapıya attığı, iddialarda bulunduğu, erkeğin babasının kadına şiddeti olduğu; tarafların aile sorumluluklarını taşımadıkları, tarafların eşit kusurlu oldukları, evlilik birliği ve ortak hayatın temelinden sarsıldığı, devamında beklenen menfaat kalmadığı belirtilerek her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ortak çocuk Yusuf Muhammed'in ayrılık sırasında anne ile kalması, anne bakım ve şefkatine ihtiyacı nedeniyle velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına çocuğun ihtiyaçları, tarafların sosyal ekonomik durumları, hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına; kadının boşanma nedeni ile yoksulluğa düşeceği, çalışmadığı, geliri olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumları, hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına; tarafların kusur durumları dikkate alınarak kadının maddi ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ... 3. Aile Mahkemesinin 14.11.2018 tarih, 2018/64 Esas ve 2018/984 Sayılı kararı ile kadın ve ortak çocuğa bağlanan aylık toplam 1.000,00 TL tedbir nafakaları işlediği ve ödemeleri devam ettiği halde eldeki davada tedbir nafakasına hükmedilmesinin mükerrerlik oluşturduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve velâyet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşine "Domuz, köpek" diyen, kayınvalidesini ve kayınpederini istemeyen, kayınvalidesini döven kadının az; eşine psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uygulayan, hakaret eden, başkaları ile yakıştıran, evden kovan, ailesi ile görüştürmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek kadının kusur belirlemesine ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ilgili bendi kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; ... 3. Aile Mahkemesinin 2018/64 Esas-2018/984 Karar sayılı kararı ile 22.01.2018 tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve çocuk için ayrı ayrı 500,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakası ile eldeki davada takdir edilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrürünün infazda değerlendirileceğinin anlaşılmasına göre kadının diğer istinaf talebi ile erkeğin istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu, kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı; kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, velâyetin düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.